Riley

3.9K 265 31
                                    

"Günaydın!"

Mutfağa girdiğimi gören Brittany dünün aksine büyük bir neşeyle cıvıldadı. Onun aksine hiç de neşeli değildim. Gece gördüğüm saçma rüya yüzünden kendimi berbat hissediyordum. Annemin söylediklerine düşmüşüm gibi hissediyordum ama öyle bir şey gerçekte olmamıştı bile! Yani, bunu düşünmem bile kötüydü, düşünmemem gerekti. Ve ben hayal gücüm yüzünden rüyamda böyle bir şey görmüştüm? Annem bunu öğrenirse beni gebertirdi? Bir an önce şu aptal şeyi düşünmeyi kesmeliydim? Evet, doğru olan buydu. Saçma bir rüya görmüştüm o kadar.

"Günaydın," Bakışlarımı olabildiğince Brittany'den kaçırarak mırıldandım. İki-üç gün onunla göz teması kurmazsam o şeyi unutabilirdim sanırım. Ama bu da çok zordu çünkü Brittany onun bakışlarından kaçındığımı anlamış gibi lazerler saçan gözlerini üzerime dikmişti.

"Dün yaptığım şey yüzünden bana kızgın mısın?" deyince gözlerim büyüdü ve öksürmeye başladım. Ne diyordu bu kız?! "İnce giyinirsen öksürürsün böyle. Al, iç," diyerek bana su dolu bir bardak uzattı. Ona bakmadan elinden bardağı kaptım ve başıma diktim. Geri yerine bırakırken Brittany'nin delici bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Bana baktığını anlamak için ona bakmama gerek yoktu.

"Anlamadım?" diye sordum soruyu daha açık söylemesi adına. Umarım bu bahsettiği şey benim düşündüğüm şey değildi yoksa kafayı yerdim.

Brittany kemkum ettikten sonra döküldü. "Seni dün öyle yüzsüzce çağırdım ya... İşte ona kızgın mısın? Yüzüme bakmıyorsun da,"

Rahatlayarak derin bir nefes verdim. Çok yanlış anlamıştım. Düşündüğüm şey değildi, oh be!

"Değilim tabiki, aptal. A-Ayrıca yüzüne de bakıyorum, sen görmedin." Ne demek kekeledin, Abby? Sen aptal mısın? Hayır, aptal. Gece gördüğüm rüyadaki Brittany'nin sesi kafamda yankılanınca gözlerimi yumup tekrar açtım. Bunu bir an önce unutmalıydım. Bu acıyla yaşayamam deyip beynimi parçalamak istiyordum. Off, ne diyordum ben...

"Öyle mi? Geldiğinden beri sana bakıyorum ama bir kez bile göz göze gelmedik, Abby. Buna ne diyorsun?"

Çeneni kapa diyorum!

Sakin kalmak adına derin bir nefes çektim içime ve gözlerimi Brittany'nin iddialı bakan gözleriyle buluşturdum. Onun beni öptüğü bir rüya görmenin bu kadar utanç verici bir his olduğunu asla düşünmezdim. Onunla öpüştüğüm bir rüya görmeyi de düşünmemiştim ama işte düşünmediğimiz şeyler rüyalarımızda çıkıyordu demek ki. Brittany'e baktıkça bu utanç verici rüyayı hatırlayacaktım. Berbattı. Şu sevimli suratla, rüyamda hiç tereddüt etmeden beni öpen kızın arasında milyonlarca fark vardı.

"Bak, geldik işte. Rahat bırak beni." dedim büyük bir ciddiyetle. Olayı atlatmaya çalıştıkça üzerime gelmesi beni sinirlendiriyordu. En sonunda bağıra bağıra her şeyi anlatacaktım, olacaktı! Acilen baskı yapmayı kesmeliydi.

Pişkin bir gülümsemeyle bakışlarını benden çekti. Kahvaltısını yemeye devam edince bende hiç dokunulmamış tabağıma baktım. Canım hiçbir şey yemek istemiyordu ama yemeklerde güzel gözüküyordu şimdi, yemesem ayıp olurdu. Yine de dokunmamayı tercih ettim. Yapmam gereken bir şey vardı. Güzel bir kızın gönlünü almak gibi.

"Ihm, ellerine sağlık, Brit. Ama kahvaltıyı dışarıda yapacağım, Riley'e sözüm var. Kusura bakmazsın, değil mi?" Mahcup bir ifadeyle sordum. Ufak bir yalandan da bir şey olmazdı. Öbür türlü kulağa biraz kaba geliyordu çünkü.

Brittany ağzına attığı salatalıkla uzunca bir süre geçirince ters bir şeylerin olduğu konusunda şüphelendim. Birden aklıma sarhoşken söylediği şeyler dolldu ve onun neden bir anda bu kadar gerildiğini anladım sanırım. Riley'i kıskanıyor olamazdı, değil mi? Tanrım, ikiside birbirini kıskanıyordu. Ama ikiside bunu çaktırmıyordu. Alkış!

hold me tight ➳ girlxgirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin