Uzun gelen paçalarını katladığım eşofmanımla televizyonda kutup ayılarıyla ilgili bir belgesel izlerken yan koltuktan gelen sesler kendi kafamı kesmek istememe neden oluyordu.Birkaç saat önce Kris'in yanında beynimin içine işleyen müzik eşliğinde içip Kyungsoo'nun çakma kızıl herifin tekiyle aşağı kata inmesine şahit olmamı da sayarsak iyi bir gece geçirmiyordum. Yan koltukta birbirlerini yiyen Chanyeol ve Baekhyun görmeyi isteyeceğim son manzara bile değillerdi.
Belki rahatsız olurlar da bir adım sonrası ön sevişme sayılabilecek eylemlerine son verirler diye üst düzey yargılayıcı bakışlarımı göndermiştim ama ikisi de üstüne alınmamıştı. Kyungsoo hâlâ ortada yoktu, Sehun konusuna değinmek bile istemiyordum.
Yani anlayacağınız, ben dışında herkes hayatını yoluna koymuş ve yanımda neredeyse üçlü yapacağım ikilinin bile sağlıklı bir ilişkisi vardı. Bense boktan bir anlaşmaya tutunup Kyungsoo'nun haftada kaç farklı dalda oynadığının çetelesini tutuyordum.
Nereye kadar gidebileceğimizi milyonlarca kez düşünmüş ve düşünmüştüm. Söz konusu Kyungsoo olduğu için her zaman bir çıkmaza girerdim ki öyle de oldu.
Birkaç kez neredeyse kafayı yiyecek raddeye geldiğimde onun hayatımdan çıkmasını istemiştim, ben çıkaramıyordum çünkü. İrademi kullanmam söz konusu bile olamazdı. O ise yapabileceği en acımasızca şeyi yapıp gözümün önünde durmaya devam etmişti ama şimdi birdenbire ilişkimizin tamamen değişmesi bana bunları neredeyse unutturuyordu.
Sonra Chanyeol'un sırf Baekhyun onu film izlemeye beklediği için yüzünde kocaman bir gülümsemeyle eve gidişini gördüm. Sehun ve Luhan'ın saçma bir kıskançlık tartışmasına bile şahit oldum ki benim bildiğim Sehun böyle şeyleri sorun bile etmezdi.
Acınası halime yapacak hiçbir şey bulamazken Chanyeol ve Baekhyun'a çift kişilik koltuğumu feda edip odama çekildim.
♣
Kapalı havada tüm günümü evde geçirmekten daha iyi bir şey varsa o da kapalı havada tüm gün uyumaktı.
İki kez odaya girip artık kalkmamı söyleyen Sehun üçüncüye cesaret edememişti çünkü baş ucumda bu günler için sakladığım masa lambamın kafasına isabet edeceğinin bilincindeydi. Üçüncü ev arkadaşımız olan yaşlı kedi bile birkaç kez üstüme çıkıp mırlamış ama beklediği ilgiyi göremeyince tıksırıp ortadan kaybolmuştu.
Belli aralıklarla girdiğim depresyonda can sıkıntısından ölmek üzereydim. Bunu bana ilk söylediğinde bir tutam saçı elimde kalmıştı ama Jongdae haklıydı, kendi menstrual döngüm vardı.
Odamın kapısı yavaşça aralandığında Sehun'un ısrarlarından kurtulmak için kafamı yastığa daha da gömüp havasızlıktan öleceğim örtümün altında kıvrıldım. Beklediğimin aksine ağır adımlarla yanıma yaklaşıp zaten dar olan yatağımda yanıma uzanan beden Sehun'a ait değildi.
Kyungsoo'yu görmek istediğimden emin değildim. Üç gündür evden çıkmadığım için görüşmüyorduk ve hangi amaçla gelmiş olursa olsun gecenin nasıl sonlanacağını şimdiden görebiliyordum. Uyumadığımı bildiğinin farkındaydım ama benden bir hamle bekliyormuş gibi sessizce uzanmaya devam etti.
Üstümdeki örtüyü yavaşça aşağı çektiğimde gözüme girip duran saçları düzeltme gereği duymadığımdan bunu beni yerime yaptı. Her zamankinin aksine elleri soğuktu ve bu kez onun ellerini ısıtmak bana düşüyordu.
Yataktan çıkmadığım için ısınan bedenim onun soğuk dokunuşlarıyla irkildiğinden ellerini benimkilerin arasında alıp göğsümde birleştirmiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
more than friends/dokai
Fanfiction"Evet." dedi yüzü anlam veremediğim bir ifadeyle kasılırken. Dudaklarımızı tekrar birleştirmeden önce devam etti. "sadece arkadaşız, belki biraz fazlası."