Zeynep'ten
Havaalanından çıktığımızda esen rüzgarla birlikte pusetindeki prensesimin üzerini daha sıkı örttüm. Meriç, valizleri yanımıza taşımayı bitirip önceden ayarlattığı arabasını almaya gitti.
"kızım, prensesim. Ait olduğumuz yere geldik mi anneciğim?" o etrafa gülücükler saçarken minik tombul elini alıp avuçlarına bir sürü öpücük kondurdum.
Üç yıla yakın olmuştu buradan gideli. İlk başlarda keremsizlikten öleceğimi düşünmüştüm. Yaklaşık bir yılım ölü gibi geçti. Ama sonra Gece geldi. Minik prensesim hayat oldu bana. Biraz olsun hafifledi acım. Yine özlüyordum fakat bu sefer özlediğimde Geceyle geçiriyordum vaktimi. Şimdiyse daha fazla dayanamadım. Ne olacaksa olsun artık. Bildiğim tek şey onsuzluğa dayanamadığım.
Meriç arabayı önümüzde durduğunda Geceyi pusetinden alıp arabadaki çocuk koltuğuna yerleştirdi.
"fıstık, amma ağırlaştın ha. Benden habersiz uçakta neler yedin sen?!" sahte kızgınlıkla yanaklarını sıkıp öptüğünde kıkırdadım. Aylardır iki çocukla uğraşıyordum. Meriç Geceden daha beter bir çocuktu.
"hamburgerler pizzalar yedik biz kızımla, bilmiyormusun? Tüh gördün mü kızım Meriç abin aç kaldı"
"yapma lan ne zaman yediniz onları?" gözlerimi devirip kızımın yanına oturdum.
"çabuk ol, kızım anneannesini görmek için sabırsızlanıyor"
"tamamm" uzun bir soluk verip valizleri bagaja yerleştirdi ve yola çıktık. Çok heyecanlıydım. Uzun zamandır görmediğim kişileri, evimi, yurdumu görecektim. Tek başıma çıktığım eve, kızımla birlikte girecektim. Öz olmasa da o benim kızımdı. Minik prensesimdi.
Aklıma Geceyi babama söylediğim ilk görüşmemiz geldi, kıkırdadım.
Görüntülü konuşma yapıyorduk ve resmi olarak minik bir torununuz oldu dediğimde annem ve babam uzun süre bana cevap vermeyip öylece bakakaldılar ekrana. Annem Allaha şükür erken toparlamıştı ama babam şoktaydı hala. Annem o herifin çocuğunu doğurmak için mi gittin oralara deyince alınmayı bir kenara bırakıp her şeyi anlattım onlara.
"zeyneeep, geldik hadi" Meriçin seslenmesiyle düşüncelerimden çıkıp etrafa bakındım. Gelmiştik. Heyecanlandım bir anda.
"Meriç, ne yapacağım?"
"ne demek ne yapacağım? Onlar aynı ailen zeynep. Geceyi de biliyorlar. Eskiden ne yapıyorsan şimdide onu yapacaksın" derin bir nefes alıp başımı salladım. Meriç haklıydı. Kızımı kucağıma alıp hızlı adımlarla kapıya gelip zile bastım. Meriçde peşimizden takip ediyordu bizi.
Kapı açıldığında ayağımı titremeyi bırakıp gözleri dolan anneme sarıldım sıkıca. Aramızda kalan gecenin çığlıklarını saymıyorum tabi.
"deli kızım hoşgeldin. Annesinin kara kuzusu"
"Hoşbulduk annem." zar zor ayrıldığımızda gözyaşlarımı sildim. Annem ellerini geceye uzattı.
"minik torunum gelsin bakalım bana" gece daha çok boynuma sarılınca üzgünce anneme baktım. Geceyi kabul ettikleri için şükrediyordum her gün.
"kızım"
"babacım" alt dudağım titremeye başladı babamı gördüğümde. Koşarak eve girip biraz geride duran babama sıkıca sarıldım. Kokusunu içime çektim bolca. Ona çok düşkündüm bu yüzden en çok özlenenler arasında o da geliyordu.
Sırasıyla ablama, burağa, enişteme ve minik yeğenim kaana sarıldığımda meriçin, geceyi hangi ara kucağımdan aldığını anlayamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bebeğim
Fanfic~Bir adet baba, bir adet yar, bir adet sevgili olmanı istiyorum.. Seni İstiyorum!~ "merhaba, boşmu?" kadın gözleriyle önündeki sandalyeyi işaret etti. "sanane?"net bir dilde konuşmuştu adam. Ama kadının ne denli ısrarlı olduğunu bilmiyordu. Zeyne...