İyi okumalar. XOXO💓
Ertesi gün kalktığım da Alas , Lucifer ve Lilith masa da oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. "Günaydın gençler!" diyip selam verdim onlarda hep bir ağızdan "Günaydın Abba!" Dediler. Gülümsedikten sonra elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Hava aydınlık olmasına rağmen içeri girer girmez rahatsız oldum. Aynaya baktığımda arkamda dün öldürdüğüm adamlar duruyordu. Şaşırıp "nasıl yani?" Diyordum. Yavaş yavaş arkamdan bana yaklaştıklarında çığlık atmaya ağlamaya başladım. Hemen önlerinde Alastair olmak üzere diğerleri de arkasından gelip içeri girdi tırnaklarım avuç içlerime geçerken kendimi öylesine istemsiz sıkıyordum ki bedenim kas katı kesilmişti. "Abbadon iyi misin?" arkama geçip ellerini yavaş yavaş kollarımda dolandırıp elimi kaldırdı ve parmaklarımı açmaya çalıştı. Kendimi gevşetmeye çalışıyordum fakat nafile. Kendimi o kadar çok sıkarken vücudumun yorulduğunu ve uyuştuğunu hissettim , kendimi Alas'ın tutması umudu ile serbest bıraktım.
Alastair'dan
Kollarım arasında Abbadon'u tutarken gözümden bir damla yaş akmasına engel olamadım. Ona ne olmuştu böyle? Nesi vardı? Galiba dün öldürdüğü adamlarım etkisen kurtulamamıştı. Bu kadar merhametli bir savaşçı hayatım da görmemiştim. Öldürürken korkmamıştı ama acısı sonrasında çıkmıştı. Onu kucağıma alıp odaya götürdüm. Yatırdığımda Lilith'e gazlı bez ve batikon istedim aynı zamanda sıkı bant o bunları bulmaya çalışırken Lucifer beni teselli ediyor ben ise ağlamaklı gözlerimle Abbadon'a bakıp ona bir şey olmasından korkuyor elimden bir şey gelmesini isteyip başında hiç bir şey yapamadan bekliyordum.Lilith Gazlı bez i getirdiğin de bir parça koparıp batikon sürdüm ve kanayan ellerini temizledim. Tekrar gazlı bezi alıp elini sardım ve sıkı bantla sabitledim. "Ne kriziydi ki bu?" Dedi sessizliğin içinden fısıldayarak Lucifer. "Sanırım halisülasyonlar gördü. Kız kardeşi öldüğün de de ilk bir sene böyle oldu. Bu o kadar uzun sürmez ama adam öldürmek cidden ağır geldi." Lucifer'ın aksine biraz daha sesli konuşmuştu Lilith. "O savaşçı zamanla alışacak." dediğimde yavaş yavaş gözlerini aralanmıştı. Kalkar kalkmaz yerdeki çanta da duran silahlarına sarılıp" hala burdalar mı?" Diye sordu. Bende ona sarılıp yavaşça elinden silahı aldım ,kafasını göğüsüme bastırdım ve "sadece hayal gördün." Dedim kısık ses tonumla. Göğüsümün ıslandığını hissettiğim de ağladığını fark ettim hiç bir şey demeden ağlamasının geçmesini ve toparlanmasını bekledim.
Abbadon 'dan
Ağlamam geçince Alas'a sıkı sıkı sarıldım ve parmak uçlarımda yükselip onu öptüm. "Acıktım." Dedim kısık ve boğuk sesimle. "O zaman siz oturun biz Abbadon ile ona tabak hazırlayalım gelelim." Dedi Alas. Lilith yanıma gelip bana sarıldı , ama öyle bir sarıldı ki içimde ki korku,şüphe duyguları anında silindi. Lucifer da önümden geçerken ufak bir sarıldıktan sonra "Neden herkes cenaze kaldırıyormuşum gibi davranıyor." Dedim. Açıkça sitem ettiğimi belli ediyordum. Kafamı iki yana sallayıp elimi yukarı kaldırarak mutfağa ilerledim. Arkamda ki ayak seslerinden Alas'ın da geldiğini anlamıştım.
10 dakika sonra
Masaya tabağımla beraber oturduğumda kimseden çıt çıkmıyordu. Sessizlik en sinir bozucu bulduğum şeydi ve bu sessizliği bozma görevinin bana bahşedildiğini hissettim. "Ee sizin şu örgüt ne örgütü?" Diye sorduğumda Lucifer üçümüzle de göz teması kurup "Sizin kadar bize her çeşit cephane verilmiyor fakat ben Lilith gibi kılınç ustasıyım aynı zamanda yakın dövüşle ilgileniyorum." Dedi Lilith ile göz göze gelmiştik. Bu bakışlarında bir anlam aramıştım fakat bulamıyordum. "Bende Lucifer'ın aksine silah kullanıyorum. Yani Abbadon gibi. Az çok okçuluk ve yakın dövüşten bir şeyler biliyorum." Dedi. Masada duran elini tutup sıktım. "O zaman bizim örgüte siz gelin bizim çıkmamız yasak zaten gelme gibi bir şansımız yok fakat siz gelirseniz büyük ihtimalle artık 4 kişi olacağımızdan o depodan başka bir yere tanışırız ve herkesin kendine ait cephanesi olur ." Dedi Lilith . "Aslında bizim örgüt o kadar sıkı değil yani sizin teklifi düşünebiliriz." Dedi Lucifer ve konuyu geçici olarak kapattık.
***
Kahvaltı yapmamız bitmişti bu sefer bulaşık görevi Lilith ve Lucifer da idi. Onlar içeride bulaşık yıkarken ben odaya geçip yatağı topluyor arada elimin acımasıyla inliyordum. Elimden çarşafı alan Alas gözüme bakıp gülümsedi ve bırak der gibiydi. Ona bırakıp geri çekildim . O yatağı topladıktan sonra banyoya ürkek adımlarla ilerliyordum. Oradan toz bezini ve parlatıcıyı aldıktan sonra koşarcasına odamıza ilerleyip bir kaç yerin tozunu aldım. Bir süre de temizlikle geçti.
***
Hemen hemen bütün evi temizlemiştik. Evde halı olmadığından dolayı şanslıydık. Koltukta duran silahı tekrar çantaya koyup Alas'a "Şunları koyup dönemlim mi? Hemde sen şu gizli yeri görmüş olursun." Dedim. Kafasıyla onaylayıp bizimkilere bir şey demeden sadece evin ve arabanın anahtarını alıp çıktık.
Arabaya bindiğimizde "Alas bizim eve taşınsanıza ." Dedim. Bana gülümseyip "sadece eşyalarımız eksik zaten kıyafetleri taşırız arada bir bizim eve çıkarız. Olmaz mı? Tek evdense çift ev daha iyi ." Dedi. Haklıydı aslında hem onların evi üst katta olduğu için terası da vardı. Hatta belki iş daha ciddiye binerse bir katı biz bir katı Lilithler alırdı. Kendimi daha fazla hayal dünyasına kaptırmadan düşüncelerimden sıyrılmak için Pink Floyd'un bir albümünü cd çalara taktım. Ve yol boyu kimse konuşmadı.
***
Güvenlik kısmını çoktan geçmiş ,silahları kılınçları yerlerine takıyor ve şifreleri yazıp kitliyordum. Alas ise kocaman gözlerle etrafa bakıyor ve bana soru soruyordu . "Abi bu silah daha devletlere verilmedi!" Dedi yüksek sesle . Gerçekten silahları seviyordu. O şaşırmaya devam ederken duvara 7 kere vurup gizli çekmeceyi çıkarttım ve maymuncuğu oraya yerleştirdim. Yukarı asansörle çıkıp Lilith'in Kılınçlarını da yerleştirdim.
***
Dönüşte arabayı Alas kullanmıştı. Otoparka geldiğimizde ister istemez geriliyordum. Arabayı park ettikten sonra kırılmış camın da yapılmış olduğunu fark edip patrona teşekkürler diye kısa mesaj çektim. "Hadi telefondan kaldır başını da eve gidelim." diye mızmızlanıyordu Alastair. Arabanın kapısını açıp ilerlemeye başladığımızda tekrar bir asansöre binip evlerimizin olduğu kata çıktık. İçeri geçtiğimizde Lucifer ve Lilith'in bir not bıraktığını gördük. "Biz cumartesi gününe kadar üst katta kalıcaz . Ve Abbadon cumartesi partiye gideceğimizi unutma. Benim kıyafetim hazır Alas ile istersen alış verişe çık." Yazdığımı gördüm . Mırıltıyla "ah tanrım tamamen aklımdan çıkmış." Dedim. "Ne aklından çıkmış?" "Şey cumartesi parti var da bana kavalyelik eder misin?" Diye sordum "tabii ki . İstesen de istemesende ." Dedi göz kırpıp. "O zaman sana ve bana bir şeyler almak için yarın alışverişe çıkıyoruz." Dedim koltukta oturan Alas'ın yanına atarak kendimi.
Hasta olduğum için bu bölümü kısa tuttum fakat sanırım 15 yada 16. Bölümde sizi Abbadon ve Lilith hakkında kendilerinin bile bilmediği bir gerçekle karşı karşıya bırakıcam. Seviyorum sizi. XOXO 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ SÜRTÜK : MELEZ PRENSES (1. Kitap TAMAMLANDI)
Literatura FemininaBana bahşedilmiş hayata her gün acı çekerek açıyordum gözlerimi. Tanrının yarattığı her çocuk gibi bir melek gibi inmiştim. Her ne kadar başlarda tanrıyı yaptıklarımla onurlandırmak istesemde tanrının bana yaşattıkları yüzünden hayata artık sadece h...