//7

4.4K 345 162
                                        


Çılgın bir gece hayatı ve dünyanın en garip ilişkisine sahip olmanın yanı sıra ben, şu anda elimdeki biri ıslak diğeri kuru iki bezle salonun camlarını siliyorum. Üstümde uğruna serçe parmağını verebileceği pazar uykusundan temizlik için uyandırılan bir insan bezmişliği vardı ve elindeki pembe plastik eldivenleri yüzüme sallayarak evin pisliğinden yakınan Sehun'un kafasına çamaşır suyu atmamak için kendimi zor tutuyordum.

Tam da böyle bir zamanda Baekhyun tarafından çağırılmak, ki yine bir şeyler planladığı barizdi, isteyeceğim son şey bile değildi sanırım.

"Bu gün gelmek zorunda mıyız?" Boştaki elimle camın üstündeki lekelerin üstünden geçerken sızlanışıma derin bir nefes bıraktı.

"Geçen yaz ayakkabımın içine kustuğunu unutmadım," bir anda sesi yükseldiğinde korkuluklara sürtünen kediyle göz göze gelmiş ve telefonu kulağımdan uzaklaştırmıştım. "yani evet zorundasın!"

Sesime abartılı bir neşe katıp gelmekten mutluluk duyacağımı söyledim ve daha fazla azara maruz kalmamak adına telefonu altımdaki koltuğa attım.

Ben Kyungsoo ile sevişmiştim, üç gün önce, Do Kyungsoo ile.. Dünyanın en mutlu insanı olmam gereken yerde oturmuş saydamlığını kaybeden pencerelerimizi siliyor arkadaşlarımın garip planlarına alet oluyordum.

Duş almayı es geçerek Baekhyun'un yanına gittiğimizde Kyungsoo'nun arabasının da orada olduğunu görünce pişman olmuştum ama Sehun'un araba kokusu da iş görürdü. Lavanta kokmak şu anki halimden daha tercih edilebilirdi.

Eve girdiğimizde elinde tuttuğu kahveyle tezgaha yaslanmış Kyungsoo'yu hayattan bezdirmeye and içmişçesine söylenen Baekhyun beklediğim bir manzaraydı. Kolumdan tutup beni yanına çekti ve Baekhyun'un rahatça duyabileceği bir sesle konuştu. "Lütfen kapatma tuşu olduğunu söyle."

"Kes sesini, bana yardım etmek zorundasın. Chanyeol'a en iyi yıl dönümünü yaşatmalıyım." Planladığı romantik tatili ve bu gece için hazırlayacaklarını anlattığında Sehun'a dönüp omzuna bir yumruk attım.

"Baekhyun üstte demiştim, paramı ver." Dünyanın en gereksiz iki insanı olarak bir ay boyunca tartışmalarımızın konusu buydu. Sehun gözlerini devirip söylenirken cebinden çıkardığı kağıt paraları ona uzattığım avcuma bıraktı. Oyun dergilerimi alacak param ve bana sardığı koluyla belimi okşayan Kyungsoo varken daha fazla bir şey isteyemezdim sanırım.

Günümün daha da güzelleşeceğini düşünmekle hata etmiştim. Kyungsoo yaptığı masa düzenini beğenmeyen Baekhyun yüzünden sinir krizi geçirip sigara içmeye çıkalı yaklaşık dört dakika oluyordu ve Sehun'la Chanyeol'e bir şey çaktırmama görevinde fena çuvallamıştık. Beni arayıp nerede olduğumuzu sorduğunda ona Baekhyun ve Sehun'la buz pateni yapmaya gittiğimizi söyledim. Sormayın, aklıma gelen ilk yalan buydu. O da bana "Sen patenden nefret edersin, ne iş karıştırıyorsunuz?" dedi. Tanrı affetsin haklıydı, keşke öyle demeseydim.

Onca gürültünün ardından Chanyeol'un iyice şüphelenmesiyle Baekhyun'la göz göze gelmeye bile korkar olmuştum. Neyse ki hazırlanan odaya, ayırtılan bilet ve otele, stresten üç dakikada çıkardığı sivilcenin kapatıcıyla kapandığına ikna olmuş, kapı çalar çalmaz üçümüzü arka kapıdan dışarı atmıştı.

Bahçeden dışarı doğru yürürken ceketimin içinden çıkardığım şarap şişesini yanımdaki ikiliye doğru sallayıp sırıttım. Masada gördüğüm şişeler ilgimi çekmişti ve ödül olarak birini ödünç almakta bir sorun göremiyordum. Umarım Baekhyun bunu fark etmezdi ki, şarap faslına geçmeden yatak odalarına çıkacaklarını umuyordum.

more than friends/dokaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin