//11

3.5K 279 47
                                        


Başımı yatak başlığına vurmanın acısıyla uyanırken bilinçsizce birkaç küfür çıkmıştı ağzımdan. Kyungsoo'yu da uyandırmamak için hemen susmuştum ama sadece çarşafı kırışmış boş yatağı gördüğümde bunun yersiz bir çaba olduğunu anladım. Gecenin bir yarısı benim adeta kendimi çivilemek istediğim yataktan kalkmak gibi bir alışkanlığı olduğunu bildiğimden garipsememiştim.

Ne ara yatak başlığına kafa atacak kadar tepeye çıkmıştım onu da bilmiyordum. Söylenerek aşağıya doğru kayıp yastığımla buluşmuştum ki bakışlarımın odağı içeri giren beden oldu.

"Neredeydin?" Uyku sersemi ve huysuz olduğum sesimden açıkça belliydi. Açık olan gece lambasından güldüğünü görebiliyordum, hızlı adımlarla yatağa yaklaşırken ona uzattığım koluma dudaklarını bastırdıktan sonra yatak başlığına yaslandı.

"Paketi mutfakta unutmuşum." Elindeki beyaz paketten bir sigara çıkarırken yanıtladığında derince iç çektim. Sol eli onun beline dolanmış kolumda gezinirken diğer eliyle sigarasını yaktı. Duman, açık olduğunu yeni fark ettiğim pencereden dışarı süzülürken dizlerimi çaprazlayıp karşısına oturdum.

Bir süre kırmızı gece lambasının ışığında birbirimize baktık, cidden bu rengi bilerek seçmiş olmalıydı. Yetersiz uykudan dolayı şişmiş gözlerine bakışımı yanlış anlamış olmalı ki, filtresinden tuttuğu sigarayı bana uzattı. Yine de itiraz etmeden parmaklarımın arasında alıp derin bir nefes çektiğimde yanan tütün kırmızı görünen odada parlamıştı.

Parmak boğumlarını çıplak olan baldırımda gezdirirken uyumamı söylediğinde başımı onun oturduğu tarafa yatırıp cevapladım. "Kıymetli uykumu kaçırdın ve bu gün neredeyse kolum kırıyordun." Sonuna geldiği sigarayı baş ucundaki kupanın içinde söndürürken yarım ağız sırıttı. Ne düşündüğünü biliyordum ama çok yanlış düşünüyordu, bu gece için farklı planlarım vardı benim. "Birinin sorumluluk alması gerek."

"Zevkle alırım tabi." Omuzlarına yerleştirdiğim ellerimden tutup beni kendine çektiğinde beklediğinin aksine dudaklarımız buluşmamıştı. Şaşkın bakışlarına karşılık kahkaha atmamak için dudaklarımı birbirine bastırırken üzerinden eğilip geniş çekmeceye uzandım. Zaten fazla kalabalık olmayan çekmecede aradığımı bulunca geri çekilip yüz yüze gelmemizi sağlamıştım.

"Sıra bende değil miydi?" Küçük gri paketi iki parmağımın arasında tutarken kaşları kalktı ve eli beklemediğim bir anda kalçamı sıktığında neredeyse çığlık atıyordum.

"Bunu bir sıraya koyduğumuzu bilmiyordum."

"Koymadık." Üst dudağında dişlerimi gezdirirken hareket etmemişti ve hâlâ sigaranın acı tadını alabiliyordum.  Burnunu ısırarak huysuzca sızlanmasına neden olduğumda yüzünün aldığı şekle kıkırdadım.

Bir an için yüzüme baktı, büyük ihtimalle kurtulma yollarını düşünüyordu ama ısrarcıydım. Sol kaşım havaya kalktığında derin bir iç çekip "Tamam."  demişti. Sevimli kabullenişine karşılık gövdemi onunkine yaslayıp ıslak öpücüklerimi çenesiyle buluşturunca elleri boş durmamış, üzerimdeki kalın tişörtten içeri süzülüp sırtım boyunca yukarı tırmanmıştı.

Hemen yanımda, sırt üstü uzanmışken normalde uyku için direnen gözlerim bu kez tam tersine açık kalmak istiyordu. Terden yer yer parlayan gövdesi kırmızı gece lambası altında öyle bir hâl almıştı ki Kyungsoo'nun neden bu rengi seçtiğini anlayabiliyordum.

Gözleri yarı kapalıyken hızlı nefes alışlarını düzene sokmaya çalışıyordu ve inip kalkan göğsü köprücük kemiklerinin biraz altındaki birkaç izi daha belirgin kılıyordu.

more than friends/dokaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin