2. Bölüm-Selma

103 7 0
                                    

Sevgi fazla uzatmadan lafa girdi, sesi oldukça gergin geliyordu . Yıllar  boyunca kaçtığı Murat'la böyle bir konuşma yapmak zorunda kalışına içerliyordu "kusura bakma rahatsız ettim aslında mecbur kalmasam aramazdım konu Selma" biricik kızının adı geçince birden irkildi Murat "kıza biseymi oldu yoksa?" "Yok yanlış anladın ...Selma iyi yalnız Nasıl söylesem... gecen gün arkadaşının babasının arabasını almışlar bizimkinin henüz ehliyeti yok arabayı bu kullanıyormuş park yerinden çıkarırken gaz yerine frene basmis aniden öndeki arabaya çarpmış" "kıza bisey oldu mu?" Diye lafını kesti Murat hep böyleydi aslında onun icin önce sevdiklerinin canıydı boşanmadan kısa bir sure onca 1 yasındaki oglan Murat'ın yillar önce Almanya'dan getirttiği cok pahalı bir vazoyu kırmıştı o zamanda sevgi böyle çekinerek aramıştı ne de olsa parıltılı günlerinden kalan yegane hatıralardan biriydi o vazo. Telefon geldiğinde Murat müsteşarı hazine bakanlığında bir toplantıya götürüyordu ilk sorduğu soru "oğlana bisey oldu mu" olmustu. İste şimdi yıllar sonra gene aynı soruyu soruyordu.Ah Murat ah altın gibi bir kalbi vardı bu Adamin ama içindeki seytani alt edemiyordu bir türlü. Sevgi bir anlık aklından gecen bu düşüncelerinden sıyrıldı .Acikcasi Murat'ın tavrı onu cesaretlendirmişti. "Yok merak etme kız iyi. Ama her iki arabada da epey hasar var.Adam da aksi gibi yeni almış arabayı...ufff bu kız hep böyle senelerdir ne cekiyorum ben " Murat lafı fazla uzattırmadı "ne kadarlık bir hasar var?" Sevgi'nin yillar sonra neden aradığını anlamıştı. Tabi bunca Zaman'dan sonra hal hatır sormaya arayacak hali yoktu ya ... "Yaklaşık 20 bin " dedi kısaca. Murat birden irkildi bu kadar parası yoktu. 4 yıl önce tayin olmustu bu Deniz kentine. İl müdürlüğünde görevliydi. Dengesiz tavırları yüzünden üst düzey bir amirle atışmış sözüm ona Ankara'dan sürgün gönderilmişti. Bu sözde sürgünün bir sebebide devlette üst düzey bir pozisyonda olan amcasının torpiliydi. Yoksa onun yerinde bir başkası olsa soluğu Şırnak ta alırdı. Adamcağızda bunun vukaatlariyla uğraşmaktan bıkmış usanmıştı ama be yapsınki biricik abisinin emanetiydi Murat. Bu sebeple gittiği il müdürlüğünde de suyuna gitmişler, gerek asabi yapısı gerek amca torpili nedeniyle fazla is vermemişlerdi.Kendi yağıyla ve aldığı cüzi maaşla geçiniyordu açıkcası. Üstelik maaşının bir kısmı nafaka ve bir takım borçları icin kesiliyordu. Selmaya boşanırken oturdukları evi vermişti, çocuklar için nafaka ödüyordu , selmanin rahmetli babasından kalan 2 dükkanı ve bir dairesi daha vardı üstelik, Avukatından da akıl alarak kendini gece kondu semtinde yasıyor gösterip en yüksek nafakayı almıştı. Tüm bunlara o iki çocuk yüzünden ses çıkarmamıştı Murat. Yıllarca arayıp sormamış şimdi de kızın kazasının faturasını ödetmek icin aramıştı. Tüm bunları bilse de ses çıkarmadı Murat. Zihnindeki düşünceleri çabucak dağıttı mevzubahis olan biricik kızıydı çünkü henüz 4 yaşındayken ayrıldığı zeytin gözlü güzel kızı. Külüstür arabası geldi birden aklına, eskiydi ama temiz kullanmıştı,  o parayı karşılardı . İlanı verdikten 3 gün sonra satıldı araba oda parayı sevgiye gonderdi. Böylece kızını bu müşkülden kurtarmış oluyordu. Kimbilir bir yandan anası bir yandan cadı ananesi Nasıl yüklenmişlerdi zavallı çocuğa. Şimdi hiç olmazsa sesleri kesilirdi. Gönlü bol bir insandı Murat ve ne mutluki Selma da bunu anlamıştı. Yaşadığı bu kötü olay sonrasında anne ve ananesinin tepkileri, suçluluk psikolojisini tetiklemişti.Zaten çocukluğundan beri parçalanmış bir ailenin ferdi olmak, arada bir arkadaşlarının babalarını görüp babası ile ilgili sorular sorduğu ilkokul çağlarında ananesinin sert çıkışları "babası kılıklı bu" feveranları genç kızın ruhunda derin yaralar açmıştı . Babasından hatırladığı birkaç kare vardı. Bir gece çok ateslendiginde babasının onu kucağında taşıyıp odadan odaya götürüşünü, korktuğu zamanlarda babasının yanına gelip sessizce kıvrılışını, babasının üşüyen ayaklarını ayakları arasına alıp ısıttığını hatırlıyordu hayal meyal. Bunlar babasından kalan yegane hatiralariydi. Neyseki annesi ananesi kadar acımasız değildi bu konuda. Belki kendisi sevgi dolu bir babayla büyürken küçük yaşta babasından ayrılmak zorunda kalan kızının kaderine üzüldüğünden bahsetmişti biraz babasından. Bunu yaparken parlak dönemlerini seçmiş kendininde asık olmasına sebep olan bir giydiğini bir daha giymemesini ve Ankara'da henüz kimsede yokken son model BMW arabayla dolaşmasını anlatmıştı . Tüm bunlar genç kızın kafasında zengin , yakışıklı, güçlü bir baba figürü oluşmasına yetipte artmıştı bile . İşte şimdide o güçlü babası kendini bu çok zor durumdan çekip kurtarıyordu. Asla ananesinin nefret ettiği gibi kötü biri olamazdı. Oda bundan sonra babasının yanında olacak, ananesinin dediği gibi babası kılıklı olduğunu ispatlayacaktı. Zaten aradan gecen uzun yıllar boyunca ne annesi ne de babası evlenmişti. Kimbilir belki o eski günlerine bile dönebilirlerdi belki de ... Bu düşüncelerle annesine açıldı. Son düşündüğü hariç kısaca babasını tanımak istediğini, ayrı gecen bunca Zaman'dan sonra buna hakkı olduğunu söyledi o kadar ısrar ettiki sonunda sevgi bile pes etti . Ananesine tek kelime etmemesi şartıyla onu babasıyla buluşturacaktı. Ama bunun icin biraz Zaman gerekiyordu...

Yalnız  (tamamlandı)  #dexilkromanım#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin