Bana bahşedilmiş hayata her gün acı çekerek açıyordum gözlerimi. Tanrının yarattığı her çocuk gibi bir melek gibi inmiştim. Her ne kadar başlarda tanrıyı yaptıklarımla onurlandırmak istesemde tanrının bana yaşattıkları yüzünden hayata artık sadece h...
ARKADAŞLAR ,ARKADAŞIMINDA EDİTÖRLÜK YAPTIĞI MİZAHİ PAYLAŞIMLARIN OLDUĞU İNSTAGRAM HESABI OLAN @dagofficial 'ı TAKİP EDERSENİZ SEVİNİRİM. BÜYÜMEKTE OLAN DAG AİLESİNE ŞİMDİDEN KATILDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER..
BU BÖLÜM RAHATSIZ EDİCİ İÇERİKLER İÇERMEKTEDİR!
Eve geldiğimizde hala Abbadon ve sübyanı benchantress kendinde değillerdi. Her ne olursa olsun evin bodrumunda ki Daryl'ın bize hiç bahsetmediği hücrelerden birine Abbadon'ı yatırdık. Abbadon her ne kadar istemeden değişmiş olsa da hala canımızdan bir parçaydı. Ben , Daryl ve Tate ona acı dolu bakışlar yollasakta içten içe onun ne kadar güçlü olduğunu zihnimizde sürekli tekrarlıyorduk. Bir hücreye göre oldukça konforlu bir oda olduğundan içim son derece rahat abbadon'ı orada uykuya bıraktım.
Hep beraber üst kata çıkarken hiç vakit kaybetmeden sözlerime başladım ''Hücrenin doğaüstü güçlere karşı bir savunması vardır umarım..'' dediğimde Daryl egosunu bir kez daha tatmin ederek ''benchantress'ın babası gelse oradan çıkamaz.'' dediğinde güldüm. Her ne kadar olduğumuz durum pek iç açıcı olmasa da işte insanın bazen gülmeye ihtiyacı oluyordu. Merdivenlerde ki ayak seslerimiz kesilmiş Tekrardan başlayan ayak seslerimiz ise koltuğa doğru yöneliyordu. Suratı beş karış asık olan Tate' e bir dokunsanız sanki toplu katliam yapıp ağlayarak bütün cesetleri yakacak gibi bir hali , tavrı , mor ve kızarık göz altları vardı. Onun suratını incelerken gözüm Daryl'a kaydı, koltuğa oturup ellerini kavuşturup bir noktaya odaklanmış şimdi ne bok yiyeceğiz der gibi düşünüyordu . Hala ayakta asılı kalan Tate 'e bakışlarımı ikinci defa yönelttiğimde yarı dolan gözlerimle boynuna sarıldım. ''Abbadon'a olan aşkından bir an bile şüphe etmemiz gerekiyordu. Ama.. Ama hepsi bir kumpastı ve biz kandık . Hatamın ben oldukça farkındayım ve senden özür dilerim Tate. Ve.. Bunu dediğim için sen de Daryl'da beni muhtemelen 10 yıl sonra beni Lucifer öldürmeden öldüreceksiniz ama eğer ki .. eğer Abbadon'a bir şey olursa şunu unutma Abbadon bir anlık ile başkasından hoşlansa da hep sana bir bağ ile bağlıydı..'' sözlerimin sonunda soluk borumdan gelen hıçkırık sesleri odadaki sessizliği doldururken bademciklerim parçalanmış gibi acıyordu.
Elleri aşağı da olan Tate'in yavaş yavaş sırtıma doğru götürdüğü ellerini bir süre gözüm takip ederken hala boynuna koala gibi yapışmış ağlıyordum. ''Abbadon benden her ne kadar şüphe etse de .. Ben biran bile olsun senin enişten olacağımdan şüphe etmedim. Sen,Daryl,Abbadon ve Ben Aileyiz.. Daryl yokken üç kişiydik şimdi daha güçlü ve daha çoğuz.'' fısıltıyla çıkan sesi boynumdan aşağı yayıldığından tüylerimin diken diken olmasına sebep olmuştu. Daryl oturduğu yerden ''bu şefkat dolu anı bozmak istemezdim ama artık Abbadon'u kurtaracak bir çözüm yolu arasak daha geç olmadan?'' dedi. Bir birimize kenetlediğimiz kollarımızı hızla bir birimizden ayırırken, burnumuzu çekmeye devam ediyorduk .
Kendimi tekli koltuğa attığımda ''Direkt konuya giriyorum.'' diyip bütün dikkatin üzerimde toplanmasını sağladım. ''Lucifer ile yaptığımız anlaşmayı hatırlıyorsunuzdur.-'' ikiside kafasını sallayıp meraklı gözlerle bana dik dik bakıyorlardı .. '' ikinci bir anlaşma daha yapacağım.. benchantress oldukça çok genç insan ruhu emdi, Lucifer'a yetecek hatta artacak kadar genç bedenlere sahip. Abbadon'ı benchantress 'tan kurtarırken aynı zamanda Mia'yı da kurtarıcaz üstüne yaptığım 10 yıllık sözleşmeyi de böylece iptal edip Lucifer'a istediğinden fazlasını vereceğim. '' dediğimde Daryl parmağını şıklatıp ''Tek taşla üç kuş.'' diye fısıldadı. Gururla kafamla onaylarken Tate ise sözlere daha negatif bir şekilde başladı ''kandırmaya çalıştıklarınızdan biri şeytanların başı (iblis) diğeri ise ruh emici yarı insan yarı cin farkında mısınız?'' diye sorduğunda İncil de her ne kadar inanmasam da ''insandan güçlü bir varlık yoktur, yazıyordu . Belki bir kere olsun İncil haklı çıkar ve bütün doğa üstü güçlere onlardan daha zeki olduğumuzu kanıtlarız Tate.'' dedim . Umut dolu sözlerim onu gaza getirmiş olacak ki çatık kaşları ile gülümsedi.
***
Herkes oturduğu koltukta kıvrılırken Daryl uyumuştu. Tate kendine has ıslığını çalmaya başladığında ''Yine ne düşünüyorsun?'' diye sordum. bakışlarını tavandan ayırmazken bana ''Hayatı çok uç noktalarda yaşıyor . Bir film gibi.. Gerçeklik ihtimali olmayan bir senaryoyu yaşıyoruz.'' haklıydı. Hayata her gün bugün başıma hangi tuhaflık gelecek diye gözümü açmaktan yorulmuştum.
Kıvrıldığım yerde hafif doğrulup Tate'in suratına baktığımda yüzünde ki en ince en küçük kılcal damarlar bile belirginleşmiş ve siyahlaşmıştı. Yerimden korku dolu bir çığlık ile fırlayıp yere dizlerimin üstünde kayarak düştüm ve ona doğru emeklemeye başladım. Korkudan bacağımın bütün gücü emilmiş gibiydi. Daryl iniltime uyandığında hemen ayağa fırlayıp beni kollarımdan tutup kaldırmaya çalıştı. Hala yerde diz çökmüş Tate'in baş ucunda ağlayarak çığlık atarken Tate ise ''Çok acı çekiyor.'' diye fısıldadı. Daryl hışımla beni kollarımdan bırakırken en son ''Abbadon!!'' dediğini ve bir kaç küfür mırıldandığını duydum. Tate'e ''Kes şunu !!' diye bağırırken dudakları kurumuş beyazlaşmıştı. Kendimi biraz toparlayıp Tate'i kandırmam gerektiğini düşündüm. Mutasyon güçlerimi az da olsa toparlamaya çalışıp hiç öğrenmediğim bir şeyi deneyecektim.
İlk olarak Abbadon'un zihnine girdim. Kulaklarım sanki en son çıkmış ses sisteminde son ses müzik dinliyormuşum da üstüne bunları beynime monte etmişim gibi hissediyordum. Çığlıkları bir uğultu halini almıştı Abbadon'ın .. Bu uğultunun yanı sıra arka fonda ''acı çekeceksin Abbadon. '' ''Sen gerçek bir savaşçı değilsin..'' ''Bir şeyi unuttun tatlım. Cehennem benim yuvamdı.'' fısıltıları dönerken Abbadon'ın zihninden bir an önce ayrılı Tate'in zihnine gitmek ve onu ölmemesi için ikna etmeye çalışacaktım.Ne yapacağım hakkında bir fikrim olamasa da sadece bunca fısıltı,uğultu ve çığlık sesleri arasında odaklanmayı tercih edip,denedim.. Denedim,denedim.. Ve daha çok denedim..
Işık hızı gibi geçen saniyelerde uğultulardan kurtulmuş çığlık ve fısıltılar artık kulaklarımı doldurmuyordu.Bembeyaz bir yerin ortasında yaşlı ama toprakları katranlaşmış bir ağacın dibinde oturan Tate'i gördüğümde Tate'in zihninde olduğumu anladım. ''Tate benim Abbadon..'' diye giriş yaptığımda sesim boşlukta yankılanmış,ayak seslerim eko yapmaya başlamıştı. Tate ' e her adım yaklaştığımda yer biraz daha balçıklaşıyor,toprak git gide siyah katran kıvamını alıyordu. Dizlerimin üstüne çöküp Tate'in hizasına geldiğimde yere bakan kafasını kaldırıp gözlerime sabitledim ve ''Neredeyse bütün acımı emdin.. teşekkür ederim Tate, ben iyileştim.. biraz dinlen gücünü toparla .'' dediğimde gözlerindeki acı ve siyahlaşmış kılcal damarlar ne kadar ürkmeme sebep olsa da ona bunu çaktırmamaya çalıştım. Çünkü Abbadon karşısındakinin Tate olduğunu bildiğinde isterse canavar halinde olsun korkmazdı. Bende bunu denemeye çalışıyordum. Ona sarılıp ''üçe kadar saydığımda beraber zihinlerimiden ayrılıp dinlenicez.'' dedim . Oda bana kollarını doladığında gerçekten ona o güveni verdiğimi hissettim. derin bir nefes alıp ''1... 2 ... 3...'' dediğimde bembeyaz ışıkta ki her şey kaybolmuş yayılan enerji ile gerçek dünya da geriye savrulmuştum.
Bunları yaşarken bütün eforumu kaybetmiş olacaktım ki gözlerimi açacak kadar bile enerjim kalmamıştı. diz çöktüğüm yerde sırt üstü düşerken Daryl merdivenlerden ''abbadon'a bir şeyler oluyor.'' diyerek geldi. gözlerimi açmak için uğraşsamda göz kapalarım bir birine yapıştırılmış gibi açılmıyordu. Zorlasam dahi olmuyordu.
göz kapaklarımı da zorlarken az kalan enerjimi de harcadığımı istemeden uykuya daldığımda anladım...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.