Gözlerimi aralayıp başucumdaki saate baktım bir süre. Saatin sabahın yedisi olduğunu görünce hızla ayağa kalktım. Bugün yunuslara geçicektim ve yarım saatim vardı. Hemen banyodaki işlerimi halledip dün aldığım üniformayı üzerime geçirdim. Ben ne güzel sivil gitmeye alışmıştım. Şimdi bu forma işi canımı sıkmıştı.
Giyindikten sonra silahı belimin yanındaki yerine taktım. Saçımı tepeden topuz yaptım. Odadan çıkıp içeri girdiğimde annem yine kahvaltıyı hazırlamıştı. Yanağına öpücük kondurup ayak üstü atıştırınca azar işitmiştim.
Kapının önüne geldiğimde siyah yarım kollu tişörtümün üstüne kırmızı-siyah üniformanın kalın montunu giydim. Botlarımı da giydikten sonra anneme el sallayıp asansöre bindim. Aşağı indiğimde karşımda hiç beklemediğim bir manzarayla karşılaştım.
Motorun üstünde üniformalarını giymiş beni bekliyordu.
Gözlerimiz buluştuğun da uzun bir süre öyle kaldık. Yanına yaklaşıp 'Günaydın.' dedim.
'Sanada. Hazır mısın bakalım dişi Yunus. '
' Hayvan mıyım Yiğit ben. ' dedim göz devirip.
' Evet. Bir balıksın ' dedi gülerek.
Takmayıp uzattığı kaskı geçirdim kafama. Arkasına çıkıp oturdum. Yavaş yavaş hareket etmeye başladık. Bu sırada motorun inceliklerini öğretiyordu. Bu böyle çalışır, buna dokunursan bu olur gibisinden.
Daha sonra motor bittiğinde meslek hakkında bilgi verdi.
'Arkada oturan kişiye artçı denir, genelde silah taşırlar. Çatışmaya girilmesi gerektiğinde devreye girerler. Öndekilere ise öncü denir. Eğitim almadan başlaman için konuştum. Çünkü sana eğitimi bizzat ben vericem. Bi nevi eski zamanlara yolculuk yapıyoruz. Yeniden hocan oluyorum. ' dediğinde güldüm.
' Bugün ilk günün. Çok sıkmıycam. Sıkı tutun uçuriyim seni ' dediğinde dehşetle gözlerimi açtım. Bişey dememe kalmadan gaza yüklenince sırtına yapıştım. Bu çok güzel bir duyguydu. Motor ehliyetim vardı ancak kurs dışında hiç kullanmamıştım.' Bende kullanmak istiyorum. ' diye bağırdım.
' Henüz erken. Biraz zaman geçsin ' dedi.
' Gününüz nasıl geçiyor neler yapıyorsunuz. ' diye sordum.
' Normal polisten farkımız yok Şafak. Sadece araba yerine motor kullanıyoruz. Çok soğuk zamanlarda arabaya geçiyoruz. '
dediğinde dikkatini dağıtmamak için birşey sormadım. Trafikte arabaların arasından makas atarak merkeze geldiğimiz de motordan indim.
' Oh be. Nefes almayı unutmuşum. ' dedim kaskı çıkarıp.
' Nefes kesen bir cazibem olduğu doğrudur. ' dediğinde güldüm. Son üç gündür aramız iyiydi. O gün asansör de yakınlaşmamızdan sonra bir kez daha öyle birşey olmamıştı. Numaralarımızı almıştık. Ve arada mesaj atıyordu. Bugün de Yunus polis olarak ilk günüm olucaktı.
' Genelde devriye saatlerimiz aynı. İki motorsikletli toplam dörder kişi halinde çıkılır devriyelere. Telsizini yanından ayıramazsın. ' o konuşuyor ben kafamı sallayarak onu takip ediyordum. Büyük bir salona girdiğimizde dinlenme salonu olduğunu anladım. İçerisi gayet sıcaktı.
Ortada bilardo masaları vardı. Çalan telefonuma baktığımda Ufuk mesaj atmıştı.Gönderen : Ufuk.
Yunuslara geçmişsin hayırlı olsun :)
Vakit kaybetmeden cevap verdim.
Gönderilen : Ufuk
Evet bugün başladım daha sen nerden duydun.
Bir kaç dakika sonra cevap vermişti.
Gönderen : Ufuk
Duyarım ben :D nasıl gidiyor ilk gün.
Gönderilen : Ufuk
Henüz başlamadık merkezdeyiz. Sen ne yapıyorsun?
İyiyim ne yapiyim devriyedeyiz. Akşam birşeyler mi yapsak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUSUZCA SEV
Ficção Adolescente10 yaşında küçük bir kızın tek kahramanı babasıdır heralde. Masallara inanan küçük kız ya gördüğü rüyadan uyanıp bir kabusa düşerse? Masallarındaki tek kahramanını kaybederse? Hayatın acımasız soğukluğu daha on yaşındayken yüzüne çarpar. Ve gördüğü...