Yılbaşı

866 34 0
                                    

GECİKTİĞİ İÇİN ÜZGÜNÜM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. ERİN'İN ÇALDIĞI MÜZİK MULTIMEDIA DA. İYİ OKUMALAR :)))))

‘’Gülme.’’

‘’Neden?’’

‘’Çünkü… Neyse boşver.’’

‘’Söyle.’’

‘’Boşver.’’ Birden iki yakasını tuttum ve ‘’Söyle dedim!’’

‘’Çok güzel gülüyorsun. Bu güzelliği kimse görmesin.’’ Dedi.

‘’İçtin mi sen?’’

‘’Hayır.’’

‘’O zaman dayak yedin saçmalıyorsun.’’ Yüzümü ellerinin arasına aldı ve ‘’Sarhoş değilim, dayaktan da değil. Kendimdeyim. Duydun işte.’’ Dedi. Hala aynı pozisyondaydık. Bunu farkedince hemen toparlandım ve koltuğa geçtim. Arabayı eve sürdüm. Evin bahçesine girdiğim anda arabayı park ettim ve Aras’ı beklemeden inip evin kapısına geldim. Kapıyı çaldım. Arkamdan Aras geldi. ‘’Yaralı insanı böyle bırakamazsın.’’

‘’Ama bıraktım.’’ Dedim ve kapı açılınca içeri girdim. Odama çıktım ve kapımı kapattım. Kendi kendime gülmeye başladım. Gülmem daha da artınca kendimi kontrol etmeye çalıştım. Başarılı mıyım? Hayır. Telefonumun çalmasıyla kendime çeki düzen verdim ve telefonumu açtım. Boğazımı temizleyerek ‘’Efendim?’’ dedim.

‘’Yılbaşı partisiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!!!’’ diye bağıran Ezgi’yi duyunca telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.

‘’Ne bağırıyosun be?’’ diye çıkıştım. ‘’Yılbaşı diyorum! Yeni yıl diyorum!’’ dedi. ‘’Hadi canım cidden mi?’’

‘’Evet. Şimdi biliyorsun 2 gün sonra yeni yıl. Bu sefer başka bir mekan ayarladım. Bizim okulun yarısı orada olacak. Biletleri aldım bile, itiraz edemezsin.’’

‘’Ben evde ptt yapmayı düşünüyordum. Pijama, terlik, tumblr. Anlarsın ya.’’

‘’Hiç kusura bakma Erin. Git ve kendine kırmızı bir elbise al, sonra görüşürüz!’’ dedi ve telefonu kapattı. Al işte. Ne güzel evde otururdum ben! Kırık telefonumu cebime koyarak cüzdanımı aldım ve evden çıktım.

YILBAŞI GÜNÜ

Siyah sırtı açık dar elbisemi giydikten sonra koyu kırmızı süet topuklularımı ayağıma geçirdim. Ezgi ‘kırmızı elbise’ dese de ben inadıma siyah aldım. Aynanın karşısında hafif bir göz makyajı yaparak koyu kırmızı rujumu sürdüm. Far away’i de üzerime boca ettikten sonra özenle salık toplanmış saçlarıma baktım. Harika derecede kırık telefonumu ayakkabımla aynı renk olan küçük çantama koyduktan sonra arabanın anahtarlarını da alıp odadan çıktım. Merdivenlerden aşağı indiğimde Eren’in ıslık seslerini duydum. ‘’İkizlerin en güzeli de gelmiş.’’ Gülerek ‘’İkizlerin en yakışıklısı hazırsa çıkalım.’’ Dedim ve koluna girdim.

Eren’le partinin yapıldığı yere geldiğimiz de kapıda iki izbandutla karşılaştık. ‘’İsimler?’’

‘’Erin, Eren Handeral.’’ Dediğim de adam beni süzerek ‘’Kırmızı?’’

‘’Anlamadım?’’

‘’Elbise kırmızı olmalıydı. Mekanımızın prosedürü böyle.’’ Çantamı gösterdim ve içini açarak bir miktar para çıkardım. Takım elbiseli izbandut’un üst cebine koydum. Biraz bekledikten sonra ‘’Buyurun Erin hanım. 4. Loca.’’ Diyerek büyük kapıyı açtılar. ‘’Vay be.’’ Diyen Eren’e döndüm ve gülümsedim.

MESLEK LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin