Soğuk suyu Brittany'nin vücuduna ne kadar tuttum bilmiyorum. Belki yarım saat, belki de bir saat. Ne zaman gözlerini kapayıp orada öylece uykuya daldı, işte o zaman kapadım suyu.
Islaklığı yüzünden olduğundan daha ağırdı ama ne yapıp edip onu odasına kadar taşıdım. Sıra kıyafetlerine geldiğinde tereddüt etmeden teker teker çıkardım üzerinden. İç çamaşırlarıyla karşımda dikilmesi beni tahrik etmezdi. O kadar azgın biri değildim.
Vücuduna bakmayacağım diye kendi kendime söz versemde bu sözümü tutamadım. Sonuçta bir daha görmeyecektim. Bir kerecikten bir şey olmazdı. Hem o kadar da ayrıntılı incelemedim! Sağ kasığının üzerindeki beni öylesine gözüme takılmıştı canım.
Kabul etmeliyim, çok güzel bir vücudu vardı. Ben uzun ve inceydim. O ise kısa ve zayıf ama aşırı değildi. Tam mıncırmalık bir vücudu vardı. Tamam, acilen bu tarz düşünceleri kafamdan def etmeliydim.
Güzeldi işte vücudu. Bu kadar.
Brittany'nin uyuyan çıplak bedenine sırtımı dönüp dolabına ilerledim. Dolabını açtığımda bu kadar çok kıyafet görmeyi elbette bekliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim. Gerçekten çok fazla kıyafeti vardı. Öyle ki, bazı kıyafetlerini koyacak yer kalmayıp aralara sıkıştırmıştı. Buna gülüp geçtikten sonra dolabını biraz karıştırdım. Pek genç kız dolabı gibi değildi çünkü Brittany'nin çocuksu-olgunsu ortasında bir tarzı vardı. Dar pantolonlardan çok etek ve elbise vardı. Çok fazla etek. Her modelde etek bulabilirdiniz dolabında. Şirin bir tarzı vardı.
Nihayetinde dolabın kenarında her zaman giydiği pijama takımını bulunca rahatladım. Bu kadar kıyafet arasında onları bulmak zafer kazanmış gibi hissetmeme neden olmuştu. Gülümseyerek Brittany'nin yanına geri döndüm.
İç çamaşırlarına kadar ıslanmıştı. Acaba onları da çıkarsa mıydım? Of, bunu yapamazdım ben. Yine de üzerini giydikten sonra sütyenini kendi yöntemlerimle çıkarabilirdim. Evet, bunu yapacaktım.
Önce pijamasının altını giydirdim, bu kolay olmuştu ama poposuna dokunmak zorunda kalmıştım. Yumuşaktı. Ama bunu hemen kafamdan sildim. Bu bilgiye ihtiyacım yoktu. Pijamasının üstünü giydirirken biraz zorlanmıştım. Bir-iki kez kıpırdanmıştı fakat neyse ki uyanmamıştı.
Yavaşça Brittany'i yüzüstü yatırdım. Pijamasını, sütyeninin kopçaları gözükene kadar sıyırırken kendime inanamadığım bir şekilde yanaklarım yanıyordu. Hemen olup bitsin diyerek hızlı hızlı kopçasını çözdüm. Bu sefer Brittany'i sırtüstü çevirdim. Her şeyden bihaber mışıl mışıl uyuyordu. Bakışlarımı yüzünden ayırdıktan sonra yanaklarım kızara kızara sütyeninin askılarını kolundan çıkardım. Nasıl becerdim bilmiyorum ama sonunda sütyenini onu çıplak görmeden çıkarabilmiştim.
Yorganı da üzerine örttüğümde buradaki işim bitmişti. Sütyenini odasındaki kaloriferin üzerine koyduktan sonra odasından çıkmak için kapıya kadar sessizce yürüdüm. Işıkları kapamadan önce son kez Brittany'nin yüzüne baktım. Çok güzel ve masum görünüyordu. Dağıtmasına rağmen böyle görünüyorsa onu bir insan olarak adlandırmak zordu.
"İyi uykular," Sanki duyabilecekmiş gibi fısıldadım.
Sabaha kadar söylediklerini düşünecek olan bendim. Bu yüzden birimizin iyi bir uykuya ihtiyacı vardı ve o kişi de Brittany oluyordu. Ona iyi uykulardı, bana ise iyi düşünceler.
***
O gece de uykumu iyi alamamama rağmen Cumartesi olmasına rağmen sabah erkenden kalktım. Büyük ihtimal Brittany öğlene doğru kalkar diye düşünüyordum. Bende bu zamanda biraz kafamı dağıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hold me tight ➳ girlxgirl
Genç Kız EdebiyatıHer gecenin sonunda kendimi onun kollarında buluyordum. (2017'de yayımlamıştım. Yeniden paylaşıyorum.)