Bar

1K 39 2
                                    

MM ELİF

Arabada biraz oyalandıktan sonra aklıma Akın geldi. Piç! Onu çok özlüyorum. En ihtiyacım olduğu zamanda gitmişti ve bu canımı yakıyordu. Telefonunu bir daha aramayı denedim ama yine o sinir karının sesini duyup kapattım. Kafamı dağıtmam lazımdı. Eren'i aradım. 

Nefes nefese kalmış bir şekilde telefonu açtı. 

''Yuuh! Napıyorsun lan sen?''

''Kardeşim zamanlamaların berbat. Şimdi... Ne oldu?''

''Biraz kardeşimle takılmak istemiştim ama anlamış oldum. Bay baa-''

''Yarım saate Kaçak bara gel.'' dedi ve telefonu kapattı. Anlamsızca sırıttım. Bu erkekler her gün bir kızla çıkmaktan ne anlıyorlar acaba?

Hızla eve gittim ve üzerimi değiştirdim. Siyah bir şort, salaş beyaz bir t-shirt ve siyah bir ceket giyip kollarımı sıvadım. Siyah converse'lerimi de giyerek çıktım. Bara sürdüm. Burada herkes bizi tanırdı. İkizleriz biz lan. Bizden korkun. Herneyse işte. Arabayı görevliye vererek içeri girdim ve masalardan birine oturdum. Akşam olduğu için baya kalabalıktı. Garsonlardan biri masaya gelerek sipariş istedi. Tam 'birini bekliyorum.' diyecekken Eren yanıma oturdu. ''Viski.'' dedi. ''Vodka. Sek olsun.'' dedikten sonra gitti. ''Neyi kutluyoruz bakalım Erin hanım? Sek falan.''

''Bugünlük. Mutlu olmaya ihtiyacım var.''

''İyi bakalım. Sarışın bir çıtırı bırakıp geldim lütfen eğlenelim.''

Güldüm ve ''Emin olabilirsin.''

5 dakika geçmeden içkilerimiz geldi. Eren kızları kesmeye başlamıştı bile. Bense ortalığa bakınıyordum. Ne var yani? Belki kendime eğlence arıyorum olamaz mı? Gözlerimi bir an için açılan büyük kapıya sabitledim. İçeri girenleri görünce gözlerim yerinden çıkacak gibi oldu, o ayrı konu. İçeri Aras ve kızıl saçlı bir kız girdi. Garibime gidense el ele olmalarıydı. Kız korkmuş gibi Aras'a sokulmuştu. Bu çocuk sabaha kadar benim yanımda değil miydi? Ne ara sevgili yaptı? Aras yanındaki kızla birlikte 3 masa ötemize oturdular. Hala görüş alanımdan çıkmamışlardı. Kıza daha çok dikkatli bakmaya başlayınca o kızın aslında Elif olduğunu gördüm. Hani şu ayrıldıkları. Yuh be! İnsanda yüz olur biraz. Nedense kendimi kötü hissetmiştim. Niye ki? Mal mıyım ben? Orası tartışılır. Erkeksiniz sözde hepiniz. 

''Kimi kesiyorsun sen bir saattir?'' sesiyle irkilip Eren'e döndüm. 

''Hiç öylesine. Ben içki alıp geliyorum.'' dedim ve yerimden fırladım. Bilerek Aras'ların masasının önünden geçtim. Aras'ın beni farkettiğini gördüm. Direk barmenin yanına oturdum ve ''Vodka sek.'' dedim. O sıra gözümü Elif'e diktim. Kapıda olduğuna nazaran daha rahattı. Ne giydiğine baktığımdaysa oldukça iddialı giyinmişti. Kırmızı dar bir elbise ve siyah topuklu ayakkabısı vardı. Saçlarıysa maşalıydı. Gidip saçına sim dökesim geldi. Burdan düğüne heralde Elif? Ben topuklu giymekten nefret ediyorum. Bakın bana ne kadar rahat giyinmişim. Şortum, ceketim ve converselerim. Tabi insanın boyu da uzun olunca. Ego tavan yalnız. Elif o kısacık boyunu hala uzatamamıştı. İnsanları yargılamayı sevmem ama bu kıza takıntılıyım. 9. sınıfta habire benden üstün olmaya çalışan ben ne yapsam taklit eden bir ezik bu.

 İçkimi yudumlarken gözlerimi kızdan ayırıp Aras'a yönelttim. O da bana bakıyordu. İmalı bir şekilde sırıtarak el salladım. Sonraysa gözlerimi devirdim ve ortalığa bakmaya devam ettim. İçkimi de alarak bu sefer dans edenlerin arasından masamıza geldim. Eren'se sanırım gözüne birini kestirmişti. 

''Ne o? Balık oltaya düştü herhalde?''

''Hemde nasıl kardeşim ama bugün seninle vakit geçirmek istiyorum. Bana kız çok yoksa. Değerini bil bak.'' Yanaklarını sıkarak ''Canım beniiim.'' dedim. Yüzünü ekşitti bende onun taklidini yaptım. İstemsizce bakışlarım tekrar Arasların masasını buldu. Telefonuyla uğraşıyordu. Telefonuma mesaj geldi. Hızlıca açıp baktığımda Aras'tan olduğunu gördüm. Başımı kaldırıp masalarına bakınca o da bana baktı. Tekrar telefonuma yöneldim. 

''Burada ne işin var?''

Sana ne be! diye çemkiresim geldi ya. Beklemeden cevap verdim.

''Benim mekanım.''

Yazıyor... Yazıyor... Yazıyor... Hadi be!

''Senin öyle mi? Pekala... Bakışlarını sevgilimin üzerinden çek.'' 

'Ha!' diye kaldım. Cevap vermeden ekranı kapattım ve cebime koydum. Salak. Sevgilisiymiş. Ben yapacağımı bilirim ama. Eren'e döndüm ve ''Kızı yedin bitirdin gözünle. Hadi git. Benim bir işim çıktı zaten. Sonra buluşuruz.'' Memnun olmuş bir şekilde ''Başını belaya sokma kardeşim.'' dedi ve gitti. Kim? Ben? Elimdeki her an bitecek olan içkimi aldım ve kafaya diktim. Biraz yüzümü ekşittikten sonra hızla yerimden kalktım ve Aras'ların masasına ilerledim. Yuvarlak olan masada Aras'ın yanına oturdum ve ''Aaaa sizde mi burdaydınız!'' dedim ve sevimlice gülümsedim. Elif ''Aras gelmek için ısrar etti. Erin çok değişmişsin, güzelleşmişsin.'' dediğinde içimden 'yağcı' diye geçirdim. '' Sağol tatlım sende güzel olmuşsun, ama burası düğün salonu değil. Yani daha rahat giyinebilirsin.'' dediğimde yüzü elbisesinin rengini aldı. Bukalemun seni. Bak bakalım ben seni kaç renge daha sokacağım. ''Erin sen kalkıyordun değil mi?'' diyen Aras'a döndüm. ''Yoo ortam güzel ya. Kalacağım.'' dediğimde bir an Aras ayağa kalktı ve beni kolumdan tutarak sürüklemeye başladı. Canım yanıyordu ama önemsemedim. Lavabonun olduğu koridora gelince kolumdan bıraktı ve ''Ne yapmaya çalışıyorsun Erin?''

''Hiçbir şey. Sadece takılcak birilerini arıyordum.''

''Git birinin altına yat o zaman. Bizimle uğraşma. Sürtük gibisin.'' Bunu dediğinde ona tokat attım. Yetmedi bir de yumruk attım. O duvara doğru sendeleyince yakasından tuttum ve ''Bana sürtük diyecek kişi daha annesinin karnından doğmadı anlıyor musun Aras Eroğlu. Laflarına dikkat et. Bana sürtük diyeceğine yanındaki kızın geçmişini araştır.'' dedim ve son kez erkekliğine vurup arka kapıdan çıktım. 

Erin Handeral'i daha tanımadın sen Aras...

MESLEK LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin