Hafta sonu Carter ile öğle yemeğine çıktığımızda hala çaldığım dosyanın kaybolduğu ortaya çıkmamıştı.
En azından ben böyle bir şey duymamıştım. Ve kesinlikle duymamayı umuyordum ama içimden bir ses sürekli bu işin ortaya çıkacağını söylüyordu.
Bu sesi kestiğim sebze parçalarını yiyerek susturmaya çalışıyordum. Sebzeyi de hiç sevmiyor olmama rağmen nişanlım devasa salata tabaklarından sipariş edince başka şansım kalmamıştı.
Sadece bir saniyeliğine Justin ile o ufacık mutfağımızda pişirdiğimiz saçma sapan yemekler aklıma geldi. Her zaman tatları iğrenç olurdu ve sonunda dışarıdan söylemek zorunda kalırdık, yine de bir sonraki gün belki bu sefer yapabiliriz diye yeniden denerdik.
Carter ile baya uzun süredir birlikteydik ama düşününce onun için yaptığım tek şeyin evime geldiği zaman içtiğimiz kahveler olduğunu fark ettim. Zaten onların evinde hizmetçileri vardı, bunun dışında sürekli restoranlardaydık.
Oldukça gereksiz bir detaydı, birden bire üzerine neden bu kadar düşündüğüme anlam verememiştim.
"Beğenmedin mi?" Carter'ın konuşması beni hayata döndürdü. Neyden bahsettiğini anlamak için yüzüne baktım. "Birden bire yemeyi kestin."
Ah, salatalar.
Şuradaki perdeleri kemirsem daha lezzetli olurdu herhalde.
"Hayır, muhteşem," dedim kocaman gülümseyip. "Sadece birden bire aklıma bir şey geldi."
Ne geldi diye sorarsa ne cevap verebilirim diye düşündüm hemen. Düğünümüzde çiçeklerin ne renk olacağı.
Aslında bu zaten belliydi, Bayan Bieber yavru domuz ten rengini andıran renklerde birkaç çiçeğe bakıyordu. O kadar umurumda değildi ki onları seçip seçmediği konusunda emin değildim.
"Bu aralar çok dalıyorsun." Beni şaşırtarak farklı bir cümle kurmuştu Carter. "Benimle paylaşmadığın bir şey mi var?"
Üvey abin ile anlatsam dudağının uçuklayacağı bir geçmişim var ve kendisi hakkında düşünmeden duramıyorum. Ayrıca onun için senden bir şey çaldım.
Sanki çok saçma bir şey söylemiş gibi güldüm. "Seninle paylaşmadığım ne olabilir ki? Ben sadece düğünümüz hakkında düşünüyorum."
Düğün kelimesi Carter'ın yumuşak noktasıydı. Düğünden bahsetmeye başladığım anda olan her şeyi unutup korkutucu derecede sevimli hayallerinin büyüsüne kapılıyordu.
"Ben de sürekli bunun hakkında düşünüyorum, o kadar sabırsızlanıyorum ki Erin."
O yine yavru domuz rengi çiçeklerden ve diğer zenginlere özgü saçmalıklardan konuşmaya başladı, ben de yüzümde kocaman bir gülümseme ile onu dinliyormuş gibi yaptım.
Kesinlikle benimde en büyük isteğim şu düğünün ne şekilde oluyorsa olsun bir şekilde olup bitmesiydi.
Carter konuşmaya devam ederken birden telefonu çaldı, arayan kişiye şöyle bir bakıp telefonu açtı. "Efendim?"
Karşı taraf bir şeyler söyleyince Carter'ın kaşları çatıldı ve benim bütün tüylerim diken diken oldu.
İşte dedim dosyanın çalındığını öğrendiler, çok kısa bir süre sonrada benim aldığımı öğrenecekler.