Luke kaç dakikadır orada öylece dikildiğini bilmiyordu.
Michael ve Marry gitmişlerdi, Michael o saniyelik göz göze gelmeden sonra hemen odadan çıkmıştı ve Luke şaşkınlığı ile kalakalmıştı. Michael'ın onun yanına gelip her zamanki tavlama hareketlerini uygulamaya çalışacağını ya da gözünü kırpıp dudaklarını oynatarak Luke'a herhangi bir bel altı teklifinde bulunması gerekiyordu.
Ama Michael'ın yüzünde tek bir mimik dahi oynamamıştı ve bu, Luke'un onun değiştiğini anlaması için yeterdi.
Sarışın oğlan en sonunda kendine gelip derin bir nefes aldı ve odadaki tek sandalyeye otururken ne yapması gerektiğini düşündü. İstifa falan edemezdi, istifa edecek bir işe sahip değildi. Okuldaki yetkili herhangi birine gidip stajı bırakmak istediğini de söyleyemezdi, öğretmenler bu konu hakkında en başından uyarmışlardı. Yapması gereken şey burada kalıp Bay Harrison'ın istediklerini yerine getirmekti, zorundaydı.
Kapının açılıp içeri Michael'ın girmesi ise beklediği türden bir şey değildi ve Luke'a Michael'ın değişmediğini düşündürmüştü.
Michael kaşları çatık bir şekilde ayağa kalkan Luke'a doğru ilerledi ve bir adım ötesinde durdu, derin bir nefes aldı. "Beni tanımıyorsun, tamam mı?"
"Ne?" Luke kaşlarını çattı. "Ne demeye çalışıyorsun?"
"Biz hiç tanışmadık." Michael bir adım geri çekildi. "İsmimi bilmiyorsun, ismini bilmiyorum."
Michael arkasını dönüp odadan çıkacakken Luke "Bunu yapmayacağım" dedi öfkeyle ve bu, Michael'ın durmasını sağladı. "Benden bunu yapmamı bekleyemezsin."
"Sevgilin var, sarışın." Mavi saçlı çocuk gülümsedi. "Her zamanki gibi."
"Tanrım, üç yıldır yoktun ve benim bir şekilde bunu unutmam gerekiyordu. Bana sevgilin olmadığını söyleme çünkü buna inanmam, Michael."
"Sevgilim yok." Michael omzunun üstünden sarışın oğlana baktı. "Ayrıldım."
Luke sahte bir kahkaha attı. "Lise boyunca sürekli birilerini inleten benmişim gibi konuşuyordun."
"Artık lisede değiliz. Büyü, Luke." Michael tekrar önüne döndü ve çıkışa kadar ilerledi, eli kapı kulpunun üzerindeyken konuştu. "Aynı lisede okuduk ama hiçbir zaman konuşmadık. Seni tanımıyorum ve beni tanımıyorsun."
"Yalanlar" diye homurdandı Luke. "Biz sevgiliydik, Michael."
"Oh, hayır, değildik." Michael kaşlarını çattı. "Sadece Calum'ı kıskandırmak için buna başladığımızı hatırlaman gerekiyor."
üzüldüm şimdi amk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the hankering || muke (+)
FanficLuke kırmızı saçlı çocuğu çok fazla özlemişti ve Michael en yakın arkadaşının ölümünü görmek istemiyordu. ≫ the vengeance'in devam kurgusudur.