Multide Hande Yener - Deli bile şarkısı var. Bence tam bu bölümlük.
Elimde tuttuğum siyah dolgu topuklulara baktım bir süre. Ve yanımdaki görevliye ayak numaramı söyleyip bu modeli denemek istediğimi söyledim.
Bir kaç dakika sonra ayağa kalkıp aynanın karşısına geçtim.
'Tamam bu olsun. 'dedim. Diğer kızlar gibi güzel olmak pahasına ayaklarımı parçalayacak kadar cani değildim. Zaten rahat ve şık olan şeyleri tercih ederdim. Bunlar gayet rahattı.
Kasaya ödeme yapmaya giderken gördüğüm siyah kırmızı detayları olan çantayı da aldım.
Parasını ödeyip çıktım mağazadan. Takılarım için dükkan bakmaya başladım.Şu son iki haftadır ben, ben değildim. Sekiz yıl önceki sessiz, umursamaz moduma dönmüştüm. Eymen bu halime ne kadar üzülse de birşey diyemiyordu. Kimseyle konuşmuyordum. Telefonumu açma zahmetine bile gitmemiştim. Annemler her şeyden haberdardı. Eymenle konuşup nasıl olduğumu öğreniyorlardı. Bu olay beni fazla derinden sarsmıştı. Bana kalsa mezuniyete de gitmezdim ama Eymen çok fazla başımın etini yemişti bu konuda. Bu halimle onu zaten çok üzüyorum daha fazla üzmek istemediğim için ikna olmuştum.
Şimdi siz diyorsunuz ki daha polis olmadan bu tür olaylardan böylesine etkilenirsen nasıl polis olacaksın? Haklısınız. Ama alışırım. Ben nelere alışmış bir insanım. Buna da alışırdım elbet..
Gördüğüm takıcı dükkanına girdim. Boş boş bakındıktan sonra mağazadan çıkmaya karar verdim
Tam çıkarken gözüme çarpan eklem yüzüğünü parmağıma takıp denedim ve almaya karar verdim.Alışveriş merkezinde boş boş gezerken gözüme takılan oyuncakcı dükkanında buldum kendimi.
Rengarenk oyuncaklara bakınmaya başladım. Karşımda yerde duran kocaman ayıya bakıp gülümsedim. Ve fiyatına baktım. Ayıyı zorla da olsa kaldırıp kucağıma aldım ve kasaya ilerledim. Ayı neredeyse benim boyumdaydı. Zorla da olsa kasaya gelip parasını ödedikten sonra ayıyı kucaklayıp çıktım. Yürürken yanımdaki mağazanın camından kendimi görünce gülümsedim. Uzaktan görenler ayıyı yürüyor sanırdı. Ben küçücük kalmıştım yanında. Avm den çıkıp taksiye atladım. Ayıyı yanıma oturturken taksici amca o kadar komik bi bakış atmıştı ki..Kendimi yine burada bulmuştum işte. Sessizce zile basıp açılmasını bekledim. Ve ayıyı önüme siper ettim. Kapının tok sesini duyduğumda 'Aaaa anne ayı gelmiş!' dedi Sevda bağırarak.
Ayının arkasından çıktığımda neşeyle yerinde zıpladı. 'Şafak abla geldi' diyerek ellerini çırptı.
'Bak bu artık senin 'dediğimde küçücük kollarını açıp ayıya sarıldı.
' Çok güzel. Çok teşekür ederim ' dedi neşeyle ve yanıma gelip boynuma atladı.
' Dün neden gelmedin. Çok özledim seni. 'dedi.
' Tatlım işlerim vardı. Özür dilerim. 'dediğimde ' Önemli değil. Hem dün ne oldu biliyor musun 'dedi gözlerini kocaman açarak.
' Bir tane abi geldi. Bana birsürü oyuncak getirdi. '
' Öyle mi çok sevindim. Desene pabucum dama atıldı. '
' Nasıl yani ayakkabını dama mı attılar' dedi ellerini ağzına kapatıp gülerek.
'Hayır tatlım öyle değil. Yani o abi sana oyuncak alınca beni sevmezsin artık demek istedim' diye açıkladım.
'Aa Şafakcım gelsene içeri ' dedi Billur abla.
' Yok gelmiyim abla. Sevdaya ayıcık almıştım onu getirdim. Akademiye dönmem lazım. '
' Tamam canım sen bilirsin. 'diyerek ayıya bakıp güldü.' Ya Şafakcım bizim için onca şey yaptın. Ne gerek vardı. ' dedi.
' Güle güle oynasın. Görüşmek üzere fıstık 'deyip son kez öptüm Sevdayı ve ayrıldım oradan.Binadan ayrılıp boş boş yürürken arkamdaki araba yavaşlamıştı. İçimi bian korku sarsada yürümeye devam ettim. Kornaya basmaya başlamıştı bu seferde. Bakmamam lazımdı.
Arabayı durdurup kapının açılma sesiyle kendimi savunmam için elimdeki paketleri savurarak vurmaya başladım.
'Şafak dur benim. Dur! 'bu ses.. Tanıdıktı. Kafamı kaldırdığımda olips mavisi gözlerini görmeyi beklemiyordum.
' Yiğit... 'dedim kollarımı indirerek.'Korkuttun beni. Ne arıyorsun burda.'
'Özür dilerim amacım seni korkutmak değildi. Sevdanın yanına gelmiştim. Seni apartmandan çıkarken görünce bir de baya dalgındın. Başına birşey gelmesinden korktum.'
'O yüzden takip edeyim dedin' dedim.
Kafasını salladı sadece.
'Seni çok merak ettim. Telefonlarımı neden açmadın. Kaç kere aradım. '
' Bilmem.. ' diye kestirip attım.
' Eymenle konuşuyoruz. İyi durumda değilmişsin. '
' Niye? Delirdi mi dedi sana. Ben deli değilim tamam mı? ' diye bağırıp arkamı döndüm. Bir adım atmıştım ki kolumdan tutup durdurdu.
' Tabi ki deli değilsin. Sen hayatımda gördüğüm en akıllı en güçlü kızsın. '
' Ben güçlü filan değilim. Herşeye ağlayan, üzülen zavallı bir kızım.' diye bağırdım ona dönerek. Kolumu çekmeye çalışıyordum ama bırakmıyordu.
'Ağlamak, üzülmek seni zavallı yapmaz Şafak! ' dedi ve bir süre durup birşeyler düşündü.
' Hatırlıyor musun? Hastanedeyken hatırlat sana birşey sözüm olsun demiştim. '
' Bende unutmazsam hatırlatırım demiştim. ' dedim.
' Şimdi benimle geliyorsun. ' diyerek bileğimden tuttu ve sürüklemeye başladı.' Ya dur nereye gidiyoruz ' desemde dinlemedi ve arabanın ön koltuğuna oturttu. Kemerimi de takıp şöför koltuğuna geçti.
' Ya cevap versene. 'diye bağırdım.
Konuşmayacağını anladığımda susup yolu izlemeye başladım. Akademinin önünde durdu araba. Ne yani bu muydu sözü.
' Şimdi iniyorsun. Üstüne kalın birşeyler alıp geliyorsun. Ve yarına kadar buradan kaçırıyorum seni. Merak etme Eymene ben haber ederim. ' gözlerim şaşkınlıkla kocaman açılmıştı.
' Ben hiç bir yere gelmiyorum. 'deyip arabadan indim. O da peşimden inip
' On dakikan var. Gelmezsen herkesin içinde omzuma atıp geri getiririm.'
'Yapamazsın!' diyerek ters ters baktım.
'Benimle inatlaşma. '
' İnat benim göbek adım. ' diyerek yürümeye başladım. Gelsin götürsün bakalım Yiğit bey. Kolaydı sanki o kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUSUZCA SEV
Roman pour Adolescents10 yaşında küçük bir kızın tek kahramanı babasıdır heralde. Masallara inanan küçük kız ya gördüğü rüyadan uyanıp bir kabusa düşerse? Masallarındaki tek kahramanını kaybederse? Hayatın acımasız soğukluğu daha on yaşındayken yüzüne çarpar. Ve gördüğü...