Başlangıç

3.4K 72 6
                                    

‘’Kapa çeneni Ezgi. Yoldayım geliyorum işte.’’ Dedikten hemen sonra telefonu yüzüne kapattım. Her zamanki Ezgi işte. Dakik Ezgi. Yoldayım dedim ama evden çıkmamıştım bile. Tabii ev denirse. Öğrenci binaları işte. Her türlü bok var diyebilirim. Çantamı ve plazma büyüklüğündeki resim çantamı kapının köşesine koydum ve telefonumu arka cebime sıkıştırdım. Ayakkabılamı giymek için yere oturdum. Siktiğimin okulu. Bir bitmedi gitti. Ayakkabılarımı giydikten sonra çantamı sırtıma aldım dosyamı da aldığım gibi çıktım. Çantamdaki paketimden bir sigara ve çakmağı çıkarıp yaktım. Merdivenlerden inerken 2. Kattakilerin sesini duydum. Bu saatte yapılır mı lan? Saat daha 8. Yat zıbar. Sorunlulara bak ya. Apartmandan çıktığımda bahçeden çıkıp yürümeye başladım. Evle okul yakındı zaten. Ha niye böyle boktan bir eve yerleştin diye soracak olursanız, maksat annemi delirtmek. Affedersiniz ama kendisi tam bir sürtüktür. Cidden. Burada bir öğütte vereyim, bugüne kadar anne sevgisi görmemiş biri olarak annelerinize sahip çıkın. Hatta şunu okumaya ara verin gidin onları güzelce öpün, sevdiğinizi söyleyin ve geri gelin. Onlar melek. Benimki dışında. Kızını satmaya çalışan bir kadından melek olmasını bekleyemezsiniz zaten. Sırf bu yüzden eşyalarımın tamamını toplayıp evden ayrıldım. Babam ölünce tüm mirasını bana bıraktığı için beni göndermiyordu bile. Hiç parası da yoktu, ortalıkta sürtüklük yapıp milleti ayırıyordu. İşte böyle.

Okula geldiğimde bahçede 10. Sınıflar dışında kimse yoktu. Dış alan süslemesi yapıyorlardı. Yani sprey boyalarla grafiti atıyorlar da diyebiliriz. Meslek lisesinin en sevdiğim yanı bu. Kültür dersleri az, sanat fazla. Okula girerken şunu da atlamıyım, 4 ana sınıf var. Grafik, bilişim, yiyecek ve giyim. Her sene Grafik ve Bilişimler hep kapışma arasındadır. Ben grafik bölümündeyim. Zaten 12 grafik tek biziz. Şöyle söyleyeyim, yılın belli zamanlarında alanımıza göre bir proje konusu verilir. Biz de olabileceğinin en iyisini yaparız. Evet alanlar farklı olabilir fakat ona göre değerlendirme alırız. Neyse ilerleyen zamanlarda anlarsınız.

Ders matematik olduğu için normal sınıfa doğru yürüdüm. Önce müdür yardımcısının odasına giderek geç kağıdı alacaktım. Kapısını çalarak girdiğim de hiç şaşırmamış gibi geç kağıdını eline aldı. ‘’Ooo Erin hanımlar da teşrif etmişler. Okul açılalı 1 ay oldu ama senin devamsızlığın dolmak üzere Erin. Dikkat et.’’ Diyerek geç kağıdını elime uzattı. ‘’Devamsızlığım biterse, rapor alırım hocam. Şimdi derse gitmeliyim.’’ Diyerek odasından çıktım. Sürtük kadın.

Ders zili çaldığında ben uyuma pozisyonuna geçmiştim bile. Ezgi dibime gelerek ‘’Sabah neler oldu neler. Baya şey kaçırdın.’’ Başımı sıradan kaldırmadan ‘’Ne oldu?’’ diye sordum. ‘’Aras la Mert diye bir çocuk kavga etti. Aras’ın bir şeyi yok ama Mert’in ağzı yüzü kaydı resmen.’’ Klasik Aras işte. Aras kim mi? Okulumuzun psikopatı gibi bir şey. Her kavgada ismi mutlaka vardır. Baya bir disiplin cezası almasına rağmen hala atılmadı. Hayret. 12 bilişimde okuyor. İnsanları sinir etmek için herşeyi yapar. Her gün başka kızla. Kısacası kezoların dilinde okulun ‘bed boi’ si. (Bu lafa alınacaksan okuma kezo. İstemiyom.) Her neyse. Her okulda mutlaka bulunan ‘bed boi’ ler genellikle siyah giyinir.  Sigarası elinden düşmez, ot, hap her boku kullanır. Her akşam altına başka kız alan ‘bed boi’lerin namus kavramı beyinleri gibi 0 dır. Kızları etkilemek için göz kırparlar ki bu benim için geçerli değil. Ben etkilenmiyorum arkadaş. Hele bazıları var, göz kırpayım derken şaşı gibi olanlar. Onlara ayrı acıyorum. Nys.

‘’Bir yorum yapıcak mısın artık Erin?’’ ‘’Ha ne? Ya banane Aras’tan. Hayret bir şey.’’ Diyip kalktım. Bu kızın da Aras’tan hoşlandığını düşünüyorum artık. Kantine doğru giderken arkamdan biri gözlerimi kapattı. ‘’Yeter Akın. Hep aynı numara. İşlemiyor artık.’’ Dediğinde ellerini çekti. Ona doğru dönerken ‘’Öff bee.’’ Dedi. Veee Akınımız. 4 seneliğim. Her bokumu bilen, yanımdan hiç ayırmadığım arkadaşım. ‘’Yürü hadi salak.’’ Dedim ve yürümeye devam ettim, oda yanımdan geliyordu. Gözüm Eren’i aradığında dolapların o tarafta yine bir kızla flört ederken gördüm. Eren. Nağmı değer ikizim. Ciddi anlamda ikizim. Biraz piç olmakla birlikte biraz da Aras’a benzer. Şu an amcamın yanında yaşıyor. Krallar gibi hemde. Ohh be keyif. Sen niye orada yaşamıyorsun derseniz dee, yengemle ufacık bir kavgamız olduğu için kalmak istemedim. Tek bir eksiği var, babam yaşarken Eren’in ot içtiğini duyunca onu mirasından def etti. Benden geçiniyor şimdi de. Neyse çok uzattım değil mi? Bence de. 

*Neyse bu bölüm böyle tanıtma tarzı olsun. Diğer bölümlerde daha az açıklama olacak. Yorum ve vote alırsam sevinirim :)):):::)):) Multimedia Erin.

MESLEK LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin