Ev alışverişimiz sonunda bitmişti saate baktığımızda saat 19:33'idi. "İstersen sana şu evi gösteriyim ." Dedim Alastair 'e. "Olur ama ondan önce bir pizza yada hamburger yiyelim. Dinlenelim biraz. Hiç mi yorulmadın?" Dediğinde güldüm "alışkının ben . Ev alışverişiydi bu ben kıyafet alışverişinde daha fazla zaman geçirdiğimi biliyorum." Gözlerini bana çevirip bir kolunu omuzuma attı . Dediğime karşılık hiç bir şey demedi ve doğru yemek katına çıktık. Pizza olarak büyük boy bir şey söylemiştik. Karışık bol acılı olmasını da ihmal etmemiştik. Hesabı öderken araya girip "şu adrese yollar mısınız?" diyip bir kağıt uzattım. Görevli tabii ki diyerek sırıttığında bende gülümsedim. "Nerenin adresi o?" "Evimizin." Dedim kısık sesle . Yanağından öpüp fişi aldıktan sonra arabaya otoparka gittik. Arabayı çalıştırıp evimizin yolunu tuttuk.
***
Eve geldiğimizde Alas etrafa büyüklenmiş gibi bakıyordu. Koskocaman yeşil bir bahçesi ve yukarda ki yatak odasına taşan çiçekli sarmaşıklar bütün güzelliği tamamlıyordu. Etraftaki lambalar her ne kadar loş ve sarı ışık yansıtsada cidden bu evi bir daha sevmeme neden oluyordu. Alas'ın elinden tutup arka bahçeye götürdüm. Ve arka bahçede ki çamların arasında çürümeye yüz tutmuş halatlarla bir hamak olduğunu , hasırdan salıncak koltuk ve küçükte bir süs havuzu duruyordu. "Burası muhteşem." Dediğinde Alas a dönüp "artık bu muhteşemlik bizim . Biz düzenleyip daha da muhteşem yapıcaz." Dedim. Sarıldıktan sonra saçlarımı kokladı ve içeri girdik. Her ne kadar tuğla bir ev olsada oldukça güvenlikli bir evdi. Kapısı tahta gibi duran fakat çelik bir kapıydı. Çelik kapıyı açtığımda içeri girer girmez boş ve geniş bir alan kaplıyordu.Oradan merdivenlerle indiğinizde Amerikan mutfak ve kocaman bir salon vardı. Salon ve mutfağı daha iyi görmek adına spot ışıkları yaktım. Salonda asker yeşili tonunda bir yine kocaman bir L koltuk, ortada kahverengi tüylü post halı,ve bir ünitenin üstünde LCD televizyon,ses sistemi mevcuttu .Mutfak tamamen kahverengiden oluşuyordu. Üst kata çıkmak için Alas'ın elinden tutup sürükledim. Üst katta sadece bir oda vardı. İki kocaman camı vardı. Yatağın az da olsa tozlanmış olduğunu fark ettikten sonra yatağın hemen üstünde çatıyı ortalayan bir cam olduğunu gösterdim. "Cidden güzel evmiş." dedi. Başımı sallarken aynı zamanda iç geçirerek cevap verdim "aynen öyle." Üst katta söylemeyi unuttuğum tuvalet banyo vardı. Tuvalet bildiğimiz sıradan bir tuvaletti.Yatak odası bembeyaz olduğundan dolayı tuvalet ve banyoyu da beyaz yapmıştık. Sadece lavabo mermeri boğmasın diye siyahtı. Odayı ay ışığı hafif aydınlatırken beyaz spot ışıkla süslediğimiz ışıkları açtım. "Yarın gelip temizleyelim buraları hepsini tamamlayamazsak bir görevli tutarız." Dedi Alas kafamla onayladıktan sonra kapı çaldı . Büyük ihtimalle pizzacıydı. Kapıyı açtığımda tahminimde yanılmadığımı gördüm.Pizzayı alıp teşekkür ettikten sonra sehpayı Alas'ın koltuğa yaklaştırması için işaret ettim. Pizzayı sehpaya koyduktan sonra koltuğa Alas oturmuştu bende televizyonu açıp "Never Back Down izler misin?" dediğimde "seni bu yüzden seviyorum." Dedi Never Back Down (asla pes etme) açtıktan sonra ayaklarımızı sehpaya uzatıp pizzayı kucağımıza aldık.
***
Gözlerimi açtığımda boynumun tutulmuş olduğunu fark ettim Alas hala ayak ucumda televizyon izliyor bense yatıyordum kalktığımda "saat kaç?" Diye sordum. "İkiye yirmi var ."dediğinde hemen yattığım yerden fırlayıp Alas'ı oturduğu koltuktan kaldırdım. Ona televizyonu kapatmasını söylerken ben koltukların üstünü açtığımız beyaz çarşaflarla tekrar örtüyordum. Elime pizza poşetini ve kartonunu alıp çöpe attım. Alas'ı tekrar peşimde sürükleyerek kapıyı hızla kapattım ve kitledim. "Ne oluyor?" diye soran Alas'ı hala peşimde sürüklüyordum "Gece klübüne yetişmemiz gerek Lucifer ve Lilith orda bizi bekliyor." Diye kısa bir açıklama yapıp.Arabayı çalıştırdım ve uykulu gözlerle gece klübüne doğru arabayı sürdüm.
