Murat'ın telefonu sabahtan beri 17. kez ısrarla çalıyordu. Arayan Kadriyeydi. Gene birşeyleri bahane bulmuş, Murat'ın sesini duymak istiyordu. Murat'ın ise hiç Kadriyeyi çekecek hali yoktu. Ağrıları 2 gündür aralıksız devam ediyordu. Evde kendi kendine geçmesini beklemiş, hastaneye gitmek için ayak sürümüştü. Sevmiyordu hastaneyi.. Gittiği zaman kolay bırakmıyorlar, haftalarca bekletiyorlardı. Yapayalnız geçirdiği o geceleri sevmiyordu. Hoş evde de yalnızdı. Ama en azından evindeydi. Ağrı aksama doğru biraz hafiflemiş, ama önünü geceye getirip gene artmıştı . Alkolü fazla kaçırmıştı. Doğru düzgün birşeyde yememişti. Biraz da kendi sebep olmuştu bu ağrıya... gene bile bile lades demişti. Bu manyak kadriye de durmak bilmiyordu. "Gene histeri krizi geçiriyor herhalde ama hiç uğraşamam şimdi o manyakla" diye düşündü Murat...İçerden 2. battaniyeyi getirdi. İstemsiz olarak titriyordu. Kanepeye uzanıp, kafasına kadar cekti battaniyeleri. Az önce susan telefon tekrar çalmaya başladı. Hırsla sarıldı telefona "Ne var lan ne var sabahtan beri ne istiyorsunnnn? "
Önce bir süre sessizlik oldu. Karşıdaki ses çekingen bir şekilde cevap verdi.. "kıymetlim???"
"Selma???" "Kusura bakma sabahtan beri bir arkadaş rahatsız ediyor da.. Sen.. Hayırdır sesin soluğun çıkmıyordu 1 aydır bende arayamıyorum ki sıkıntı olmasın diye" Murat kem küm edip duruyordu. Haftalardır arasın diye beklediği biricik kızına kötü yakalanmıştı. Telefonda da olsa bu öfkeli haline tanık olmasını istemezdi. Kızını ürkütmeyi, korkutmayı istemiyordu.
"Kusura bakma kıymetlim... Arayamadım... Evde durumlar malum... Gönderdiğin telefonu aldım arkadaşından.. Tamda istediğim model.. Ama gene yakalandım... Cahide Sultan'ın gözünden bişey kaçmıyor ki.. Neyse haftaya biliyorsun Doğum günüm". "Biliyorum" dedi Murat acıyla. 4 yasından sonra kızının hiçbir Doğum gününde yanında olamamıştı. Ama uzaktan da olsa hep iyi dileklerini göndermişti ona. "Arkadaşlar sağolsun bir program yaptılar... seni de o gün görmek istiyorum. Tabi eğer sende istersen..." "istemez olurmuyum" diye yanıtladı neşeyle Murat. "Ne alayım sana ne getireyim gelirken? " diye ekledi."Sana zahmet olmasın?"
"Ne zahmeti söyle sen"
"Peki o zaman bir elbise beğendim.. annem almak istemiyor.. ben sana modeli atayım gelirken getirirsen çok sevinirim kıymetlim" dedi genç kız.
Murat sevinçle kapadı telefonu. Sanki sancısı da hafiflemişti. Hemen Sadi yi aradı. "Oğlum haftaya kızımın Doğum günü ANKARA ya geliyorum, gelmişken kalırım bikaç gün.. senin ev müsait mi? " dedi. Sadi "Buyur gardaş benim evin senin evin hem bana da iyi olur sıkılıyordum tek başıma " diye cevapladı. Kalacak yer işini de halletmişti. Sadi bazen abisini misafir ediyordu evinde. Adam karisıyla arası bozuldukça Sadi de kalıyordu. Murat sevmiyordu böyle durumlarda Sadi de olmayı. Ama otele verecek parası da yoktu. Bu arada selmanın telefondan gönderdiği elbise ye baktı. 750 tl. lik bir elbiseydi. "Olsun kızıma az bile" diye düşündü. Kredi kartının son limitini de kullanarak internetten siparişi verdi. 2 gün içinde elinde olacaktı elbise. Giderken yanında götürecek, buluştuklarında verecekti selmaya. Akşam kendi icin düzenlenen partiye bu elbiseyle gidecekti kızı...
Bu İşte tamam olduğuna göre keyifle arkasına yaslandı... "Bekle beni Ankara..." diye geçirdi içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız (tamamlandı) #dexilkromanım#
RomantizmBirgün biryerde tekrar karşılaşırsak eğer benimle yeniden tanış