Sarhoş

873 36 0
                                    

İYİ OKUMALAAR :)

''Ne kadar benziyorsunuz.'' Kaç tane içti bu?

''Aras kendine gel. Erin ben.''

''Onun adı da Erin.'' dediğinde kaldım. O beni mi seviyordu yani? 3 yıldır. Çok saçma. 

''Saçma saçma konuşma. Onu sevmiyorsun. O da seni sevmiyor. Senin sevgilin var.''

''Ben seviyorum. O da bir gün sevecek. İnanıyorum.'' 

Tam kalkıp gidecektim ki gözünü sildiğini gördüm. Onu burada tek başına bırakamazdım. Zaten hatırlamayacak. ''Kalk hadi evine götüreyim seni.''

''Erin de beni sever mi sence?''

Ah salak çocuk. O seni zaten seviyor. 

''Bilmiyorum, ona sevdiğini belli etmelisin.'' derken koluna girdim ve onu kaldırdım. 

''Edemem. O benden nefret ediyor.''

''Nereden biliyorsun?''

''Çünkü ben ona sürtük dedim.''

''Neden dedin?''

''Bilm-bilmiyorum. Sadece sanırım ondan uzak durmam lazım. Başını belaya sokmamam.'' 

Arabanın kapısını açarak bindirdim. Kendi tarafıma geçip oturduğumda ona döndüm ve ''Evin ner-'' Lafımı bitiremedim. Çünkü uyumuştu. Evini de bilmiyorum ki. Bırakayım sabaha kadar uyusun. Kapıyı da üzerine kilitlerim. Salaklaşma Erin. Mecbur eve götüreceğim. Oflayarak arabayı çalıştırdım. 

Zorlada olsa onu evin içine sokmayı başardım. Ayağımla kapıyı kapattım. Aras bana yaslanmıştı. Ne kadar ağır bu çocuk ya. Akın'ın odasına götürüp yatağını açtım ve yatmasını sağladım. Oh be. Büyük bir iş yapmış gibi sevindim valla. Bir şeyler mırıldanıp uyumaya geçti. Yani sustuğuna göre öyle. 

Önce duşa girip sıcak bir duş aldım. Sonraysa kendimi uykunun narin kollarına teslim ettim. 

Sabah kalktığımda önce saate baktım. 11:13. İyi. Esneyerek yerimden kalktım ve mutfağa ilerledim. Fakat bir anlığına duraksadım. Aras. Tabi ya. Dün buradaydı. Salak kafam. Tam odaya bakmaya gidiyordum ki telefon çaldı. Benim değil ama. Aras'ın. Önce bir küfür sonraysa şarkı durdu. Kapının köşesinde dinlemeye başladım. Evet kötü bir şey ama ne var? Merak ettim işte. Uykulu bir şekilde ''Efendim.'' dedi. Kız olduğu belliydi. Bağırıyordu zaten. ''Sana ne Elif. Hayır. Ya kapat şu telefonu bağırınma. Hadi.'' dedi ve telefonu kapattı. Yani öyle düşünüyorum. Sessiz adımlarla mutfağa gittim ve kahvaltı hazırlıyormuş gibi yaptım. 5 dakika sonra uykulu bir şekilde Aras geldi. Uykuluyken de çok tatlı oluyor söylemeden edemem. Ona dönüp baktıktan sonra tekrar tezgaha döndüm ve ''Günaydın.'' dedim. ''Beni sen mi getirdin?''

''Hayır leylekler getirmiş.''

''İğrençsin Erin. Ağrı kesici var mı?''

''Var. Önce bir şeyler ye.'' dediğimde başını tutarak masaya geçti. Omlet tabaklarıyla bende geçip oturdum. ''Bu arada teşekkürler.'' 

''Önemli değil.'' dedim. Yemek yerken telefonum çaldı. Annemdi. Gözlerimi devirerek telefonu açtım. 

''Erin! Ben evleniyorum!'' 

Bir anda ''Ne?!'' diye bağırdım. ''Duydun işte evleniyorum.''

''Kimle?''

''Erol Eroğlu!'' Ha?! Aras'ın babası mı! 

''Ne dedin sen! Saçmalama anne!''

''Benimde mutlu olmaya hakkım var Erin! Saygı göster lütfen. Düğün bir hafta sonra. Gel lütfen.'' dedi ve kapattı. Aras yemeği tamamen unutmuş beni izliyordu. 

Merakla ''Ne oldu?'' diye sordu.

''Annem babanla evleniyor. Sanırım kardeş olacağız.''

MESLEK LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin