"Şöyle ki aslında bizim bir örgütümüz yok. Fakat sizin örgüt olaylarını öğrenmeden önce bu tür konuları biliyorduk. Sizin Örgüte girmek için ne yapmamız gerekiyorsa yapmaya hazırız. " "Aynen öyle. Bende sizin gibi yarı mutant yarı insanım fakat Lucifer tamamen insan." Dediklerinde araya ben girdim. "O zaman Lucifer seni bizim örgütte dönüştürürüz. Vee Alas senin mutant güçlerin neler?" Koltuğa yaslanıp beni iki bacağının arasına aldı. Saçlarımla oynarken battaniyeyi üstümüze çekip açıklamasına başladı. "Ben acı emebiliyorum. Ayrıca büyücüyüm. Yani yarı mutant yarı büyücüyüm. Onun dışında pek bir özelliğim yok." dedi Kafamı yana çevirip Lilith 'e odaklandığım da gözleri kocaman olmuş bir şekilde merdivene bakıyordu. Alas'ın bacaklarından destek alıp yerimde doğrulduğumda merdivenlerde Tate'in oturduğunu gördüm. Hemen ayağa kalkıp karşısına geçtim ve yerde duran cam kırıklarından birini alıp bileğimin üç parmak üstüne kocaman iki çizik attım. Bileğimde ki kanlar yere damlarken bedenimin tekrar üşümeye başladığını hissettim. Normal vücut sıcaklığına göre ısımın oldukça düştüğünün farkında olsam da bu beni öldürmüyordu. Neden böyle bir şey olduğu hakkın da en ufak fikrim olmamak üzere kolumun kanamasının durmasına izin vermeyerek üstüne bir çizik daha attım ve bir tane daha..Kendi canımı yakarak ruhunu bana mühürlemiş Tate'in de canını yakıyordum. Dördüncü çiziği de atacaktım ki arkamdan Lilith kolumu tuttu ve "Bir tane daha atarsan ölüceksin Abbadon." Dedi. Onu arkama itip karşım da duran Tate'in karşısın da diz çöktüm. Çizik attığım kolumda olduğu gibi onunda kolunda çizikler oluşuyordu.Canım yandıkça bağırışmalara boğuluyordu. Yere dizlerimin üstünde çöktüğümde cam kırıklarını tamamen unutmuştum. Dizimde ve kısmi yerlerde derin cam çizikleri olduğunu Tate'in bacaklarında görebiliyordum. Ağlayarak söze giriş yaptım "Bana gerçekten aşıksan neden yaptın Tate?" diye sorar sormaz hıçkırıklara boğuldum. O ise oturduğu yerden kalkıp kolumdan tuttu ve beni ayağa kaldırdı. Artık dört kişi olduğumuz odada 5 kişiydik . Tate gücünü kullanıp hepimize gözükmüştü. Lucifer bunu görüp tepkisiz kalmadı ve "siktir.." Dedi. Beni daha demin kalktığım koltuğa oturtturan Tate ilk yardım kutusundan batikon , yara bandı , pamuk , sıkı bant , gazlı bez getirdi. Aynı zamanda bir kaç krem. Ellerinde onlarla bana yaklaşırken dizime saplanan cam kırıklarını çıkartıyordu. Gözle görünenleri çıkarttıktan sonra hiç konuşmayarak elini bacağımda gezdirdi. "Çek o elini!" diye bağıran Alas'a "Sus . Hepimizin iyiliği için." Dedim. Hala Tate'in ne kadar güçlü olduğunun farkında değildi. Dizimin yaklaşık bir karış altında ellerini gezdirmeyi kesip neredeyse kan akmayacak kadar küçük olan çiziği iki parmağın ile sıktığında derimin altından 3-4 tane parça parça olmuş camlar çıktı.
Çiziklerin içinde ki camları temizledikten sonra akan kanları pamuğa döktüğü batikon ile temizleyip kimisine yara bandı yapıştırdı kimisine ise hiç bir şey yapmadan sadece temizledi ve krem sürdü. Bacaklarımın dezenfekte işlemi bittiğinde sıra faça attığım koluma gelmişti. Kolumun iç kısmını çevirip ilk attığım çiziğe bir parmağını üstünü kapatacak şekilde bastırdı. Parmağı halen oradayken bileğimden dumanlar yükseliyor acı ile çığlık atıyordum. Alas biraz daha Lilith in yanına yaklaşıp "ona ne yapıyor?" Diye fısıldadı. "Sanırım iyileştiriyor."
Parmağını bastırmayı kestiğinde ilk attığım çiziğin kaybolduğunu fark ettim. Diğer kalan çiziklerime de aynısını yapmasını beklerken oraları da batikonla temizleyip sadece gazlı bezle sardı ve sıkı bandaj ile ucunu açılmaması için sabitledi. "Ölmek istiyorsan dik atmalısın." dediğinde anılarım depreşmişti. "Canını yakmak için yaptım. Ölmek için değil. Ayrıca yaşamak için bir sebebim var." dediğimde gözlerini benden ayırıp Alas'a çevirdi. Yine zihnime girdiğinde bu sefer bana acı çektirmiyor "Yaşama sebebin Alas dediğiniz çocuk demi ?" diye soruyordu. Onun aksine sorduğu soruyu dışımdan cevaplayarak"Doğru tahmin." Dedim.
Dizlerinin üstüne çöktüğü yerden kalkıp yemek masasından bir sandalye çekti ve sandalye ters kalacak bir biçimde oturdu. Hepimizin gözlerine teker teker bakıp teker teker süzüyor ve her defasında gülüyordu . Sıra bana geldiğinde zihnime girip konuşmaktansa gözlerimin içine bakıp "Seni aldatmadım. Ayrıca benden bir tavsiye Alas'tan uzak durmazsan ikimizi de acı çektirerek ölürüceksin." Dedi. Son dediği kafamı karıştırsa da "Beni aldattığını gözümle şahit oldum Tate! Hala bana gelip aksini inkar etme! Alas'tan da uzak durucağımı sanıyorsun oldukça yanılıyorsun."
"Abbadon.. Bebeğim.. Kafanın içine istediğim zaman girebiliyorum. Unutma artık şunu. Son dediğim yüzünden aklının karıştığının farkındayım." Dedi. Kahretsin ! Mühürlenmemiş olsaydık şimdi ona karşı koyuyor olabilirdim. "O zaman şunu da anlaman gerek, Alastair 'e aşığım senden ise Tate.. Nefret ediyorum." Kafasını hemen Alastair e çevirip "aşık olduğun adam bunu söylediğinde neden güldü acaba? Yadaaa.. Neden ikimizde ölücez dedim Abbadon bunları kafanda sorgula ve dikkat et." sözlerini bitirdiğinde kafam yine allak bullak olmuştu. gözlerimi sıkıca yumup oturduğum yerden ayağa kalkmam ile Tate'in oturduğu yerden kaybolması bir oldu.Şuan odada yoktu. Onu hissetmiyordum. Masanın olduğu kısımda ki camdan günün ilk ışıkları gözüme gelirken kafamı arkama çevirip saat kaç oldu ki?" diye sordum. Alas saatinin buhar yapmış camını göstererek "o artık bir ölü ." Dedi gülerek dudak büzerken. Lilith Lucifer'ın kolundan ayrılıp ellerini biraz Alas'ın saatinin üstünde gezdirip içinde ki suyu yer çekimi yokmuşçasına topa çevirip yere bıraktı. Parkeler ıslanırken elini yine saatin üstünde gezdirirken saatin üstünden buhar çıktığında kalanları Ateşi kontrol edebilme özelliği ile buharlaştırdığını anladım. "Artık bir Zombie ." Diyip sırıtarak beyaz gözlerini normale çevirdi. Espiriyi herkes geç anlayıp geç gülünce "Sıfır zeka!" Diyerek sokrandı. Bakışlarını saatine çeviren Alas "Ona beş var." Dedi .
Toplamda otuz dört saattir uyumuyorduk. "Aşağı katta siz kalın biz yukarıda uyucaz ." Diyerek Lucifer'ı kolundan merdivenlere sürükledi. Alas ile açık olan koltuğa doğru ilerlediğimizde o yastıklara yatmıştı . Ben omuzuna başımı koyarken ellerimle battaniyeyi çekiyor , ayaklarımla tekmeleyerek aynı zamanda topaklanan kısımları açmaya çalışıyordum. Üşengeçlikte bir numaraydım kesinlikle. Sonunda gayeme ulaşıp Alas'ın omuzunda olduğum için mutlu oldum. Fakat Tate'in dedikleri hala kafamı kurcalıyordu. Neden gülüyor? Gerçekten de o an benim için endişelenmesi gerekiyordu neden gülmüştü. Ben bunları kafamın içerisinde sorgularken Alas'ın bana sorduğu soruyla düşüncelerimden sıyrıldım. "Gerçekten , o an benden şüphelendin mi?" diye sormuştu. "Davranışların şüphelenilmeyecek gibi değildi. Gülünecek bir durum yoktu ve sen benim için endişelenmek yerine gülmeyi ,pasif kalmayı tercih ettin." dedim. Söylediklerim en azından benim kulağıma oldukça mantıklı geliyordu. "Tate midir nedir cidden seni iyi tanıyor. Topu topu 5 dakika seninle konuştu ve aklını karıştırıp hemen gitti." Dedi. "Oldukça yorucu bir otuz dört saatti cidden bu konu hakkında konuşmaktansa uyumayı tercih ederim." Diyip kafamı rahat ettirene kadar omuzunda biraz oynattım . Rahat bir konum bulduğumda gözlerimi yumup uykunun kollarına kendimi bıraktım.
Oldukça güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Umarım sizde benim gibi düşünüyorsunuzdur . Ama size bir spoiler Alas eskisi gibi masum değil sayın okuyucularım. Her neyse lütfen yorum bırakmayı ve Vote atmayı unutmayın. Seviyorum sizi. XOXO💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ SÜRTÜK : MELEZ PRENSES (1. Kitap TAMAMLANDI)
ChickLitBana bahşedilmiş hayata her gün acı çekerek açıyordum gözlerimi. Tanrının yarattığı her çocuk gibi bir melek gibi inmiştim. Her ne kadar başlarda tanrıyı yaptıklarımla onurlandırmak istesemde tanrının bana yaşattıkları yüzünden hayata artık sadece h...