5.BÖLÜM
Gözlerimi açtığımda saat 6'ydı.Hemen gidip elimi yüzümü yıkadım.Odama geçip geçenlerde aldığım şık straplez bir elbise giydim.Saçlarıma hafif maşa ve hafif bir makyaj yaptım.Şık küçük elbiseme uygun bir çanta buldum.Dolabımı açıp kutudan alıpta hiç giymediğim platform ayakkabıyı ayağıma geçirdim ve aşağıya indim.
O sırada telefonum çaldı,arayan annemdi.Bu demek oluyor ki geldim seni aşağı da bekliyorum.Evden çıkıp kapıyı kitledim ve anahtarı çantamın içine koydum.Tahmin ettiğim gibi annem evin önünde arabanın içinde bekliyordu.
Kapıyı açıp arabaya bindim ve kapıyı nazikçe kapattım.
''Çok güzel olmuşsun Arin''dedi gülümseyerek.
''Saol''dedim bende ona aynı gülümsemeyle karşılık vererek.
Restorana gelene kadar hiç konuşmadık.Restoran'a geldiğimizde annem arabayı valeye teslim etti ve içeri girdik.İçeri girdiğimiz de gözlerime inanamadım,burdaki herşey altın ve elmastan yapılmıştı.Annem bizi oturacağımız masaya yönlendirdi.Buluşacağımız insanlar yani annemin ortağı ve onun oğlu daha gelmemişlerdi.Onlar gelene kadar sıkıntıdan patlayacaktım anlaşılan.
Ben bu düşünceler havuzunda yüzerken annemin birden ayağa kalktığını gördüm,bu demek oluyor ki buluşacağımız kişler geldiler.Kafamı onun baktığı yöne çevirdiğimde gördüğüm kişi karşısında ağzım açık kaldı.
''Merhaba Aysel Hanım''dedi orta yaşlı ama yakışıklı olan adam.
''Merhaba Cenk Bey''dedi annem adamın elini sıkarken.
Annem bana dönüp bu da kızım Arin dedi.Ben de dönüp adama gülümseyerek elini sıktım ve memnun oldum dedim.Adam da biricik oğluna döndü ve bu da oğlum Asil dedi.Gülümseyerek başımı salladım o da aynı şekilde karşılık verdi,hepimiz masaya geçtik.
Annem bu hayvanın babasıyla ortaktı gerçekten herşey çok güzel hiç sıkıntı yok yani.Yemeklerimizi yemiştik ve artık masa da anlamadığım iş konuları konuşulmaya başlamıştı.O sırada Cenk Bey sıkıldığımı anlamış olacak ki bana dönüp
''Kızım eğer sıkıldıysan Asil sana etrafı gezdirsin.Çok güzel bir yerdir burası dedi''Yok,sıkılmadım gerçekten.'' dedim gülümseyerek.
''Sıkıldığın yüzünden belli.Asil hadi Arin'e burayı gezdir''dedi.
''Tamam baba''dedi hiç sorun çıkartmadan galiba ailesine karşı böyleydi bu çocuk o ayağa kalkınca ben de ayağa kalktım ve onu takip ettim.
Etrafi gezmeye başlamıştık ama hiç konuşmuyorduk zaten böylesi daha iyiydi ne zaman konuşsak kavga ediyorduk.O sırada bahçe de çok güzel bir heykel gördüm.Kadın ve erkeği temsil eden bir heykeldi.
Aşkı simgeliyordu ve gerçekten büyüleyici bir sanat eseriydi.
''Büyüleyici birşey bu'' dedim kendimi tutamayarak.
''Evet sarışın''dedi gülümseyerek.İnanamıyorum dünyanın sonu geliyordu Asil ilk defa bana gülümsemişti.
''Bana sarışın deme.Çünkü öyle değilim.''dedim sinirli bir şekilde.
''Gerçekten mi bence öylesin''dedi alaycı bir tavırla.
''Of seninle kavga edecek havma da değilim'' dedim ve hemen konuyu kapattım.
Biraz daha yürüyüp,bir banka oturduk.Yine sessizdik.Bu sefer sessizliği o bozdu.
''Biliyor musun''dedi bana dönmeden.
''Neyi'' dedim.
''Annem de o heykeli çok severdi''dedi.
''Annen yaşamıyor mu?''dedim çekingen bir tavırla.
''Hayır.Öldü''dedi.
''Gerçekten çok üzüldüm.Başın sağolsun.''dedim üzgün bir ifadeyle.
''Saol.Heykel için saf aşkın simgesi derdi.Hatta onu resmedip odasına asmıştı hala orda durur,bize saf aşkı değil de annemi hatırlatır.''dedi.
''Bence de mükemmel bir eser.Ben üşüdüm içeri girelim mi?''dedim konuyu değiştirmeye çalışırcasına.
''Tamam sarışın girelim''dedi.Bu lafı karşısında gözlerimi devirerek ona baktım ama o sadece gülümsekle yetindi.İçeri girdiğimiz de annemlerde çoktan ayaklanmıştı.Cenk Beylerle vedalaşıp oradan ayrıldık.Eve geldiğimizde hemen odama çıkıp üzerimi değiştirdim.Ve kendimi yatağa ttım.Bugün çok yorulmuştum.Sadece uyumak istiyordum zaten gözlerimi kapatır kapatmaz uyuya kaldım.