Birkan da çıkıp gitmişti. Onca olay sonrası düzelen ilişkiler yeniden birbirine girmişti. Sessizliği bozacak ise... Kimse kalmamıştı.
Ders sonrası eve gidecekken bizimkilerin ısrarı üzerine bir kafede oturmaya karar verdik. Kahvemiz geldiğinde olaylar sonrası okuldan ağlayarak uzaklaşan Beren'i konuşuyorduk. Başak, ben ve Melek. Başak konuşmaya başladı.
"Herkes ne kadar da gergindi!"
Melek onu onayladı.
"Aynen. Derste de hepimiz ayrı yerlere dağıldık. Çok garip hissettim."
"Ya, bir de bana sor!" dedim sinirle.
"Furkan'la biz böyle değiliz. Birbirimize nefes alacak alan bırakıyoruz."
Bu sefer Başak'a döndüm.
"Peki Bayan Mükemmel İlişki! Söyleyin bana. Furkan'ın eski sevgilisiyle aynı masaya oturup arkadaş olur musun?"
"Hayır!" diye cevapladı Başak.
Ben de kafamı salladım.
"Çünkü biz Beren'le tam olarak böyleyiz!"
Başak'a durumu açıklamaya çalışırken telefonum çaldı. Tanımadığım bir numaraydı. Yine de açtım.
"Alo!"
"Alo! Şey... Siz kimsiniz?"
'Sen aradın, ya' deyince de Selin kaba oluyor!
"Pardon da beni siz aradınız. Siz kimsiniz?"
"Siz söyleyin önce."
Cırtlak sesi kulağımı tırmalıyordu. Acaba biri telefondakini çimdikliyor muydu? Bu nasıl bir sesti böyle?
"Siz kimi aradınız?"
"Selin'i aradım ben."
Beni aramıştı. Bu da telefonu kapatamayacağım anlamına geliyordu.
"Tamam doğru kişi. Ben Selin."
Kız boğazını temizledi.
"Bak Selin lafı uzatmayacağım. Sevgilimin telefonunda sen Selin'im diye kayıtlısın. Bir daha sevgilimle görüşmeni istemiyorum."
Daha numarayı tanımıyorum. Sen bana ne diyorsun? Doruk'un telefonu olamaz. Çünkü Dorukcuğum sağ olsun bir ara "Selin Uzunalp" diye eklemişti. Ayrılıp barıştıktan sonra da değiştirip "Tatlı Cadı" yapmıştı ve öyle kalmıştı. O zaman... Kim bu, ya! Dur dur! Zaten sinirliydim. Görürsün. Bittin, sen!
"Bana güveniyorsun demek ki!" dedim sormasını umarak.
"Anlamadım, Selin Hanım!"
"Bunu Selin'im diye kaydeden sevgiline söylemedin. Bana söylüyorsun. Benim ondan uzak duracağımı düşünüyorsun ama onun benden uzak duracağını sanmıyorsun. Yani bana güveniyorsun. Bana bak! Ben kimseden biri istedi diye uzak durmam. Uzak duracak biri varsa o da senin sevgilin!"
"Seni dinlemek zorunda değilim!" dedi çığırarak.
"Biliyor musun? Haklısın! Ben de seni dinlemek zorunda değilim. Kapat telefonu!" dedim ben de sert bir şekilde.
"Kapatmıyo..."
Suratına telefonumu kapattım.
"Oh, ne güzel yaptım! Toplanmış bütün manyaklar beni buluyor! Bir sapık eksikti."
Başak ve Melek şok olmuş bir şekilde beni izliyordu. Başak'ın yüzü saçlarının rengine dönmüştü. Hadi, ama! O kadar da kötü bir konuşma değildi! Sakin halime dönmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bilirsin
Novela JuvenilBenim için hayat sınavlara çalışmaktan ibaretti.Aslına bakarsanız bu çok çalışkan olduğumdan değil, yapacak başka bir şey bulamamamdan kaynaklıydı.Gerçi derslerde de pek başarılı olduğum söylenemez ya, neyse! Sosyal medyaya gelince, hiç sosyal medya...