Bir sene içinde hamile kalmazsa bir daha asla anne olamayacağını öğrenince Aslı'nın önünde iki seçenek vardı; durumu kabullenip kaderine razı gelmek ya da hemen evlenip hamile kalmak. Bir kadına verilen en güzel özelliği kaybetmek istemeyen Aslı, ik...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Zeynep, Aslı ile konuşurken arkalarından Ozan'ın onlara doğru gelmesiyle genç kız yerinde donup kaldı. Onur arkasına dönüp adamla konuştuktan sonra Aslı da adamla selamlaşmıştı. Ne yani, Ozan'ı tanıyorlar mıydı? Aslı bir anda ona dönüp "Zeynep bak bu Onur'un arkadaşı Burak" deyip adamı ona tanıtınca genç kız şok olmuş bir şekilde ona baktı. Bu adam Ozan değildi!
Zeynep ona şaşkınlıkla bakan adama elini uzatmayarak "Burak Tekinsoy mu?" diye sordu.
Aslı Burak yerine "Evet, yoksa tanıyor muydun?" diye sorunca Zeynep sinirle gözlerini kapattı. Çalıştığı şirketin patronuydu bu adam ve o gün Zeynep şirket hakkındaki tüm düşüncelerini bu adama anlatmıştı. Gafil avlanmıştı ve bu adam onu avlamıştı. Şirketin sahibi olduğunu söylemeyip onu sıradan bir mühendis olduğuna inandırmıştı.
Aslı korkarak Zeynep'e yaklaşıp "Zeyzey iyi misin?" diye sorunca Zeynep gözlerini açıp "İyiyim canım" dedikten sonra gülerek karsısındaki adama baktı. Ona elini uzatmadan "Merhaba Ozan bey, a pardon Burak bey. Galiba yalnızca iş arkadaşlarınız size Ozan diyor. Yoksa siz adi bir yalancı olamazsınız değil mi?" deyip sinirle adama baktıktan sonra onları orada bırakıp arkasına dönerek hızlı bir şekilde yürümeye başladı. Hala bu adamın onu aptal yerine koyduğuna inanamıyordu. Hala bu adama daha bir saat evvel aşık olduğunu düşündüğüne inanamıyordu. Sinirle yerinde tepinmek hatta o adamı tepmek istiyordu ama tek yaptığı gözlerinden yaşlar akarken hızlıca yürümekti.
Aslı Zeynep yanlarından fevri bir şekilde ayrılınca onun peşinden gitmek için bir adım attı fakat gidemeden sinirle Burak'a döndü. "Sen Zeynep'e yalan mı söyledin?"
Burak sanki durum hiç umurunda değilmiş gibi sıkıntıyla Aslı'ya bakıp "Arkadaşın iyi bir dersi hak etmişti" dedi. Ardından Onur'a döndü. "Size iyi akşamlar"
Burak gayet rahat hareketlerle az önce oturduğu masadaki kadının yanına dönerken Aslı sinirle ellerini yumruk yapmıştı. Ona bakarken saldırmamak için kendisini zor tutuyordu.
Onur ise durumu anlayamıyordu. "Aslı ne oluyor?"
Aslı Zeynep'in peşinden gitmesi gerektiğini fark edince kendini toparladı. Onur'a da Burak kadar sinirliydi çünkü ikisi arkadaştılar. "Onu yalancı, pislik, hödük arkadaşına sor. Ben Zeynep'in peşinden gidiyorum, sonra görüşürüz" dedikten sonra hızla arkasına dönüp koşar adımlarla çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Çıkışa kadar Zeynep'i görememişti. Restaurantın kapısından çıkarken Zeynep'in yolun kenarından bir taksiye bindiğini gördü.
Zeynep gözlerinden yaşlar akarken arkasından Aslı'nın ona seslendiğini duyunca taksiye daha hızlı bindi. Eğer Aslı'nın yanında Onur ya da o adam olursa, onların ağladığını görmelerini istemiyordu. Taksiye binince arabanın camından hızlı bir şekilde dışarı baktı. Sadece Aslı'nın geldiğini görünce taksiciye "Biraz bekleyin, arkadaşım da geliyor" dedi.
