Michael kahveleri dökmemek için uğraştığı büyük uğraşlara rağmen Shine'ın yanına ulaştığında birkaç damla sıcak kahve parmaklarından yere akıyordu. Yine de fazla değildi, bardağın yarısının boşalmamış olmasına şükretti.
Karton bardaklardan birini Shine'a verip diğerini de iki eliyle sararken arkadaşının yanına oturuyordu. Shine'ın gözleri odadan ayrılmadı, "Teşekkürler, Mike" dedi ve Michael cevap vermedi. Kantindeki adamı düşünüyordu. Boyu, Michael ile birbirine çok fazla yakındı ve sarı saçları uzun, birbirine karışıktı. Beyaz önlüğün açıkta bıraktığı bacakları ise üzerlerini saran pantolona yapışmıştı ve sıradan, spor ayakkabıları vardı. Michael onu tanımıyordu ama yüzünü görmeyi diledi. Sadece merak.
Kumral saçları olan ve beyaz önlük giymiş bir kız yanlarına yaklaştı ve Michael onun yaka kartında 'Marry' yazdığını gördü. Gülümsüyordu. "Doktor arkadaşınızı görebileceğinizi söyledi.
İkisi birden ayaklanırken ilk hareket eden Shine olmuştu, her zamanki gibi. Michael gitmeden önce kıza teşekkür etti ve kahvesiyle birlikte odaya girdiğinde Shine'ın çoktan iki koltuktan birini Alex'in yatağı kenarına çekip solgun elini öptüğünü gördü. Kız ise uyuyordu, yüzünde bir belirsizlik vardı.
Michael diğer koltuğu çekmedi, sadece oturdu ve elindeki bardağa baktı. Birkaç dakika sonra Shine'ın 'seni özledim'leri ve hıçkırıkları duyulmaya başlamıştı. Michael ise bu duruma gözlerini kapatmakla yetindi. Dayanamıyordu, yaslanacak bir beden ya da başını koyacak bir omuza ihtiyacı vardı ve bunu ne Shine o parçalanmış bedeninde yapabilirdi ne de Alex narin omzu ile Michael'ın kafasını taşıyabilirdi. İkisi için de imkansız olan bu durum Michael için yeterince büyük bir sorundu. Birisi yanında olduğunda ona sarılırdınız, size yalan olsa bile her şeyin iyi olacağını söylerdi, ona inanmak isterdiniz, inanırdınız, severdiniz ve o yanında olduğunuzda bazen daha güçlü, bazen daha zayıf hissederdiniz. Bazen ona yaslanır ve bazen de sadece elini tutmasına izin verirdiniz. Çünkü hayat buydu. Karşınıza muhteşem zorluklar çıkarır, bunları aşmanızı isterdi ve yanınızda biri varken bu çocuk oyuncağı gibi gelirdi.
Ama Michael'ın yanında iki kırık beden ve düşüncelerden arınmayan bir beyinden başka bir şey yoktu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
the hankering || muke (+)
FanfictionLuke kırmızı saçlı çocuğu çok fazla özlemişti ve Michael en yakın arkadaşının ölümünü görmek istemiyordu. ≫ the vengeance'in devam kurgusudur.