sea
Geçmiş
Justin'i öptükten sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını falan düşünmüştüm ama şaşırtıcı bir gelişme olmuştu.
Her şey tam olarak eskisi gibiydi.
Hatta çok daha kötü bir hale sokmuştum her şeyi.
Onu öperken eğer aklımı yitirmediysem onun da beni öptüğüne adım gibi emindim ama geri çekildiğimde işe geç kaldığımı söyleyip beni işe bırakmıştı.
Bu şekilde kendimi bok gibi hissetmeme neden olduğu yetmiyor gibi üzerinden dört gün geçmişti ve dört gündür benden kaçıyordu.
Ben okuldan veya işten döndüğümde evde olmuyordu, gece çok geç saatte gelip odasına giriyordu ve hiçbir şekilde dışarı çıkmıyordu.
Kendimi tacizci gibi falan hissetmiştim.
"Kızım yoksa çocuğun ilk öpücüğünü falan mı çaldın?" diye dalga geçmişti Merida çalıştığım kafeye yanıma geldiğinde.
Justin'in sanki bir sapıkmışım gibi benden kaçıyor olması onu baya eğlendirmişti.
"Saçmalama," dedim böyle bir şeyin ihtimali olmadığını bildiğim. "Kızlar ağzının içine düşüyor, sence böyle bir şey mümkün mü?"
"O zaman bir sevgilisi falan var, kendini suçlu hissetti," diyerek daha berbat bir teori ortaya attı.
"Bana sevgilisinin olmadığını söylemişti," dedim iş yapmıyor gibi durmamak için tezgahtaki bardakları kurularken.
Merida da önüne koyduğum kurabiye tabağını mideye atmakla meşguldü. "Saf olma Erin," dedi lokmasını yutup. "Hangi erkek evinde kalan çaresiz ama ultra ateşli genç bir kıza sevgilisinin olduğunu söyler ki?"
Söylediği şey oldukça mantıklı geldiği için stresle dudağımı ısırmaya başladım. Gerçekten böyle bir şey olabilir miydi?
Ama onun arkadaşlarıyla da takılmıştım, hiçbiri sevgilisinden bahsetmemişti.
"Bence onunla konuşup bu hiç yaşanmamış gibi davranmayı teklif edeyim." Süper zekamdan yine süper fikirler çıkıyordu.
"Sonradan hiç yaşanmamış gibi davranmak için mi öptün onu?" Merida her zaman en can alıcı soruları sorardı tabii.
Hayatta her şeyi paylaşabildiğim tek kişi oydu, hiç sırrımız olmazdı. Bu yüzden, "Hayır," dedim. "Ondan hoşlanmıştım ve onun da benden hoşlandığını düşündüm."
"O zaman onu lanet kız arkadaşından ayır," dedi bir tanecik iyi niyetli arkadaşım. "Adamın evinde kalan sensin, o kız değil."
Bardakların canını okumayı kesip bezi bir kenara attım. "Varlığından bile emin olmadığım bir kızın arkasından plan yapacak değilim Merida," dedim. "Gider konuşurum, zaten bıktım bana böyle bok gibi hissettirmesinden."
"Bu akşam eve gidince konuş o zaman, gelmezse de otur bekle. Sonsuza kadar kaçacak değil. Sonra da hemen bana neler olduğunu anlat ama."
"Bugün olmaz," dedim sıkıntıyla kafeye göz gezdirip. "Yavşağın biri doğum günü partisi hazırlatmış, temizlik falan derken gece yarısını bile geçer eve gitmem. O kafayla da tek düşüneceğim şey uyumak olur zaten."
"Sen de güzelliğini bu vasat kafede heba ediyorsun işte," dedi ama söylediğini duymazdan gelip hesap ödemek için kasaya gelen müşterilere yöneldim.
