12. Bölüm-Hazan mevsimi (geçmiş)

52 5 0
                                    

     İpek dairenin küçük çay ocağında etrafına toplanan şubesinin kadınlarına derdini anlatmaya çalışıyordu.."Yaa yemin ederim benim hiçbir suçum yok, biz sadece arkadaşız Murat'la. Nuran ablanın kardeşini neden kovaladı anlamadım..Meltem sende birşey söylesene"...
       İpek malum olayından sonra çok zor bir durumda kalmıştı. Dairede dedikodu kazanları kaynıyordu. Yok o parlak oğlan ona gelmişmiş yok Murat bu yüzden oğlanı eşekten düşmekten beter etmişmiş... Hiçbir suçu günahı yokken olayların ortasında kalmıştı. Bunun için Murat'a ateş püskürüyordu. Olayın üstünden 2 hafta geçmesine rağmen densiz insanlar susmuyordu. Daha da fenası her zaman İpek'in hamisi kesilen ve onu Murat'tan korumaya neredeyse and içen Nuran bile o günden sonra belki Murat'tan korktuğundan belki duygularının gerçekliğine inandığından saf değiştirmişti. "Aptal kız Murat benim arkadasım aramızda hiçbirşey yok diyor.. Ulan aranızdaki elektrik na 100 km. öteden farkediliyor. Aslında oğlan gelip bunun beline sarılıp dudağından bir öpse anlar o Zaman ipek hanım aşıkmıymış değilmiymiş...O sadece kendini kandırıyor. Tamam bende çok karşı durdum böyle birşeye ama Murat bey oğlumun samimiyetini anladım şimdi. Hiçbir erkek gönül eğlendireceği kadın icin böyle bir rezalet çıkarmaz. Baksana benim danayı karşı yakaya kadar kovaladı." 
     Böylece İpek son kalesini de kaybetmişti. Dairedeki herkes bu iki guzel karizmatik genci teoride birbirine yakıştırıyordu. Onlar icin doyumsuz bir yesilcam filmi izlemek gibi olacaktı bu askı an be an izlemek. Oysa ki İpek çok korkuyordu. Evet Murat'tan hoşlanıyordu. Ama bunun hep platonik kalması işine geliyordu. Gerçeğe dönüşemeyecek kadar ütopik birseydi bu ask ipek icin. Zaten nişanlısından yeni ayrılmıştı. Şimdi bu dul ve çocuklu   adamla ne isi olurdu ki.. Bide Daire Başkanının şöförüydü. Evet geçmişte boks şampiyonu olmuş ama kolunu kırdıktan sonra boksu bırakmak zorunda kalmıştı..evet polis akademisini bitirmesine 2 ay kala elim bir olay yüzünden akademiden atılmıştı ..evet bir zamanlar paralıydı ...Evet, evet, evet.. Ama bunların hepsi geçmişte kalmıştı. Bir söz vardı Hatice'ye değil  neticeye bakın diye.. Maalesef İpek neticeyi hiç parlak görmüyordu. Mevcuttaki genç adam ne kadar hoş ve karizmatik olsa da koluna takıp gezdirebileceği bir değildi. Üstelik Murat'ın ortada henüz hiçbirşey yokken onu bukadar sahiplenmesi ve maco tavırları da tedirgin ediyordu genç kızı.. Kuaförü Ömer'de biraz fazla kaldığı zaman Murat'ın Ömer'e yürüyüşe gelmeye kalkıştığını ve Aykut'u kıskandığı için birkaç kez onu dövmeyi düşündüğünü yeni öğrenmişti... Bir ikinci rezaleti daha kaldıramazdı. Artık bu genç adam yerini ve haddini bilmeliydi zira kimsenin onu zor durumda bırakmaya hakkı yoktu. Bunun içinde artık kararını vermişti. Murat'a kötü davranacak, yüz vermeyecek ve kendinden mümkün olduğunca uzaklaştıracaktı...
Murat İpek'in bu ani değişiminin nedenini anlamıyordu. Genç kız artık çay ocağına girdiğinde yüzüne bakmıyor, selam vermiyordu. Ondan bu denli uzaklaşması Murat'ı kahrediyordu... En sonunda Meltem'le konuşmaya ve ondan yardım istemeye karar verdi. "
"Valla canımdan çok seviyorum Meltem Abla... Benim bu işimi anca sen çözersin.. Nolur yardım et bana..İkna et şu kızı"    "Uzun zamandır tahmin ediyordum zaten, tamam ben konuşurum İpekle ama hiçbirşey için söz vermiyorum" demişti  Meltem.  Bu bile bir ümit ışığı doğurmuştu Murat'ın içine.
Meltem söz verdiği gibi vakit kaybetmeden bir öğle arası yemek dönüşü konuyu açtı İpeke "İpek benim seninle konuşacaklarım var, dairede rahat edemeyiz gel şu banka oturalım" demişti genç kıza.. İpek tahmin edebiliyordu konuyu. İki kadın ağır ağır ilerleyerek güvenparkın ortasında gölgelik bir yere oturdular. Meltem uzatmadan konuya girdi. "Konu tahmin ettiğin gibi Murat.. Çocuk gerçekten çok seviyor seni. Tanımak icin bir şans versen?  Kafaca uyuşursanız fazla uzatmadan evlenirsiniz...." Meltem henüz sözünü bitirmeden İpek lafı ağzına tıkamıştı. 
Gözlerinden Alevler çıkıyordu sanki. Meltem genç kızı ilk kez o kadar sinirli görüyordu.  "Nee Murat'la evlenmekmi? Allah yazdıysa bozsun daha o kadar düşmedim ben.. Ama siz pek samimisiniz aile boyu onunla ..cok sevdiysen kızkardeşini ver.. Bir daha böyle bir şeyi ne sen söylemiş ol ne de ben duymuş olayım." Demişti. Meltem hem bozulmuş hem kırılmıştı bu anı çıkışa. İpek gibi yumuşak huylu bir kızdan bunu beklemiyordu. Hem insanları küçümsemekte neydi böyle? Kendi kocası da şoförlükten geçmeydi. Önemli olan iki insanın birbirine duyduğu sevgi ve saygıydı. Aslında İpek oyle bir kız değildi. Ama ailesinin cok etkisi altında kalıyordu. Sürekli olarak yaptığı herseyde onların taktirini kazanmak, onlar tarafından beğenilmek istiyordu. Bunun içinde gerçek İpek'i saklıyor, içindeki kasıntı ve şımarık İpek'i ortaya çıkarıyordu. Böylece yanlış yapmayacağını düşünüyordu. Aslında benliğini ve gerçek duygularını yok ediyordu böyle yaparak. Meltem ona karşı hem kırgınlık hem acıma hissetti içinde. Murat'a verdiği sözü tutmuş, İpekle konuşmuş ve cevabını sert bir şekilde almıştı. Bundan sonra yapabileceği tek şey İpek'i Murat'la 5 dakikalık bir konuşmaya ikna etmekti. Murat kendisi anlatmalıydı duygularını. "Peki canım ben aldım cevabımı bir daha bu konuyla ilgili tek kelime etmeyeceğim. Senden tek ricam kestirip atmadan önce bir 5 dakika ayırıp Murat'la konuşman, ondan sonra ne istersen yap. "  Dedi Meltem.

Yalnız  (tamamlandı)  #dexilkromanım#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin