Kendimi bir korku filminin içindeymiş gibi hissettim."Selinsin sen! Kendine gel Selin! Aç şu kapıyı!" dedim kendi kendime ıssız evde bir ses olması isteğiyle. Kapının kolunu tutup bir cesaretle açtım.Odaya girdiğimde pencerenin açık olduğunu gördüm.
"Oh, be! Pencereymiş!"
Bu rahatlamamın yerini birkaç saniye sonra Berenlerin evine girdiğim pencere aklıma gelerek yeniden korku aldı.Pencereyi kapattım. Korku filmlerinde kız üst kata çıkıyordu. Bıçaklanıyordu. Hem de pencereyi kapayıp arkasını döner dönmez! Korku filminde olsaydım, ki şu an oradayım gibi, ne yapardım? Aşağı sakince inip dış kapıdan koşsam katil algılayana kadar yan villaya koşabilirdim. Evet, bunu yapabilirdim ya da şimdi yapacaktım. Yapıyorum. Yavaşça arkamı döndüm. Kimse yoktu. Derin bir nefes vererek hatırladığım kadarınca merdiveni buldum. Sakince aşağı indim. Arayı geçip kapıya yaklaşırken salondan bir ses geldi. Kapıyı açıp kaçabilirdim ya da içeri gidip katille göz göze gelebilirdim ya da içerideki sadece Sude'dir; diye düşündüm. Gözlerimi kapayıp seçimimi yaptım ve salona doğru yöneldim. Aradaki vazoyu da elime almayı ihmal etmemiştim. Salona sessizce girdiğimde arkası dönük bir erkek vücudu gördüm. Vazoyu kaldırdım. Tam indirecekken arkasını döndü. Karanlıkta seçtiğim yüz hatları... Doruk! Vazoyla beraber ona sarıldım.
"Çok korktum!"
"Mektup değil mi?" dedi fısıltıyla. Elimdekinin mektup olduğunu düşündüğüm hışırtılı şeyi yere attı. Bense heyecanla anlattım.
"Evet. Sude'yi aradım. Bulamıyorum. Üst katta yok. Tuvaletlerde değil. Pencere açıktı. Galiba içerde Doğukan."
Doruk elini saçlarının arasında gezdirdi.
"Öyleyse Doğukan şu an burada ya bu katta ya aşağıda."
"Emin misin, Doruk?"
"Eminim ve maalesef Sude de onunla. Dışarıdaki adamları da halletmiş."
Ellerimi belime götürdüm.
"Doruk ne yapacağız?"
"Sakin ol, Selin! Amcamı aradım. On dakikaya burada olurlar. O ve adamları."
Doruk'un elinden tuttum.
"Dışarıda beklesek. Belli ki adam evin içinde."
Elini çekip elini belime sardı.
"Silahı varsa dışarıda kabak gibi ortaya çıkar, hedef oluruz. Sude'yi de o herifle yalnız bırakmam. Sen de yanımdan ayrılma!"
Elimdeki vazoyu kaldırıp ona gösterdim.
"Durumlar eşit değil. Onda silah var. Bizde ise kırılgan antika bir vazo."
Dışarıdan gelen ışıkla Doruk'un gözlerini devirdiğini gördüm. Elini arkasına götürüp bir silah çıkardı.
"Doruk, ne yapıyorsun?"
İçeriyi inceledikten sonra bana döndü.
"Durumu eşitliyorum, Selin."
"Bak adam falan vurayım deme. Hapisten çıkmanı bekleyemem. Zaten hapse düşersen annem sana beni hayatta vermez."
Doruk dümdüz bana döndü.
"Selin izin verirsen fırsat bulunca adam bizi öldürmeden onu indirmeye çalışacağım. Şimdi olası senaryolarını ve evlilik baskılarını on dakika sonrasına sakla ve yerimizi belli etmeyi kes!"
Başımı görebileceği şekilde sallayıp arkasına saklandım. İçerideki birkaç odayı daha gezdikten sonra salona geri döndük.
"Nerede bu adam? Bu katta yok! Üst katta değil, diyorsun! Alt kat da kitli!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bilirsin
Teen FictionBenim için hayat sınavlara çalışmaktan ibaretti.Aslına bakarsanız bu çok çalışkan olduğumdan değil, yapacak başka bir şey bulamamamdan kaynaklıydı.Gerçi derslerde de pek başarılı olduğum söylenemez ya, neyse! Sosyal medyaya gelince, hiç sosyal medya...