***
Kol kola girip kapıda ki güvenliğe "Abbadon ve Alastair" dedim. Listesini kontrol ettikten sonra kırmızı şeridi açıp içeri girmemize izin verdi. İçeri geçtiğimde bir kız gözüme çarptı striptiz yapmaya çalışıyordu . "Beklesene bir dakika." Diyip kızın yanına ilerledim ve onda da "Gösteriyim mi nasıl yapacağını?" dedim başını salladı. Direğe ellerimle sıkıca tutunup hem anlatmaya hemde dediklerimi yapmaya başladım. "Şimdi ellerini iyice üstüne silmen gerek başlamadan. Ondan sonra sadece ayaklarınla değil bacaklarıla da tutunup yukarı çıkman gerek. Kollarına güvenmiyorsan pek bacaklarını serbest bırakmanı önermem ve küçük ama mükemmel bir numara var izle ." Diyip ellerimi serbest bıraktım ve ayaklarımla direğe yapışıp kendimi geriye doğru verip bacaklarımı hafif gevşettim ve yere kayıp selam verdim. Herkes beni alkışlarken Alas çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Onun yanına inmeden önce "şey bir de acemiysen topukluyla yapma ilk yapışın olduğu için popona batabilir." Diyip platformdan indim. "Neydi şimdi bu?" dedi Alas ve azarlamaya başladı. Tam Alas gidecekken hareketli bir şarkı çalmaya başladı ve garson içkilerle yanımıza geldi. Kolundan tutup onu geri çevirdim ve hafif temas ederek dans etmeye başladım o da karşılık olarak belimi tuttu ve çok uzaklaşmama izin vermedi. Biz dans ederken Lilith ve Lucifer geldi. "Kafayı çoktan bulmuşsunuz." Dedi Lucifer bağırarak. "Hayır ben Alas'ın gönlünü almaya çalışıyorum ." Dedim gücümün yettiği kadar bağırarak. Işıklardan yarı görebildiğim Lucifer'ın yüzünde neden dermiş gibi bir ifade oluştu ben tam konuşucakken "striptiz yaptı." Dedi Alas bağırarak. Lilith kolumdan tutup beni çekince ona baktım "noldu?" Diye bağırdım "gel biraz şurda direk dans yapalım ." Sürtüklük işine kendimizi bir aralar cidden kaptırdığımız doğrudur . Or**pu değildik ama yine de o dansın zevk verdiğini söyleyebilirim. İlgi çekiyorsunuz bir kere. "Alas kızıyor." Dedim yine bağırarak "benim için dedi." Onun üstünde altın rengi derin göğüs dekolteli bir elbise vardı. "Altına şort giydin demi?" "Tabii ki!" İkimizde önümüzde duran direğe çıkıp uyumlu hareketlerle bir şeyler yaptık .
***
Aşağı indiğimizde bir kaç çocuk numaralarını verdi. Alas hemen yanıma gelip "Onun sahibi var şimdi o numaralarınızı bir tarafınıza sokmadan gidin!" Diye bağırdı ve çevremizdeki hemen hemen herkes sesi çok yüksek çıktığı için durdu. Lucifer da Lilith için aynı şeyi yaptığında Lilith ile göz göze geldik bir şeylerden şüpheleniyorduk ama açıkçası öyle olsun istemiyorduk.
Lucifer Lilith'in kolundan Alas benim kolumdan tutarak bizi dışarı çıkardı. Lilith "eğlenmeye gelmedik mi?" Diye sordu ona destek çıkıp "aynen. Siz erkeksiniz dans edemiyorsunuz diye biz demi etmicez ?" İkinci soruyu da ben yönelttim onlara hiç bir cevap vermeyip. "Yürüyün gidelim hadi." Dedi Lucifer biz geldiğimiz arabaya yönelirken onlara baktığımda siyah bir arabaya yöneldiklerini gördüm. "Siz yeni araba mı aldınız ?" "Yeap!" Lilith'in hayalinde ki arabaydı bu hayalini gerçekleştirdiği için sevinmiştim fakat ikimiz alıcaz o arabayı diye kararlaştırmıştık. "Aslında bizim eve gidip herkes pijama ve bir kaç rahat bişi alsın Lilith şu benim ev var ya Tate ile aldığımız ama artık Alas ve benim evim olan gerçi sen oraları bilmiyorsun neyse o eve gidelim bir kaç gün orada kalalım eğlenceli olur hem belki kamp yapar takılırız." Dediğim de hepsi bu fikrin güzel olabileceğini düşündü ve onayladılar eve Lucifer Alas bir arabayla ben ve Lilith bir arabayla döndük . Arabayı çalıştırdıktan sonra Lilith direkt bana dönüp "Mutasyon." Dedi aklımı okumuştu..
Yarın yeni bölüm yine bu saatlerde yayınlamayı planlıyorum. Gündüz gezeceğimiz için öğlen yayınlayamayacağım . Gece de yayınlayamazsam kusura bakmayın fakat bundan sonra yayınlayacağım iki bölüm de kızların Lucifer , Alastair için test yaptıkları gece olacak. Mutasyon , sipariş edilen gizem kitabı , Abbadon'ın Lucifer'ın dediğini duyması,herkesi susturacak kadar bağırmak... Sizce bunların bir biriyle bağlantısı olabilir mi? Sizce Tate geri gelirse ne olacak?Hepsinin cevabı yayınlayacağım iki bölümde olucak! Lütfen hikaye hakkında ki görüşlerinizi,fikirlerinizi yorum olarak bırakmayı ve Vote atmayı unutmayın! Seviyorum sizi.XOXO💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ SÜRTÜK : MELEZ PRENSES (1. Kitap TAMAMLANDI)
Chick-LitBana bahşedilmiş hayata her gün acı çekerek açıyordum gözlerimi. Tanrının yarattığı her çocuk gibi bir melek gibi inmiştim. Her ne kadar başlarda tanrıyı yaptıklarımla onurlandırmak istesemde tanrının bana yaşattıkları yüzünden hayata artık sadece h...
