+18

1.1K 138 191
                                        

Luke cebinde titreşen telefona baktı ve telefonu tamamen kapatmadığına lanet etti. Marry'nin belki de beşinci aramasıydı, yarın sorguya çekileceği kesindi ama konu bu değildi. Şu anda önemli olan bu değildi.

Sarışın oğlan yaklaşık iki saat boyunca bedenini yıkıp geçen sert rüzgarlar ve koruyamadığı el ve yüzüne batan soğuk hava eşliğinde bekledi. Sonunda Michael'ın hastane binasından çıkması bir iç geçirmesine sebep olmuştu. Onun arabasına doğru ilerlediğini gördüğünde hala bir arabası olmamasına lanet etti ve hastaneye ait olan taksi durağına doğru koştu. Sıradaki taksinin hangisi olduğunu umursamadan en öndeki taksiye binerken şoför elindeki sigarayı atmadan omzunun üzerinden ona bakmıştı. "En arkadakine binmelisin."

"On dolar fazla veririm" dedi Luke hemen. Ardından Michael'ın çalıştırdığı siyah arabayı işaret etti. "Onu takip et."

"Bu işin sonunda-"

"Tanrım, sadece takip et!"

Adam omuz silkerek gaza bastığında siyah araba da Michael'ın öncülüğünde yola çıkmıştı. Cadde üzerinden ve birkaç sokaktan geçerlerken Luke cebindeki parayı saydı ve fazla tutmayacağını umdu. Bir anlık ağzından çıkan bir teklifti ve şimdi gittikleri yer elindeki parayı aşarsa ne yapacağını bilmiyordu.

Michael'ın eski dairesine geldiklerinde Luke şaşkınlıkla Michael'ın arabayı durdurmasını izledi.

"Burada durayım mı?" diye sordu adam, Michael'ın arabasının biraz arkasındaydı.

"Sokağın sonuna gidelim."

Adam onun dediğini yapıp sokağın sonuna doğru sürdüğünde Luke hastanenin buraya yakın olduğuna şükrediyordu. Tutan para üzerine on dolar daha ekleyip şoföre uzattı ve arabadan inerken Michael'ın aynı apartmana girdiğini gördü. Omzundaki çantayı düzeltip hızlı adımlarla oraya doğru ilerlerken Michael apartmana girmişti bile. Luke bir süre dışarıda bekledi, ardından o da apartmana girdi ve ikinci kata çıktı. Michael farklı bir daire tutmuş olabilirdi ama yine de şansını denemek istiyordu.

Zili çaldığında terlemeye başlayan ellerini pantolonu üzerine sürttü ve derin bir nefes aldı. Michael'ın kendisini görmeyi beklemediğini biliyordu ama umursadığı söylenemezdi. Büyük ihtimalle Michael onu kovacaktı ve Luke da boşalan cebinden dolayı eve yürüyerek gitmek zorunda kalacaktı.

"Kapı açık, Shine!" diye bir bağırma sesi geldiğinde Luke bir dua mırıldandı ve kapıyı açtı. Kapıyı geri kapatırken çantasını da çıkışta hemen eline takabilmesi için kenara bırakmıştı. Oturma odasından gelen televizyon sesine karşı oraya doğru ilerledi ve Michael'ın yorgun gözlerle kanalı değiştirmeye başladığını gördü. Kafasını Luke'a doğru çevirmeden konuşmuştu. "Bugün gelmeyeceksin sanıyordum."

Luke cevap vermediğinde Michael gözlerini ona çevirdi, kaşları çatıldı ve saniyeler içerisinde ayağa kalktı. "Senin burada ne işin var?"

"Ben sadece-"

"Beni nasıl buldun?"

Luke elini ensesine atarken mavi saçlı oğlanı cevapladı. "Takip ettim."

Michael'ın ayakları onu Luke'un karşısına getirene kadar ilerledi ve Luke kafasını kaldırdığında onun yorgun ve içinde öfke parçacıklarının da bulunduğu yeşil gözleri ile karşı karşıya geldi. "Siktir git, Luke."

"Tanrım, sadece Alex için üzgün olduğumu söylemeye geldim, senin için değil!"

"Bunu bana söyleme o zaman!"

"Shine'a mı söyleyeyim?" Luke kaşlarını çattı. "Beni tanımıyor bile!"

Michael derin bir nefes alıp "Git" dedi yüksek sesle. "Beni tanımıyorsun ve ben de seni ta-"

"Yeter" diyerek araya girdi Luke. "Özür dilerim, tamam mı? Yaptığım her şey için kendimden nefret ediyorum!"

Mavi saçlı çocuk Luke'un dolan gözlerine baktı. Sonlara doğru titreyen sesi kafası içinde yankılanıyordu. Zar zor toparladığı kalbinin bir kez daha paramparça olduğunu hissetti, uykusu vardı ve üç yılın ardından bunlara alışkın değildi. "Bir cesedi küçük bir özürle eski haline getirebileceğini mi sanıyorsun, Hemmings?"

Michael geri dönecekken Luke onu tuttu, mavi saçlı çocuk ona tekrar gitmesini söyleyecekken dudaklarına yapıştı ve Michael tam o sırada fark etti ki Luke'u ittirecek enerji bedeninde bulunmuyordu ama dudaklarını aralayabilirdi.





bin şükürler

tüm marry hater'lara gelsin bu bölüm lşöwfmgnvhlkşqifwmgş

the hankering || muke (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin