Uzun süre sessizlikten sonra Seda konuştu.
"Siz içinizde ne yaşıyorsunuz?"
Başak gülümseyip, tatlı mimikleriyle soruyu bertaraf etti. Ben ise kızlara Beren olayını söyleyip söylememek arasında çelişkiye düşüyordum. Telefonuma o an bir mesaj geldi. Normalde mesajlarımı okumadığım halde el alışkanlığıyla mesajı açtım. Mesaj hırsızlık olayını duyuran telefon numarasından gelmişti.
Doruk ve Beren iki gün sonra İstanbul'daki büyük davette...
Beren'in İstanbul'a sadece gitmesi üç saat sürecekti. Bu da evin en az altı saat boş olacağını gösteriyordu. Kızların telefonlarından ses gelmesini beklemiştim. Ama ses gelmiyordu. Demek ki bu mesaj sadece bana atılmıştı. İyi de bu mesajı bana kim, neden atmıştı? Daha da önemlisi iki gün sonrayı bekleyip o eve girecek miydim?
Gitmeli, gitmemeli...Şu an yanımda bir papatya olsaydı hiç fena olmazdı. İkilemlerim canımı sıkıyordu. Elimle perçemlerimi yana sıyırdım. Gözlerimi kapadım. Kızlar kendi aralarında Doruk ve Selin kritiği yaparken olayları tek nefesle açıkladım.
"Beren dayıma iftira atmış. Bu yüzden dayım işinden oldu. Ellerinde bir kamera kaydı var.Beren'in evine girip kamera kaydının onda olup olmadığını öğrenmeliyim. Evlerinin iki gün sonra boşalacağını bir mesajla öğrendim ama gelen mesajı kimin attığını bilmiyorum!Sizce o eve girmeli miyim?"
Derin bir nefes aldım. Gözlerimi açtığımda kızlar garip bakışlarını üzerimde gezdiriyordu. Dudaklarımı ısırmaya başladım. Bu garip atmosfer kapı zilinin çalmasıyla dağılmıştı. Kızların bakışlarından sıyrılarak kapıya koştum. Gelen kişi Elif'ti.
"Elif neredesin sen?"
"İşte buradayım, Selinciğim görmüyor musun? Dengesiz, onu bırak da ben galiba aşık oldum."
"Elif, iyi misin sen?"
Elif içeri girdi. İçeride arkadaşlarımı görünce susup gözleriyle kızları işaret etti. Onları tanıttım.
"Sınıf arkadaşlarım. O Seda, o Başak ve Melek. İşte Elif arkadaşlar, hep bahsettiğim..."
Hep bir ağızdan "Memnun oldum." sesleri yükseldi. Bu sırada Başak dayanamayıp sordu.
"Daebak! (Büyük pozitif ve muhteşem şeylere söylenen övgü.) Hırsızlık mı yapacaksın yani?"
Tebessüm ettim.
"Sesli söyleyince... Evet, sanırım!"
Elif şaşkınca beni süzdü. Sonra dirseğiyle kolumu itiştirdi. Onu da bir köşeye oturttum ve olanları baştan sona anlattım. Konuşmam bittiğinde kızlar birbirlerine bakıştılar. İçlerinden en çekingen olduğunu düşündüğüm Seda öne atıldı.
"Seni yalnız bırakmam ben de seninleyim!"
Başak da atıldı.
"Ben de."
Elif ve Melek de onları takip etti. Arkadaşlarımın beni yalnız bırakmamak istemesi takdire şayandı ama onları da kendimle birlikte ateşe atamazdım.Doruk'un bana takındığı tavrı onlara takındım.
"Sizi böyle bir şeyin içine sürükleyemem. Eğer sürüklersem ve yakalanırsak... Bu bir suç. Bunu hiçbir şey telafi edemez."
Başak gözlerini kısarak plan kurmaya başladı.
"Kaç saatlik zamanımız var?"
Cevapladım.
"Davet İstanbul'da. Ama ailesi nerede, evde çalışan var mı bilmiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bilirsin
Novela JuvenilBenim için hayat sınavlara çalışmaktan ibaretti.Aslına bakarsanız bu çok çalışkan olduğumdan değil, yapacak başka bir şey bulamamamdan kaynaklıydı.Gerçi derslerde de pek başarılı olduğum söylenemez ya, neyse! Sosyal medyaya gelince, hiç sosyal medya...