17. bölüm - kırgınlık

2.2K 165 4
                                    

Zeynep'in ağzından

Gözlerimi kereme kilitledim. Kıpırdarsam
ağlayacağım. Esna teyze bir şeyler söylüyor ama duymuyorum. Duymakda istemiyorum açıkcası.

Kimseyi dinlemeden koşar adım odama çıktım. Aynanın karşısına geçip,  kızaran gözlerimi izledim bir süre. Ağlamayacağım, ağlarsam kaybederim. Ağlamayacağım.

Saçlarımı serbest bırakıp tokamı yatağın üzerine koydum. Normal hızda kıyafetlerimi hazırlayıp duşa girdim. Sorun yok. En azından öyle umuyorum. 

Duştan çıkınca üzerimi giydim hızla. Uyumam gerekiyor.  Uyuyup herşeyi unutacağım. Bu günlerde çok yoruldum zaten.

Telefonumun sesini kısıp yatağa oldukça uzak bir yere bıraktım. Bedenimi yatağa atıp, göz bandımı taktım. Önümüzdeki üç gün boyunca uyanmak istemiyorum.

Odamda tıkırtılar duyduğumda yerimde döndüm. Göz bandımı açmayı düşünürken keremin sesini duydum.

"zeynep?"

"güzelim uyuyor musun?" ses vermedim. Konuşmak istemiyorum çünkü.

Sesi kesildiğinde gittiğini düşünmüştüm ama parmaklarını hissettim yanağımda. Yanağımı okşuyordu. Kerem benim yanağımı okşuyordu!!! Bunu daha önceden yapsa havalara uçabilirdim. Şimdi sadece kocaman burkulmuş bir sevinç var içimde.

"özür dilerim. Sana bağırmak istemedim. Ama biliyorsun, ben böyle biriyim.  Belki sen bana sürpriz yapmak istedin ama hala neden annemleri buraya getirdin anlamış değilim..

Annem ve Elisa benim en değerlim zeynep. Onlara bir şey olma düşüncesi öldürür beni. Annem odasından çıkmayan biri normalde. Onu nasıl oradan çıkarttığın hakkında çok kötü şeyler düşündüm. Aklıma ilk gelenler kötü şeylerdi özür dilerim."  eli elimi bulduğunda hemen çektim elimi. Göz bandımı kaldırdım.

"hep böyle yapıyorsun ama. Her zaman beni kırıp sonra özür diliyorsun."

"günaydın" 

"sırıtma uyumuyordum"

"biliyorum güzelim."

"güzelim filan deme bana affetmeyeceğim seni"

"özür dilerim"

"dileme!"

"zeynep, sinirlendiğimde kendimi kaybediyorum. Sinir problemim var sanırım. Lütfen"

"problemlerini doktora anlat kerem. Ben senin deneme tahtan değilim"

"küs mü kalacağız" başımı salladım. O böyle davranmya devatm ederse küs kalırdık olur biterdi. Ben ona küs kalabilirsem tabi.

"acı çekiyorum ama"

"Altan abiye git"

"doktorluk işim yok"

"haa yani benim doktorum sensine falan getireceksen durumu yemiyorum."

"öyle bir şey söylemiyorum. Neden doktorum sen olasın ki?" hayatınız da hiç dumur oldunuz mu? İşte ben tam şimdi oldum. Onun gözünde bir hiçim değil mi? Ha yoldan geçen bir kadın ha ben, ne farkeder?

"kerem çıkarmısın?"

"bana iyi geliyorsun zeynep"  aynı anda mı söyledik biz onları? Bir dakika şaşırmam gereken yer keremin söyledikleri miydi? Böyle olsa bile şaşırmamıştım. Her güzel şeyin sonunda, o şeyi mahvedecek bir şey buluyordu beyefendi.

"çıkarmısın lütfen, uyuyacağım" onu umursamadığımı belli etmek istiyordum.

" yanında uyuyabilirmiyim?" ne? Bu çocuk kafayı yedi sanırım.

Bebeğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin