Denizden devam...
Mogan gölüne geldiğimizde arabadan indik. Arabanın içi sıcak olduğu için dışarı çıkar çıkmaz ceketlerimizi giymiştik.
Yan yana gelip yürümeye başladık. Girişten geçip park olan alana doğru yürüdük. Bir süre yürüyüp gezindikten sonra göl kenarına geçip oturduk. Üstündeki montuna daha sıkı sarılınca üşüdüğünü anlamıştım.
'Bekle!' deyip yerimden kalktım. Onu şaşkın bakışlarıyla arkamda bırakıp ilerdeki kafeye gittim. İki büyük kupa kahve alıp birde battaniye istedim.
'Hemen şuradayız. Kalkarken bırakırım' diyerek ikna etmiştim.
Kahve kupalarını da alıp Kumsalın yanına oturdum.
Uzun battaniyeyi sırtımıza sararken ona yaklaştım. Elinden kahvemi alıp kapağının ucunu açtım.
'Eee anlat bakalım Kumsal hanım. Zamanı gelmedi mi artık ' dedim. Derin bir nefes alıp göle bakmaya başladı. Kahve kupasını iki eliyle tutarak bir yudum aldı.' Annem beni doğururken ölmüş. Onu hiç tanımadım. Kokusunu bilmiyorum. Ona dair elimde sadece bir tane fotoğrafı var. Babam, benden nefret etmiş. Biliyor musun? Bir kere bile saçımı okşamadı. Annemi benim öldürdüğümü düşünüyor. ' dedi hıçkırara hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Kolumu omzuna atıp 'Şşşt.. Tamam. Vazgeçtim. Anlatmak zorunda değilsin.' dediğimde geri çekildi ve gözyaşlarını sildi.
'Hayır artık bu yükü tek başıma taşımak çok zor geliyor. Anlatmak istiyorum. ' dedi. Sessizce tekrar konuşmasını bekledim.
' Babannem büyütmüş beni. Hatırlıyorum. 4 ya da 5 yaşlarındaydım. Parka gidelim diye tutturdum bir gün. Ayakları tutmuyordu. Zor yürüyen yaşlı bir kadındı. Ama bir dediğimi de ikiletmezdi. Beni çok severdi. O gün ilk kez ikiletmişti beni. Yarın gidelim dedi sanki öleceği içine doğmuş gibi. Ama ben nerden bilebilirdim ki. Ağladım, evi yıkmaya başladım. Dayanamayıp götürdü beni parka. Bir tane arkadaşım vardı sadece. Onunla oyun oynarken o da karşıdan bizi izliyordu. Kavga ettim arkadaşımla, küstük. Eve gitmek için ağlamaya başladım bu sefer. Yola doğru koşmaya başladım. 'Kumsal!' diye bağırdı arkamdan. Ama durduğum da herşey için çok geçti. Basılı kalan bir korna sesi. Ve büyük bir gürültü. Arkamı dönmemle yerde kanlar içinde yatan babaannemi gördüm.
Babam ilk defa o gün dokundu bana. Beni öldüresiye döverek ama. ' duyduklarıma inanamadım önce. Hıçkırıklarının ardı arkası yoktu.
' Lanetli diye bağırdı. Lanet ne demek onu bile bilmiyordum. Sadece o yaşta bir çocuk olarak düşündüğüm tek şey onun haklı olduğuydu. Önce karısını öldürdüm sonra annesini. '
Kahvemi kenara koyup sarıldım sımsıkı. O da bana doladı kollarını.
' Sen nerden bilebilirdin. Sakın kendini suçlama. Sakın. ' dedim.
' Ben lanetliyim Deniz. Ben doğduğum andan beri lanetliyim. Kim beni severse ölüyor. ' dedi hıçkırıklarının arasından.
' Değilsin. Sen hayatımda gördüğüm en saf meleksin. Kumsal. ' dedim sırtını sıvazlarken. Geri çekilip yüzüme baktı. Akan gözyaşlarını sildim. Geri çekildi hemen. Kaçıyor gibiydi daha çok.' Sonra bu kadını üvey anne diye aldı bana. Oğlu ilk evliliğinden. Beş yaşından beri her fırsatta döverdi. Babam biliyordu dayak yediğimi. Bir gün işten geldiğinde her yerim kan içinde duvarın dibine sinmiş ağlıyordum. Beni gördü. Ona kızacak sandım. Öyle de oldu. Evin içinde bağırmalarına dayanamaz oldum. Odalarının önüne gidip dinlemeye başladım. Ona ne dedi biliyor musun?
'Dövüyorsan adam gibi döv. İz bırakma şüphe çekicez.' dedi. 'Sustu ve gölü izledi. Sonra gözyaşlarını sildi. Ağlaması durmuştu.
' Uzun süre gelmedi eve. Duyduğumuza göre yurtdışına gitmiş. Bir kadının peşine takılıp. Ondan sonra haber alamadık. Büyüdüm. İlk okula giderken bir polis amca geldi yanıma. Ve bana çikolata aldı. Mahalle de çocuklar hep yerdi bana vermezlerdi anneme isteyince de döverdi. İlk defa yiyecektim çikolatayı. Bir görsen nasıl mutluyum. Hemen yemedim tabi. Üç gün boyunca gizli saklı yedim. Bir ısırık ala ala üç günde yedim' dedi gülerek.
Ona bakmaya devam ettim.
Bana döndü.
'Şaka gibi değil mi? Ama gerçek. O polis amcaya hep dua ettim. Sonra dedim ki ben de polis olup çocuklara çikolata dağıtıcam. Ama kötü çocuklara vermiycem derdim. Büyüdüm polis oldum. Maaşımın hepsini o kadın alıyor. Para biriktirip daha o hayalimi gerçekleştiricem. Para kaçırabildiğim kadar saklıyorum ondan. Biraz biriktirmiştim ama onu da üvey abim bulup almış. ' dediğinde sinirlerim artmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUSUZCA SEV
Ficțiune adolescenți10 yaşında küçük bir kızın tek kahramanı babasıdır heralde. Masallara inanan küçük kız ya gördüğü rüyadan uyanıp bir kabusa düşerse? Masallarındaki tek kahramanını kaybederse? Hayatın acımasız soğukluğu daha on yaşındayken yüzüne çarpar. Ve gördüğü...