8.BÖLÜM
Uyandığımda saat 12'ydi.Karnım acıkmıştı ama ayağımın ağrısı o kadar artmıştı ki ne yerimden kalkabiliyordum ne de ayağımı oynatabiliyordum.Tek bir çarem vardı ve bu da yine Asil'e çıkıyordu.Ama yapabileceğim bir şey yoktu.Sehpanın üzerindeki telefonuma uzandım ve onun numarasını bulup arama tuşuna bastım.Bir süre cevap vermesini bekledim,sanırım uyuyordu.
''Alo''dedi uykulu bir şekilde.
''Bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim ama bir şey olursa ara demiştin?''dedim sesimin sakin çıkmasına özen göstererek.
''Eee noldu?''dedi.Odun işte hiç kibar olamıyor.
''Bize gelir misin lütfen ayağım çok kötü ve şu an sana ihtiyacım var''dedim ağlamaklı çıkan sesimle.
''Tamam ağlama sarışın geliyorum''dedi.
''Paspasın altında anahtar var onula açarsın kapıyı''dedim ve telefonu kapattım.
O geleceği çok heyecanlanmıştım.Beni umursamıyordu sanki bir eşyaymışım gibi davranıyordu ama yine de karşımda onu gördüğüm de,onunla konuşurken çok heyecanlanıyordum.Kapının açılma sesini duyunca düşüncelerimden kurtuldum.İçeri girdi ve yanıma gelip koltuğa oturdu.
''Geldiğin için teşekkür ederim''dedim gülümseyerek.
''Önemli değil''dedi o da gülümseyerek.
Bu sırada karnımın içinde savaş falan çıktığını anladım.
''Asil bana yiyecek bir şeyler hazırlar mısın?''dedim dudaklarımı yukarı kıvırarak.
''Niye ben senin hizmetçin miyim?''dedi.
Sinirle ayağa kalktım ama ayağıma büyük bir ağrı saplandı ve bu ağrı yere düşmeme neden oldu.
''Arin iyi misin?''dedi telaşlı bir şekilde.
''Dokunma bana iyi olup olmadığım seni ilgilendirmez''dedim ağlamaklı bir şeklide.
''Arin lütfen yardım edeyim.''dedi.
Beni kucağına alıp koltuğa oturttu ve mutfağa ilerledi.Hemen bir şeyler hazırlayıp getirdi ve önüme koydu.Aç olduğum için acele bir şekilde mideme indirdim.En son da benim için getirdiği ağrı kesiciyi içtim ve tepsiyi masanın üzerine bıraktım.Tepsiyi mutfağa götürüp bıraktı ve gelip yanıma oturdu.
''Özür dilerim''dedi sakin bir şekilde.
''Efendim''dedim anlamamış gibi yaparak.
''Duydun işte Arin tekrar söyletme.dedi gülümseyerek.
''Tekrar söylesen ölür müsün?''dedim.
Evet anlamında kafasını salladı.
''Bana hala kızgın mısın?''dedi.
''Evet.Bir şey olursa ara demiştin.Yardıma ihtiyacım olduğu için aradım keyfimden aramadım yoksa.İhtiyacım olmasa senden hiç bir şey istemem.''dedim sinirli bir şekilde.
''Özür dilerim''bunu söylerken yüzüme dah fazla yaklaşmıştı ve nefesini yüzümde hissedebiliyordum.
''Seni anlamıyorum Asil,kafamı çok karıştırı- lafımı bitirmeden dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve sert bir şekilde öpmeye başladı.Sonra yanıma uzandı ve benim rahat etmemi sağladı.Onun bu kadar yakınımda olması beni güvende hissettiriyordu,ona sımsıkı sarıldım ve gözlerimi kapadım.