Ne Yapıyorum Ben?

8.2K 345 101
                                    


Ertesi gün acıyla uyandığımda hemen aynaya koştum. Suratımda koca bir morluk vardı. Dokunduğumda bile korkunç bir sızlama yaşıyordum. Morluğu saklamak imkansız gibiydi. Saçlarımı yüzüme doğru getirdim ve bir güneş gözlüğü taktım. Kapüşonlu bir hırka giyip derse yetişmek için evden aceleyle çıktım. Derse gitmem gerekiyordu ama yüzümü gören herkes soracaktı ve bunlarla uğraşmak istemiyordum.

Okulda herkesin "yüzüne ne oldu?" sorularıyla mücadele ettikten sonra restorana geçtim. Gizem yanıma geldi. Yüzümü fark etmesi uzun sürmedi.

-Yüzüne ne oldu bebeğim, kim yaptı bunu sana?

Epeyce paniklemişti. Bir yandan yüzüme dokunmak istedi. Dokunuşuyla iyice canım yanmıştı hemen elini uzaklaştırdım.

-Önemli bir şey değil yanlışlıkla oldu.

-Nasıl yanlışlık bu ya? Güzel yüzün mahvolmuş.

-Boş ver dedim ya Gizem. Bu abartılı ilgisinden sıkılmıştım.

-Peki, tamam ama dikkat et kendine. Dedi kırgın bir ses tonuyla

Bugün yine aksam vardiyasındaydım yani Alp'le denk gelecektik. Garip bir şekilde Onu görmek istiyordum. Saatler ilerlemişti ama Alp hala ortalarda görünmüyordu. Kapanma saati yaklaşmıştı. Gizem yanıma yaklaştı, alaycı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

-Bugün seninki gelmedi.

-Benimki kim oluyor ya? diye çıkıştım.

-Şu yakışıklı gizemli çocuk bahşiş bırakıyor ya sana hep.

-Size bırakmıyor mu? diye sordum şaşkınlıkla.

-Yok, aksam vardiyasında sen olmayınca da geliyor ama bahşiş bırakmıyor bize hiç.

-Sizin servisinizden memnun kalmıyordur da ondan.

-Bence sana aşık O. hep bakıyor falan sen anlamıyorsun.

-Saçmalama Gizem.

-Ay saka yapıyorum bu kadar da alıngan olma.

-Hadi çıkalım artık saat 11 oldu.

-Tamam, ama beni evime bırak korkuyorum bu saatte, dedi. Küçük bir kız tavrında söylemişti bunu ki bu beni gerçekten gıcık ediyordu.

-Benim evin oraya kadar yürürüz, sonra sen kendin gidersin. Yakın zaten evin, dedim.

-İyi tamam...

Alındığı belliydi ama bu umurumda değildi.

-----

Ertesi gün yine erken kalkıp derse, sonra restorana gittim. Yine akşam vardiyasındaydım yani bugün Alp'i görebileceğimi umuyordum. Dün gelmediği için bugün kesin gelir diye düşündüm. Fakat günün sonunda yine restorana uğramamıştı.

Bu bir hafta boyunca böyle devam etti. İyiden iyiye merak etmeye başlamıştım. Her zaman düzenli olarak gelirdi. Onu takip ettiğim gün arkamdan yakalayıp "seni o gönderdi değil mi" demesi aklıma takılmıştı. Zaten karanlık bir tarafı olduğunu düşünüyordum. Acaba başına bir şey mi gelmişti. Belki de beni öptüğü için utanıp bir daha gelmemeye karar vermişti. Bu düşünceler arasında uykum kaçmıştı. Saate baktım saat 01:25 olmuştu. Yarın cumartesi olduğu için sabahtan vardiyam vardı ve sonrasında boştum. Acaba evine mi gitsem diye düşündüm. Evine gidip ne yapacaktım ki? Sadece iyi olup olmadığını merak ediyordum. Bir de o öpücük yüzünden kötü hissetmesini istemiyordum. Bizim restoranda rahat ediyordu, yine gelebilsin isterdim. Yarın yanına uğrarım diye düşündüm. Bu karar rahatlamama yaramıştı. Tatlı bir uykuya daldım.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin