Ben Hala Aynıyım

997 32 0
                                    

İyi okumalar...

''Ne! Tamam ben- ben hemen geliyorum.'' deyip telefonu kapattım. Gözümden akan bir damla yaşa aldırmadan masadan kalktım. Odama gidip rastgele bir eşofman ve bir t-shirt giydim. Anahtarımı, telefonumu ve biraz para alarak içeri gittim. Tereddüt ederekte olsa Akın'ın bıraktığı anahtarı aldım ve çıktım. Şu an hiçbir şey düşünecek durumda değilim. Cidden. Kapının önündeki arabaya binerek hastaneye gittim. Neden ağlıyorum? Annemi sevmiyorum sonuçta. Kaybetme korkusu var işte. Her ne kadar nefret etsede insan dayanamıyor. 

Hastaneye geldiğimde arabayı rastgele park ederek içeri koşturdum. Danışmaya ''Meral Handeral. Kaza geçirmiş sanırım.'' dediğimde kadın ''2. kat sol koridor.'' Asansöre bakmadan merdivenlerden koşarak yukarı çıktım. Sol koridora döndüğümde bir doktor gördüm ve ''Şey Meral Handeral. Kaza geçirmiş. Nerede? İyi mi?''

''Sakin olun hanımefendi. Anneniz köprüden düşmüş. Omuriliğinde hasar var. Şimdi bir odada tutuyoruz. Ameliyat olmalı. Fakat...''

''Fakat? Lütfen dizide falan değiliz, reklam arasına girmeyecek. Söyler misiniz?''

''%90 Felç kalma ihtimali var.''

''Siz, siz ciddi misiniz?''

''Maalesef. İç kanamasını durduramıyoruz. Hemen ameliyata almalıyız. Tek yakını siz misiniz?'' 

Tamamen ağlarken ''Amcam var. Ben ararım. Nasıl düşmüş peki?'' diye sordum.

''Görenler varmış. Kendisi atlamış.''

Boğuk, titrek bir sesle ''Peki. En iyi profesörü istiyorum. Hemen ameliyata alınsın lütfen.''

''Pekala. Birkaç imza atmanız gerek, lütfen şöyle gelin.'' diyerek beni yönlendirdi. Ağlamamı durduramıyordum. Nereye imza atmam gerektiyse hepsini yapıp ameliyathanenin köşesine geldim. Bir odadan sedye ve doktorlar çıkınca annem olduğunu tahmin ettim. Öyleydi. Bitmişti. Onu öyle görmek beni de bitirmişti. Ameliyathanenin kapısından içeri girdiklerinde sadece bakakaldım. Kenara çöküp yere oturdum. Hiçbir şey yapamamak ne kadar kötü biliyor musunuz? Beni sevmeyen biri de olsa dayanamadım işte. Tek ailem o.

Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve ekrar baktım. Aras arıyordu. Telefonu açtım. Acayip derecede müzik sesi geliyordu. Ağlayarak ''Ne var?'' dedim. ''Güzeli- bir saniye sen ağlıyor musun?''

''Umrunda mı?''

''Ne oldu?''

''Annem kaza geçirdi. Şimdi mutlu olabilirsin. İyi eğlenceler.'' diyerek telefonu suratına kapattım. Telefonu bırakmayarak amcamı da arayarak olayı anlattım. Telefonum tekrar çalmaya başladı. ''Ne var Aras!'' 

''Benim Erin.''

''Ezgi. Ne oldu?''

''Bana hala sinirli misin?''

''Ezgi emin ol onu düşünecek durumda değilim. Sonra konuşalım.''

''Nerdesin? Niye ağlıyorsun sen?''

''Annem kaza geçirmiş. Hastanedeyim.''

''Oha! Hangi hastane? Gelicem.''

''... Hastanesi.'' 

''Tamam geliyorum ben.'' dedikten sonra kapattı.Oturduğum yerde dizlerimi kendime çektim ve ağlamaya devam ettim. Yaklaşık 10 15 dakika sonra birisinin kolumdan tuttuğunu hissettim. Başımı kaldırdığımda Ezgi ve Aras vardı. Evet, Aras. Ezgi'ye sarılıp tekrar ağlamaya başladım. Aras ise yanımızdan ayrılmış, doktorla bir şey konuşuyordu. Ezgiyle birlikte koltuklardan birine oturduk. 5 dakika sonraysa amcamlar geldi. Eren de ağlamıştı. Gidip ona sarıldım. Kardeşimi ne zamandır da görmüyordum. Amcam ''Kızım nasıl olmuş?'' diye sordu. ''Görenler kendini köprüden attığını söylemiş. İntihar yani.'' diyebildim. Hepimiz oturup beklemeye başladık. 

MESLEK LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin