Mezuniyet

685 29 3
                                    

Öncelikle çok ama çok özür dilerim. Ne zamandır yeni bölüm yükleyemedim. Yazamadım. Cidden zor zamanlar geçiriyorum. Hikayeye ara veriyorum. Bunun yerine YEŞİL adlı hikayeme devam edeceğim. İyi okumalar...

''Evet senden nefret ediyorum, seni affetmeyeceğim. Ama keşke onlara değilde bana inansaydın. Önce beni dinleseydin. Küçücük bir hatan nelere mal oldu umarım farkındas-'' Sözümü tamamlayamadan bir çift dudak tarafından susturuldum.

Olayın şokundan hala çıkamamıştım. Kendi mi geri mi çekmeliydim? Yoksa karşılık mı vermeliydim? Onu gerçekten özlemiştim. Her halimden belliydi. Bu sefer beynimi değil kalbimi dinledim ve ona karşılık vermeye başladım. Tam pes edecekken karşılık verdiğimi hissedince daha şiddetli öpmeye başladı. Bir süre sonra kendimi geri çektim. Gözlerini gözlerime dikti ve ''Seni gerçekten seviyorum.'' dedi. 

---

''Nasıl saklayacağız?'' diye sordu. ''Baya. Bir süre barıştığımızı kimsenin öğrenmesini istemiyorum.'' 

''Neden?'' 

''Aynı şeyleri bir daha yaşamak istemiyorum Aras. Beni anla.''

''Pekala, tamam. Sen ne dersen o bundan sonra.'' Gülümsedim ve kalktım. ''Dur bir dakika.'' dedi ve bana yaklaştı. Dudağımın kenarını sildi ve güldü. ''Ruj bulaşmış.'' dedi. ''Sen kendine bak, kıpkırmızı dudakların.'' dedim. ''Ben halimden memnunum.'' diyerek sırıttı. ''Ben içeri giriyorum. Sen de biraz oyalanıp gel.'' dedim ve arkamı dönüp bahçenin ön tarafına geldim. Tam merdivenlerden çıkacakken bir sesle durdum. ''Erin.'' Arkamı dönüp baktım. 

Berk. Hayır bugün olmaz. Mecburen çıktığım 2 basamağı indim ve ona yaklaştım. ''Çok güzel görünüyorsun.'' 

Tok bir sesle ''Teşekkür ederim.'' dedim. ''Bu senin için, mezuniyet hediyesi olarak say.'' dedi ve elinde tuttuğu kutuyu bana uzattı. ''Aynı zamanda özür hediyesi.'' 

''Gerek yoktu, teşekkürler.'' dedim ve kutunun kapağını yavaşça kaldırdım. Çok şık bir kolye vardı. Fazla incelemeden kapağını kapattım ve ''Teşekkürler, çok güzel. Ama şimdi gitmeliyim Berk, sonra görüşürüz.'' dedim ve salona girmek üzere merdivenlerden çıkmaya başladım. 

''Ve sırada sınıfımızın kanatsız meleği. Güzel gözlümüz. Erin Handeral!'' Alkışlar eşliğinde diplomamı alıp kürsüye yaklaştım. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım. ''Evet, işte bitti.'' dedim ve güldüm. Benimle birlikte tüm salon güldü. ''Koskoca 4 sene. Asıl hayat şimdi başlıyor. Aslında okuldan hep nefret ettim. İlk okul, orta okul. Ve lise. Fakat bu lise, her şeyden çok farklı. Benim ailemsiniz. Hepiniz. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Umarım hepiniz çok iyi yerlere gelirsiniz. Ve son olarak öylemek istediğim bir şey var. Yemekhane yemeklerini çok özleyeceğim. Özellikle elveda fırında makarna.'' dedim. Hepimiz birden güldük. Tekrar yerime geçtim. Özellikle bu zamanları çok özleyeceğim. Her zamanı. Bundan eminim. Büyümek bana göre değil.

MESLEK LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin