Bir sene içinde hamile kalmazsa bir daha asla anne olamayacağını öğrenince Aslı'nın önünde iki seçenek vardı; durumu kabullenip kaderine razı gelmek ya da hemen evlenip hamile kalmak. Bir kadına verilen en güzel özelliği kaybetmek istemeyen Aslı, ik...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben geldimmmm ☺️
Keyifli okumalar ❤️
***
Bölüm Şarkısı: Berkant - Samanyolu
***
"Ben evlenemem. Onur'u göz göre göre aşksız bir evliliğe mahkum edemem. Ben bebek istiyorum diye onun bir baskasına aşık olma hakkını elinden alamam"
Aslı'nın sözleriyle şok olan Zeynep ve Ceren duruma el atmaları gerektiğini hissederek hızla Aslı'ya doğru ilerlediler. Zeynep öne çıkıp Aslı'nın omuzlarından tuttu. Şu anda yapacağı konuşmanın Aslı için hayati derecede önemli olduğunu biliyordu. Sert bir sesle "Aslı bana bak" diyerek arkadaşının kendisine bakmasını sağladı. "Sen bebek sahibi olabilmek için tanımadığın bir adama evlenme teklifi etmiş insansın. Bu uğurda türlü planlar yapıp, sonunda başarılı olmuş insansın. Şimdi böyle saçma bir nedenden dolayı evlenmekten vaz mı geçeceksin?!"
Ceren de Zeynep'e katılıp "Zeynep sonuna kadar haklı" dedi.
Aslı çaresizce arkadaşlarını baktı. "Anlamıyorsunuz! Ben sadece kendimi düşündüm, Onur'u hiç düşünmedim. Belki de başka birini bulup, aşık olabilirdi"
Zeynep sert duruşunu değiştirmeden "Aslı, Onur'un aşık olduğu birisi var mı?" diye sordu.
Onur'la başka kadınları düşünmek bile genç kızın kanını donduruyordu. "Ha-hayır. Zaten olsaydı herhalde benimle evlenmezdi"
"E daha ne o zaman? O adam sana aşık olacak. Başka yolu yok. Benim tanıdığım Aslı böyle ağlayarak düğünü terk etmez. Oraya gider ve o adamı kendine alır. Ki adam sana geldi zaten!"
Aslı hala kararsız gözlerle ona bakınca Zeynep onu bu kez kalbinden vurmayı amaçlayarak "Aslı sen bu adama gerçekten aşık mısın?" diye sordu.
"Tabi ki aşığım"
"O zaman git ve aşkına sahip çık. Ondan kaçarak onu özgür bırakma saçmalığını da aklından çıkar"
Zeynep'in sözleriyle Aslı'nın vicdanı artık sızlamamaya başlamıştı. Zeynep doğru söylüyordu. Onur ne olursa olsun onun olacaktı. Şu anda arkadaşına sarılamayacağı için elini tutup "Teşekkür ederim" dedi. Ardından Ceren'in de elini tutup "Teşekkür ederim ikinize de" dedi.
Zeynep "Aferin böyle ol işte" dediği anda kapı çalınmıştı. Kızlar Aslı'dan ayrılırken içeriye ailesi girmişti. Annesi ve babası kızlarını görünce göz yaşlarına hakim olamadan Aslı'nın yanına yürüyüp ellerini tuttular.
Kübra hanım titreyen sesiyle "Melekler gibi olmuşsun canım kızım" derken Mithat bey de ona nazaran daha net olan sesiyle "Hep mutlu ol kızım" dedi.
Yağız da uzaktan ablasını izlerken anne ve babası gibi duygulanmıştı ama o onlar gibi belli etmiyordu. Aslı'nın evden gitmesi ona da çok dokunmuştu. Artık evde uğraşacağı, şakalaşağı bir ablası olmayacaktı. Aslı'ya doğru yürüyüp her zaman ki şakacı tavrıyla "Sonunda kurtuluyoruz senden" dedi.
