Bölüm 2

217K 9.4K 701
                                    

Facebook Grubu; Pembe Kalem Hikayeleri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Facebook Grubu; Pembe Kalem Hikayeleri

İnstagram: pembekalemhikayeleri

(Bölümden resimler ve alıntılar görmek istiyorsanız, mutlaka gruplara gelin. ☺️)

***
                  
***
Medya: Onur ❤️

Tüm yorumlarınız için çok teşekkür ederim, keyifli okumalar ❤️
***

"Alo, merhaba ben Onur bey ile görüşecektim?"

"Kim arıyordu?"

Aslı derin bir nefes alıp, cesaretini kaybetmeden "Aslı Sönmez" dedi aceleyle. "Ben Aslı Sönmez"

"Bir dakika bekleyin efendim"

Sekreter telefonu müziğe verince heyecanla beklemeye başladı. Ona birkaç saniye gibi gelen kısa bir andan sonra telefon açıldı. Onur Güral sert, bariton ses tonuyla "Efendim" dedi.

Ses tonu genç kızı biraz korkutsa da yine de amacından vazgeçmeyerek "Merhaba Onur. Ben Aslı Sönmez" dedi.

Genç adam ilk defa duyduğu bu sese epeyce şaşırmıştı. Tamam böyle bir kızın varlığından haberdardı ama neden onu aradığını anlayamıyordu. Yine de ona karşı kibar olmaya çalışarak "Merhaba Aslı. Sana nasıl yardımcı olabilirim?" diye sordu.

"Şey.. Benim sizinle görüşmem gereken önemli bir konu var"

Onur merakla "Nedir?" diye sordu.

Aslı hayatındaki en saçma şeyi yapmanın rahatsızlığıyla içindeki utancı bastırmak isteyerek tırnaklarını avuç içine batırıp konuşmaya başladı.  "Telefonda olmaz. Yüz yüze görüşmeliyiz. Benim için gerçekten hayat memat meselesi. Tabi sizin için de önemli olabilir". Sonunda en azından buluşmak istediğini söylemişti. Bunda bile bu kadar utanmışken, o teklifi nasıl yapacaktı, hiç bilmiyordu.

Onur da duyduğu cevapla donup kalmıştı. Tanımadığı bir insanla nasıl ortak bir hayati meselesi olabilirdi ki! Sırf merakından bu buluşmayı kabul edecekti. "Peki buluşalım. Akşam saat yedide Beşiktaş meydandaki Dilruba kafede buluşma sana uygun mu?"

Bu konuşmanın bu kadar erkene çekilmesi Aslı'yı daha da fazla panikletmişti. Fakat yapacağı hiçbir şey yoktu. Eli mahkum kabul edecekti. "Uygun"

"Akşam görüşürüz o zaman. Hoşça kal"

Onur aniden telefonu kapatınca Aslı kalakalmıştı. Bu adam gerçekten söylenenler kadar soğuk ve ukalaydı. Peki bu adamı nasıl ikna edecekti ki? En azından buluşmayı kabul etmişti. Bu küçük şey bile genç kıza umut olmuştu. Belki de başarabilirdi.

***

Onur'un gelmesini beklerken artık gerginlikten elleri daha fazla titremeye başlamıştı. Elindeki kahve fincanı da onunla birlikte titriyordu. Tam kahve dökülmek üzereyken fark edip fincanı tek hamlede masanın üzerine bıraktı. Kenara dökülen bir kaç kahve damlasını eline aldığı peçeteyle silip, ellerini bu kez kucağında birleştirdi. Derin derin nefesler alıyordu ama bunun ona hiçbir kârı yoktu. Hala deli gibi korkuyordu. Hayattaki belki de en saçma teklifi yapacaktı ama en azından bunun kendi açısından en ahlaklı seçim olduğuna inanıyordu. Fakat Onur, bunu kesinlikle kabul etmeyecek ve muhtemelen onu delilikle suçlayacaktı. Bunu biliyordu. Belki de deliydi, yirmi iki yaşında neredeyse rahim kanseri olduğunu öğrenen bir insan nasıl akıllı kalabilirdi ki? Nasıl mantıklı olabilirdi! O da her kadına sunulan şanstan istiyordu, anne olmak istiyordu.

Lütfen Benimle Evlen / Davetsiz Aşklar ~ 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin