-Hadi uyanın bakalım!, neşeli sesiyle haykıran Deniz odamıza kapıyı bile çalmadan girmişti.
Gözlerimi yarım açarak baktım. Üzerinde mutfak önlüğü vardı. Sabah sabah bu enerjiyi nereden buluyordu merak konusuydu. Hakan önce panikle uyansa da homurdanarak arkasını döndü ve uyumaya devam etti. Ben ise anlam veremeyerek Deniz'e bakıyordum. Deniz bizi aynı yatakta görünce bir tuhaf hissetmiş olmalıydı. Üstelik sıcak olduğu için ikimiz de çıplaktık. Bu halimizle sevişmiş gibi dursak da aslında sevişmemiştik. Kısa bir an yüzünden bu anlaşılsa da hemen belli etmemeye çalışarak devam etti. Deniz bizim ilişkimizi biliyordu, doğal olarak seviştiğimizi de tahmin ediyordu ama bu gerçekle yüzleşmek onun için yine de zor olmalıydı. Ben yatakta oturur bir vaziyette ayılmaya çalışırken Deniz yatağa atladı ve Hakan'ın sırtına oturdu. Sonra kahkahalar arasında onu çevirdi ve yüzünü kapatan ellerini zorla çekti. Hakan çırpınıyordu ama nafile bir çabaydı. Deniz bir yandan Hakan'ın ellerini tutarken bana döndü.
-Önceden de onu hep böyle uyandırırdım, dedi. Hakan sonunda gözlerini açtı, hala Deniz'den kurtulmaya çalışıyordu.
-Kalk üstümden, diye bağırdı.
Deniz ısrarla daha fazla üzerine gidiyordu. Hakan'ı bu şekilde sinirli görmek, dün de bir o kadar neşeli görmek benim için şaşırtıcı deneyimlerdi. Çünkü genellikle duygularını belli etmeyen biriydi. Buna rağmen Deniz'in yanında çocuk gibi davranıyordu. İkisi de çocuklar gibiydiler. Hakan'ı mutlu görmek beni memnun etse de bir başkasıyla yakın olduğunu görmek beni rahatsız ediyordu. Hakan'ın sinirli halinden eser kalmamıştı, gülüyordu. Yine de Deniz'e direnmeye çalışıyordu. Bu imkansızdı, Deniz fazlasıyla güçlüydü. Hakan'ın ellerini başının üzerinde sabitledi.
-Bana direnebileceğini mi düşünüyorsun hala? Hiç akıllanmamışsın, dedi sahte bir azarlama tonuyla.
Hakan artık çırpınmayı bırakmıştı. Deniz, Hakan'ın alnına bir öpücük kondurduktan sonra üzerinden kalktı.
-Artık uyandığına göre kahvaltıya gelebilirsin, dedi gülerek.
-Sana sinir olmayı bile özlemişim, dedi Hakan.
Bir yandan yatakta geriniyordu. Uykusunun açıldığı belli oluyordu. Ben yataktan kalkmıştım. Kıyafetlerimi giymeye çalışıyordum. Hakan da kalktı ve üzerinde sadece iç çamaşırı vardı. Ben ilgilenmiyor gibi görünmeye çalışarak, Deniz'in Hakan'a bakışlarına dikkat etmeye çalışıyordum. Tahmin ettiğim gibi arzuyla bakıyordu. Yıllar sonra ilk defa Hakan'a bu kadar yakın olup ona sahip olamamak onun için çok zor olmalıydı.
-Ne kadar da zayıflamışsın Alp, dedi.
-Evet, sporu bırakmıştım, şimdi tekrar toparlama çalışıyorum ve yemekle çok aram yok bir süredir.
-Lisedeyken ikimiz de spor yapardık, Alp'i ben alıştırmıştım daha doğrusu. O zamanlar çok formdaydık, dedi bana dönerek.
Hakan lafa girdi.
-Sen şimdi de aynısın, formundan bir şey kaybetmemişsin, dedi.
Deniz biraz utanarak gülümsedi, ikisinin arasında cinsel gerilimi görebiliyordum. Bu kıskanmama sebep oluyordu, fakat bir yandan ikisini de sevdiğim için rahatsız olmuyordum. Karmaşık duygulardı bunlar. Asıl Hakan'ın nasıl hissettiğini merak ediyordum. Acaba hala Deniz'i arzuluyor muydu o da? Davranışlarından bunu anlamak zordu. İkimiz de giyinmiştik. Deniz hala odadaydı. Bir şeyler anlatıyordu. Dikkatim kendi düşüncelerime yönelmişti, bu yüzden neyden bahsettiğini duymuyordum. Bir anda bir şey hatırlamış gibi arkasına döndü ve kapıya yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK
RomanceHer gün restorana gelen gizemli müşteriyi takip etmeye karar veren Kerem'in hayatı bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır. BoyxBoy