Tesadüf

900 41 3
                                    

Bir günde iki bölüm heralde yeterli olacaktır. Bu kadar okunmasını bile beklemiyordum ben. Öylesine yazıyorum zaten. İyi okumalar. :) Multimedia Berk.

Tabii ki Aras bey. Binip asansörün kapanmasını bekledi. Önce Berk'e selam verdi. Banaysa sadece baktı. Aptal. 

''Ee Berk stajyerimiz iyi çalışıyor mu?''

''Evet, olabileceğinden daha iyi.''

''Sevindim.'' 

Bu küçük konuşma bittiğinde biz gelmiştik bile. Asansörden çıkarken Berk beni yönlendirmek amacıyla elini belime koydu. Arkamızda sadece mal gibi kalan bir Aras bıraktığıma eminim. 

İskenderciye geldiğimizde bir masaya oturduk ve siparişimizin alınmasını bekledik. Berk siparişleri verdi ve tekrar beklemeye başladık. ''Aras'la aranda bir şey mi var?''

''Kim? Benim mi? Yok ya ıyy hayır. Aynı okuldayız o kadar.'' Yemeklerimiz geldiğinde bekledim. Garson gidince tekrar konuşmaya başladım. ''Neden sordun ki?''

''Hiç öylesine. Asansöre binerken sana garip baktı da. Ondan dedim.''

''Salakta ondan.'' Bu dediğime güldü ve yemeğini yemeye başladı. 

Restoranttan kalkıp tekrar arabaya bindik. ''Seni iş yerinden aldım şimdi de evine bırakacağım. Evini tarif et bakalım.'' diye sırıttım. ''Gerek yok, beni şirketin oraya bırak ben arabamı alayım.''

''Olmaz. Evine bırakacağım. Hadi taksimetre yazıyor bak.''

Kısa bir kahkaha attı ve ''Pekala, ana yoldan gidelim taksici hanım.''

Arabayı çalıştırırken ''Taksici hanım mı? Tam bir krosun Berk.''

''Biliyorum.'' dediğinde ikimizde güldük. 

''Müzik açsana ya. Torpido yerinde cd olacaktı.''

Torpidoyu karıştırmaya başladı. Bir süre sonra birkaç cd çıkardı.

''Dj Berk size güzel şarkılar çalacak.'' Kahkaha atmaya başladım. Çok eğlenceli bir çocuktu. Akın gibi. 

Cd de ilk başta çalan şarkı Arctic Monkeys - Do I Wanna Know çıkınca bir an durdu. 

Gözlerini açarak ''Sen bu şarkıyı seviyor musun?'' diye sordu.

''Hayır, nefret ettiğim için playlist e koydum.''

''Tamam uzaylısın. Artık anladım.''

''Ya ne var? Çoğu kız iskender, çiğköfte, sarma, mantıyı çok sever. Arctic Monkeys, The Neighbourhood, Gun's N' Roses dinler.''

''Çoğu kız mı? Seni kaçırıp saklamam lazım benim.''

Gülerek ''Aptal.'' dedim. Yolu tamamen tarif ettiğinde bir sitenin önünde durduk. ''İşte geldiiik.''

''Borcum ne kadar?''

''Ha?''

''Taksimetre diyorum kaç yazdı.'' dedi ve güldü. Bende gülerek karşılık verdim. ''Bu seferlik benden olsun.''

''Pekii. Sonra görüşürüz o zaman.'' 

''Görüşürüz.'' dedi ve vedalaşmak için yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı... Dudağımın kenarını öpüp indi ve göz kırptı. Sonra siteden içeri girdi. Ölebiliyor muyuz? Olayın şokunu atlatınca arabayı çalıştırıp oradan uzaklaştım. Eve gitmek istemiyordum. O yüzden yol üzerinde bir tekelciden iki bira aldım ve sahile gittim. Ne var yani? İçemez miyim? 

Arabayı parkettikten sonra denizin oraya giderek kayalıklara oturup biramı açtım ve kulaklıklarımı taktım. Bir süre sonra yanıma biri oturdu. Sendeleyerek tabi ki. Yana doğru baktığımda Aras'ı gördüm. Ya bir rahatlık ver be! Aslında hep yanımda olmanı istiyor- istemiyorum. İstemiyorum canım. Gözlerini denizden ayırmadan bir iç çekti ve konuşmaya başladı. ''Şu an deli gibi sarhoşum ve biriyle konuşmaya ihtiyacım var. Benimle konuşur musun?''

''Tamam.''

''Kim olduğunu bilmiyorum ama anlatacağım.''

Sarhoş diye göremedi herhalde. Tam bir salak.

''Bak şimdi... Eee şimdi bir kız var. Ben ona aşığım. Hemde sırılsıklam aşığım.'' Elleriyle saydı ve 3 yaparak ''Bak işte hemde 3 yıldır. Öyle güzel ki.'' deid ve iç çekti. ''Mavi gözleri var. Bazen kahverengi bazen sarı olan saçları var. Çok güzeller ama. İpek gibi. O saçları koklamak, sevmek için herşeyi yaparım. Neyse işte. İşte bu kız varya. Çok güzel.''

''Onu anladım. Sevgilin mi bu kız?''

''O mu? Yok. O varya o öyle bir cadı ki. Ama çok güzel. Ah ah. Cadı. Çok seviyorum. Biliyor musun bu gözü o yaptı.'' diyerek gözünü gösterdi, sonraysa bana döndü. İkimizinde gözleri yerinden fırlayacak gibi açıldı.

MESLEK LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin