Bölüm şarkısı : Toygar Işıklı- Söz olur
Yağmur ince ince tenime temas ederken biraz daha hızlandım. Arabamın önüne geldiğimde uzaktan kumandayla açıp içeri geçtim. Yağmurluğum sırılsıklam olmuştu. Oyalanmadan gaza bastım. Karanlık yollar silecek yardımıyla daha net görünürken boş yolda biraz daha gaza bastım. Boşta duran elimle radyoyu açtım. Rastgele bir kanalda çalan şarkının melodisi hoşuma gitmişti. Sözleri başladığında yola odaklandım.
Kalbime dokunan sözlerini çok beğenmiştim. Hani bir söz vardır ya. Mutluyken şarkıyı, mutsuzken sözlerini dinlersin diye. Gerçekten de öyleydi.Lila'nın önüne geldiğimde arabayı park edip içeri geçtim.
Barış ve Gökçe oturuyordu sadece. Yanlarına ilerleyip sandalyeyi çektim.
'Selam gençler. '' Oo Şafak Hanım. Sizi burda görmek ne güzel. ' dedi Barış gülerek.
' Hastane işleriyle uğraştım Barış.' dediğimde gülmeyi bırakıp ne olduğunu sordu. Kısaca anlattığımda geçmiş olsun dileklerini ilettiler.
Daha sonra kafe baya dolmaya başlamıştı. Isıtıcılar çalıştığı için ceketimi çıkarttım. Saat on'a doğru gelirken Barış ayaklandı.
'Ben son kontrolleri yapayım. ' dedi.
O giderken bizde biraz daha oturup çıktık sahneye. Yüksek tabureye oturup Barışların hazırlanmasını bekledim.
Boş boş masalara bakarken kapıdan giren kişiye kaydı gözlerim. Ufuktu.
Başıyla selam verip önlerde bir masaya geçmişti.
Garson yanına gelince gözlerini ayırmak zorunda kalmıştı.Barış hazırız dediğinde her zamanki gibi hareketli pop şarkılarla başlamıştık. İçim kan ağlarken bu tür şarkılar söylemek çok zor geliyordu bana. İki taneden başka söyleyemedim zaten. İşaretimle slowlara geçiş yaptık.
Gökçeye seslenip yanıma gelmesini söyledim.
Şarkının ismini verince diğerlerinin yanına geçti. Radyoda dinlediğim şarkıyı istemiştim.Yol olur kalpten kalbe
görülür aşk bazen gözle
yoksun burada çektin gittin
gelemem yüzsüz bir yüzle
anılar yaşayacak içimde
soramam bu sefer suç kimde
tek bildiğim hissettiğim
doldurulamaz boşluğun bendeBakışlarımı kapıya diktim ve söylemeye devam ettim.
Belki bir an eser de gelirsin
bendekide bir umut
dilerim tamama ersinŞuan tek istediğim şuan şu kapıdan girip alıp götürmesiydi.
Ben küstüm kırıldım hayata
bilemem alabilir mi gönlümü
o bana ne verirse versin
senden gayrısı getirir sonumusöz olur kalbe değer
söz olur kalbi kırar
söz olur senden duyunca
bil ki sonumu getirirDurup nefes aldım. Gözlerim kapıda girmesini bekledim. Ama gelmedi. Şu sıralar aramız cidden soğuktu. Günler hızla akıp geçiyordu. Yiğitsiz geçen on günü geride bırakmıştım. Zaten böyle olmasını ben istemiştim ama olmuyordu. Özlüyordum. Ona bu kadar yakınken bu kadar uzak olmak canımı yakıyordu.
Nakarat kısmını bağırarak söylemiştim yine. Resmen hissede hissede söylüyordum.Ben küstüm kırıldım hayata
bilemem alabilir mi gönlümü
o bana ne verirse versin
senden gayrısı getirir sonumuUzun alkışlar eşliğinde indim sahneden. Ufuğun yanına gidecekken patronumuz beni yanına çağırıp maaşımı vermişti. Teşekür edip içeri geçtim.
Çantama parayı koyup Ufuğun masasına geçtim.
'Hoşgeldin ' dedim. Barış benim yerime devam ediyordu.
' Hoşbulduk. ' dedi. Masaya göz gezdirdiğimde bira içtiğini gördüm.
Bardağı hızla kafasına dikti. Nefessiz bir şekilde içerken yenisini doldurmak için elini uzattı. Elimi koluna koyup
' Yavaş git biraz. ' dedim.
' Karışma bırak. ' dedi ters bir sesle.
' İyi o halde. Eşlik edeyim ben de sana' dedim. Garson kızı çağırıp içki siparişi verdim.
'Anlat bakalım neye içiyoruz ' dedim gülerek. Arkasına yaslandı ve bir süre yüzümü inceledi. Bianda kafasını çevirip başka taraflara bakmaya başladı.
' Cidden mi? ' diye sordu.
' Ney cidden mi? '
' Cidden benimle oturup içecek misin? Hayır yani sevgilin kızmasın yine ' dedi. Şimdi anlaşılmıştı derdi.
' Bir sevgilim yok. Hiç olmadı da.' dedim.
'Sana inanmıyorum. ' dedi hemen.
' İnandırmak zorunda değilim. ' dedim gülümseyip.
O sırada biram gelmişti. Bardağa doldurup büyük bir yudum aldım.
' Salak olmalı. ' dedi sessizliği bozup.
'Kim?' diye sordum.
'Seni bırakan kişi. ' dedi.
' Öyle birisi hiç olmadı Ufuk. Neden benim hakkımda konuşuyoruz. Hadi sen anlat birşeyler ' dedim konuyu çevirerek.
'Anlatcak birşeyim yok.' büyük bir yudum aldı yine.
'Herkesin anlatacak birşeyleri vardır. Kimseye anlatamadığı. '
' Doğru tespit. Ama anlatacağım son kişisin. ' dedi.
' O zaman ilk bana anlatmalısın' dedim ısrar ederek. Gözlerini kısıp gözlerime odaklandı. Gözlerimi ayırmadan baktım bende.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUSUZCA SEV
Ficțiune adolescenți10 yaşında küçük bir kızın tek kahramanı babasıdır heralde. Masallara inanan küçük kız ya gördüğü rüyadan uyanıp bir kabusa düşerse? Masallarındaki tek kahramanını kaybederse? Hayatın acımasız soğukluğu daha on yaşındayken yüzüne çarpar. Ve gördüğü...