'Hakan...' dedim şaşkınlıkla.
'Ya ben. Unutamamışsın bakıyorum. ' dedi gülerek. O esnada araba çoktan yola koyulmuştu.
' Ne yapıyorsun. Bırak beni. '
' Seni kaçırıyorum. Yaptıklarının bedelini ödeyeceksin küçük yılan.! ''Hakan kendine gel saçmalama.'
Dediğimde yanımdaki adamlardan birisine eliyle birşeyler işaret verdi. Dudaklarımda birşeyler hissetmemle burnuma dolan koku uykumu getirmişti. Çırpınsamda nafileydi. Adam çok güçlü tutuyordu kollarımdan. Halsizce kapattım gözlerimi.
'Aç gözünü!' dedi bir ses. Saçlarımda hissettiğim acıyla gözlerimi araladım. Bulanıklaşan görüntüyle bir kaç kez kırpıştırdım.
'Sonunda uyandınız küçük hanım.! 'dedi yaşlı bir adam.
Bu adam partiye son saatlerde gelen eve giren adamdı. İyi de nasıl olur. O evde bomba patladı. Nasıl ölmezler.
' Se-sen? 'dedim kaşlarımı çatıp kekeleyerek.
' Evet ben. Küçük ispiyoncu! '
' Ben ispiyoncu değilim! 'dedim. Adamın birisi saçımı tutarak çekince acıyla inledim. Ellerim ayaklarım sıkıca bağlanmış bileklerimi acıtıyordu.
'Düzgün konuş sıkarım kafana!' dedi.
' Ne o? Uğruna ölüp bittiğin Yiğitciğinden hala ses yok. '
' Benim kimse için öldüğüm falan yok. Hem ayrıca eminim ki şuan heryerde sizi arıyordur. Bulunca sizi geberticek. 'diye bağırdım.
O sırada hızla kapı açıldı.
' Patron. Yiğit ve ekibi burayı bulmuş yoldalarmış. Acil çıkmamız lazım. ' dedi Hakan.
Adam sinirle ayağa kalkıp saçımı tutan adama döndü.
' Acele et kızı çöz çıkıyoruz. 'dediğinde arkamdaki adam
' Ne uğraşıyoruz. Öldürelim gitsin. 'dedi.
' Sana dediğimi yap. 'diye kükredi yaşlı moruk.Ayaklarımı ve bileklerimi çözdüklerinde peşlerinden sürüklemeye başladılar.
Bu kırık dökük yerden çıkarken kaç kişi olduklarını gözlemledim. Beş kişilerdi. Saçımı tutan adam, Hakan, yaşlı moruk ve iki adam daha..Yiğitler gelene kadar onları oylamam gerekiyordu ama nasıl.?
'Durun. Çişim var. Lavaboya gitmem lazım. ' diye atıldım.
' Ne zırvalıyorsun. Yürü yakalanacaz.'
'Olmaz. Arabaya işerim bak. 'dedim. Yaşlı adam kolumdaki adama dönüp 'Götür şunu çabuk. Birde bunla uğraşamam. Acele edin.' dedi lavabo demesine bin şahit ister resmen. İğrenç bir yerdi burası. Kapısı bile yoktu..'Arkanı dön.! ' dediğimde
' Olmaz hadi napcaksan yap hemen. ' dedi adam.
' Yok artık. Bu şekilde olmaz. Hem sen bilirsin benimle inatlaşarak vakit kaybediyorsun.' durdu hemen arkasını döndü. Bir süre bana döncekmi diye bekledim.
Diz kapağına tekmeyi atarken yere çömeldi. bir elimle ağzını kapatıp ondan hızlı davranarak belindeki silahı aldım. Şansıma şükür ki susturucu vardı silahta.
Hiç düşünmeden adamın boynuna silahı vurup bayılttım. Ayağına da her ihtimale karşı sıkıp geldiğim yoldan dikkatlice ilerlemeye başladım.Çıkışta arabanın önünde beklediklerini görünce duvarın arkasına saklandım.
'Git şunlara bir bak. Kaç saattir gelmediler. 'dedi yaşlı moruk.
Adam içeri girince nefesimi tutup boynuna tüm gücümle silahı geçirdim. Adam gürültüyle yere yığılırken diğerleri sesin geldiği yöne baktı.Kafamı pencereden çıkarıp ateş etmeye başladım.
Yaşlı moruğu vurmamla acıyla bağırarak düştü.
Kaldı iki. Hadi Yiğit nerede kaldınız! Hakanı görüş açımdan kaybetmiştim. Neredeydi bu? Diğer adam yani saçımı çekip duran, arabanın arkasında olduğu için hedef alamıyordum.
Arabanın camını yarıp geçen kurşun sonunda hedefi bulmuştu.
Rahat bir nefes alırken arkamda hissettiğim nefes ile kasılıp kaldım. 'Hemen sevinme istersen.' dedi bu Hakanın sesiydi.
Siren seslerini duyunca gülümsedim.
'Bence sen hemen sevinme. Bak buldular bile. 'dediğimde sinirle kaşlarını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUSUZCA SEV
Teen Fiction10 yaşında küçük bir kızın tek kahramanı babasıdır heralde. Masallara inanan küçük kız ya gördüğü rüyadan uyanıp bir kabusa düşerse? Masallarındaki tek kahramanını kaybederse? Hayatın acımasız soğukluğu daha on yaşındayken yüzüne çarpar. Ve gördüğü...