vote&yorum yapmayı unutmayın
Carter ile yeniden nişanlanmamız hakkında bir şey söylemem gerektiğine o beni arabayla eve bırakırken karar verdim.
"Bunun yanlış bir karar olduğunu düşünmüyor musun?" diye sordum Carter'a.
"Neyin?" dedi gözünü yoldan ayırmadan. Bence neyden bahsettiğimi ve beni bütün yemek boyunca bu kadar geren şeyin ne olduğunu çok iyi biliyordu ama bilmezlikten gelmek onun işine geliyordu.
"Bu yeniden nişanlanma, bir davet verme olayının," diyerek açıkladım yine de ona. "Bir şans vereceğimizi söylemiştik ama birden her şey yoluna girmiş gibi yeniden mi nişanlanacağız yani?"
"Bay Bieber böyle cömert bir teklif sunarken ne yapmamı bekliyordun Erin? Hayır, biz şu an sadece deneme sürümündeyiz deyip reddetmemi mi?"
"Evet," dedim düşündüğümden de sinirli bir şekilde. "Hiçbir şey yoluna girmezse ve yeniden ayrılırsak bu sadece onlar için bir başka hayal kırıklığı olacak."
"Yeniden ayrılabileceğimizi bu kadar kolay düşünebiliyorsun yani," dedi Carter kısa bir sessizliğin ardından. Bu sırada evimin olduğu sokağa gelmiştik.
"Sadece gerçekçi oluyorum," dedim o arabayı durdururken. "Her zaman bunu yaptığımı biliyorsun."
Artık araba durduğu için dönüp yüzüme baktı. Gözlerinde bir hüzün vardı. "Biliyorum," dedi yavaşça. "Ve hep duygularınla hareket edeceğin günlerin gelmesini umuyorum."
Yüzüne bakarken böyle bir şey yapmamın, sandığının aksine onun iyiliğine olmayacağını düşündüm ama susup arka koltuğa attığım çantamı aldım.
"Yarına kadar bunu düşün," dedi Carter. "Eğer hala istemezsen, onlara ben açıklarım. İstemediğin bir şeyi yapmak zorunda değilsin."
"Teşekkür ederim," dedim hafifçe gülümseyip. "Görüşürüz."
Onu uzanıp yanağından öptüğümde bu Carter'ın yüzünde bir gülümseme oluşturdu. Benden gördüğü ufacık bir şefkat bile onu çok mutlu etmeye yetiyordu.
"Erin," dedi ben tam arabadan inecekken. Dönüp ne söyleyeceğini öğrenmek için yüzüne baktım. "İyi düşün lütfen."
Sadece kafamı sallayarak arabadan indim ve evimin olduğu apartmana hızlı adımlarla girdim.
* * *
Duşun altında her zamankinden daha fazla dururken düşüncelerimden kaçtığımı sanıyordum. Sanki suyun altında ne kadar uzun durursam bir karar vermem gerektiği gerçeği o kadar ertelenecekti.
Duştan çıktıktan sonra bornozumu giyip öylece evin içinde gezindim.
Sonunda kendimi çok yorgun hissedip yatağa uzandığımda tavanı izlemeye başladım.
Carter bir karar vermemi istiyordu ama benim bu hayatta en kötü olduğum şeydi karar vermek. Hep sonunda bana acı verecek olanı seçiyordum, asla şaşmazdı.
Gözlerimi kapatıp ne hissettiğimi tartmaya çalıştım.
Justin'in yüzü gözümün önüne geldi.
Tek istediğim Carter ile ilişkimizi, nasıl bir geleceğimiz olabileceğini düşünüp bir karara varabilmekti ama siktiğimin Justin'inin yüzü öyle gözümün önünde durup kaldı.
Benim akıllanmak için kafama sert bir darbe yemeye falan ihtiyacım vardı büyük ihtimalle.
Daha öncesinde Carter'ın evlilik teklifini kabul etmek o kadar zor olmamıştı. Yine iki saat boyunca boşluğa bakıp sessizce ağlamamı sağlamıştı ama şimdi işler farklıydı.