-"Bu kamp da neyin nesi? Evde ders çalışmak varken..." dediğimde sözümü tamamladı.
-"Ders çalışmaktan ziyade, sevgiliyle fingirdeşmek varken..." deyip Lele Pons bakışları atınca sırıttım. Haklıydı. Son iki haftadır ders çalışmayı iyice ihmal edip Edward'la takılıp duruyordum.
-"Hayatımda hiç kampa gitmedim Luke. Hem bir daha ne zaman kamp yapabiliriz ki?" dedikten sonra attığı köpek bakışlarına baygınca bakıp önüme döndüm.
-"Ben istesem bile ailem izin vermez. Umarım vermezler." dediğimde kafama vurdu.
-
-"O çubuğu arka tarafa koyacaksın sersem."
-"Edward, annen senin beynini koymayı mı unuttu? Kime diyorum, arkaya konulacak o diye?"
-"Ver şunu ya..." dedikten sonra kalkıp yarım saattir bir yere uyduramadığı çubuğu aldım ve Edward'ı dürttükten sonra yerine yerleştirdim.
-"Sonunda mal mal konuşmak yerine iş yapabildin." bu sözü üzerine taktığım çubuğu geri çıkardım ve Edward'ın eline tutuşturdum.
Yarım saattir çadır kurmaya çalışıyorduk. Aslında herkes bizim gibi zor durumdaydı. Galiba ben hariç herkes maldı.
Tabii ki ben hariç! Saçmalamayın!
-"Luke, seni bunun üzerine oturturum." dediğinde yutkundum.
-"Başka bir çubuğu alıp seninle kılıç savaşı yapmak istiyorum, ama senin zararına olur. Çünkü benim aşırı fazla olan kaslarım seninkileri ezer geçer." dediğimde kahkaha attı.
Ardından da çubuğu az önceki taktığım yere takıp kaslarını sıktı.
-"Ama bu haksızlık..." dedikten sonra arkamı döndüm. Etkileyici olduğunu biliyordu.
-"Merak etme, akşam daha detaylı görürsün. Bakmak istediğini biliyorum." dediğinde yerdeki çubuğu hızla karnına soktum.
Evet, artık sixpack yerine fivepack kalmıştı ama olsundu.
-"Al çubuğu ve üstüne otur Luke. Beni uğraştırma." dediğinde sırıttım.
Buraları kısa keseceğim. Çünkü çok sıkıcıydı çadır kurma faslı.
Genelde ben Edward'a çemkirirken, o ise bana laf atıp duruyordu.
Aslında onu tınlamayıp müzik dinlerdim ama kol saatimiz hariç bütün elektronik eşyalarımızı topladıkları için mal gibi oturuyordum.
Ve nihayet bitirdiğinde çadırın çok da büyük olmadığını fark ettim. Bu benim işime gelirdi. Çünkü gelirken bana üstsüz yatacağını söylemişti, benim için sorun yoktu tabii.
Çadır zaten içeriden açılıp kapandığı ve ufak bir kumaş ile kilitlenebildiği için sıkıntı yoktu.
Çevreye baktığımda sadece iki çiftin çadırı kurduğunu görüp mutlu olmuştum. İlk üçteydik.
Tebrikler! Çatal bıçak takımı (!) kazandık.
Çadır kurma işlemi bitince kampın belli bir düzende olduğunu fark ettim. Ortada yuvarlak olacak bir alan oluşmuştu ve çadırlar yuvarlak oluşturuyordu. Sağımızda ve solumuzdaki çadırlara baktığımda, sağda Effie ve bir arkadaşının olduğunu ve solda ise Martin'le Felix denen çocuğun olduğunu gördüm.
Effie'den nefret etme nedenim belliydi. Sevgilime asılmıştı. Tabii biz o zamanlar sevgili değildik ama olsundu.
Martin'den nefret etme nedenim ise bu video olayıydı. Aslında beni ilgilendiren bir durum yoktu ortada ama kimse böyle kötü biri olmamalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Her Zaman Vardır
Fiksi Remaja18 yaşındaki Luke,özel bir durumu yüzünden çevresinden ve okulundan kendini tamamen soyutlamıştır.Onunla tanışmaya çalışan herkesi reddettiği için bir süre sonra çevresi de onu reddetmeye başlamaktadır. Fakat bu sene okullarına Fransa'dan yeni gelen...