Beni Bilirsin

Bölüm 20 - Üç Ay Sonra

3 Ay Sonra...

Okulun ikinci dönemi... Ne kadar güzel, çiçekler açmış; kuşlar cıvıl cıvıl demek isterdim ama üzgünüm! Bu şehrin ilkbaharı o kadar da güzel değil. Hâlâ yağmur yağıyor. Tomurcuklanmış çiçekler yağıştan dolayı zarar görüyor, kuşlar ise yuva arayışı içerisinde. Olsun! Yine de hayat güzel. Mutlu olmaya değer şeyler de var. Mesela derslerimden geçmiştim. Büte bile kalmamıştım. Bu benim için harikaydı. Sonra... Eski çiftler barışmış, yeni çiftler ortaya çıkmıştı. Yeni çiftler... Başak ve Furkan'dan bahsediyorum. Başak'ın yüksek enerjisi ve Furkan'ın durgunluğu ortaya yepyeni bir ilişki ortaya çıkarmıştı. Çok buluşmasalar da zaman zaman onları görüp mutlu oluyordum. Diğer bir çiftimiz ise Okan ve Seda'ydı. Seda, Birkan'a attığı tokat sonrası sinirini Okan'dan çıkarmıştı. Okan'da onun içinden çıkan canavardan etkilenmiş ve onu tanımak istemişti. Ne romantizm ama(!)Eski çiftler kim, peki. Tabii ki de okulun bahçesinde kol kola oturan Eren ve Melek. Eren okulun ilk yarısında kendini affettirmeyi başarmıştı. Sonrasında ise Melek İstanbul'a gittiğinde orada buluşup aralarındaki sorunları halletmişti. Muhteşem ikililer. Diğer eski çiftimiz ise... Hazır olun. Birkan ve Beren. Sınıfta bir kol kola gezmeler bir havalar... Bir de sınıf olayı var. Birkan'la Okan'ın ikizliğini bilmeyenler adamı bir Seda'yla bir Beren'le görüyor. Beren'le Seda da bu duruma kızmıyor, aksine eğlencelerine bakıyorlar. Bu arada yeni arkadaşlık ilişkileri de doğdu. Başak şu sıralar yabancı bir kızla yakın arkadaşlar. Bizim sevgili arkadaşımız farklı kültürlere, dillere pek meraklı. Başak'ı bilirsiniz. Seda, Melek, ben ve Beren de yakın arkadaş olduk. Evet, yakın arkadaş. Beren, Birkan'la barıştıktan sonra garip bir biçimde bana yaklaştı. Benim de onu kovacak halim yok, ya! Tanıştık, anlaştık. Şimdi iyiyiz yani. Başka... Beren'in arası Mehtap'la açılmış. Mehtap başta Birkan'a yazar gibi olmuş, Beren de ağzının payını vermiş ona tabii. Şimdiki duyumlara göre Mehtap şu eski, gizli kötü kuzenle arkadaşmış. Tam birbirlerine göre yani. Sanırım anlatmam gerekenlerin hepsi bu kadar. He, bir de az önce Genel Kimya'dan çıktık, kafa kazan gibi. Bu halde bir de Matematik çekeceğiz. İşte şimdi amfide Beren, Melek, Seda, Okan sıralanmıştık. İşlemleri çözüyorduk. Beren beni itiştirdi.

"Ne oldu, Beren?"

Kısık sesle konuşuyordu.

"Ne oldu mu? Sen iyi misin? Doruk şu anda ön sırada oturuyor. Yanında yeni sevgilisi... Bir de sınıftan olmayanları derse sokuyor. Hesap sormayacak mısın?"

Ona dönüp tebessüm ettim.

"Ben ona niye hesap sorayım ki?"

"Selin, sen iyi misin?"

"Gayet iyiyim." dedim.

"Sen onun kız arkadaşıydın."

"Sen de söyledin. Kız arkadaşıydım. Belki o bile değildim. Ayrıldığımızdan haberim bile yoktu. Son final sınavı sonrası onunla konuşmak isterken onu başka bir kızla görerek ayrıldım. Ayrıldım. Ama onun bundan da haberi yok. Çünkü biz bir şey değilmişiz. Ne dememi bekliyorsun?"

Beren yutkundu.

"Aynen bunları ona da söylemeni."

"Beni ilgilendirmez."

"Selin, güçlü görünmeye çalışıyorsun. Ben zamanında Doruk'u kaldırabileceğimi söylerken... Bunları kastetmiyordum. Ben olsam ikisini de..."

"Bana güçsüz demeyi kes! Onları öyle gördüğümde zerre bir şey hissetmedim. Demek ki ona sandığım kadar bağlanmamışım." dedim hissiz bir şekilde.

"Selin...Ciddi misin?"

Kafamı sallayarak onayladım ve işlemleri yapmaya devam ettim. Bu sırada öne eğilmiş ve oldukça hızlı kalem kullanıyordum. Bu sırada Doruk arkasına yaslandı. Aylar sonra parfümünü içime çekme fırsatı bulmuştum. İşlemlerime kısa bir aradan sonra devam ettim. Duygularım ise... Onları kapayalı çok olmuştu. Artık mantıklı düşünme zamanıydı...