11-

443 36 38
                                    

11-

Büyük bir sessizlik içinde yemek yenirken Ata'yla fazla göz göze gelmemeye çalışıyordum. Ama karşılıklı oturduğumuz için her seferinde gözlerimiz buluşuyordu.

Ortamdaki sessizlikten sıkılmış olan Ekrem Bey sanırım bu sessizliği bozmak istemişti.

"Melodi, yarından itibaren yeni bir okula başlıyorsun. Ata'nın okuduğu koleje seni de yazdırdık."

Ne yani, ben bu ukalayla aynı okulda mı okuyacaktım?

"Eski günlerde derslerine önem verdiğini düşünüyorum. O yüzden bir an önce okula başlaman bence uygundur. "

Hey, eski okulumda derslerim iyi falan değildi benim. Kulağında kulaklıkla, devamsızlıktan kalmamak için çırpınan bir kızdım ben. İlk günden ne okulu?

"Çok iyi yapmışsınız Ekrem Bey. Hem derslerimden geri kalmamış olurum." Ardından tabağımdakilerden ağzıma bir lokma daha attım.

"Baba beni gerçekten şaşırtıyorsun. Benim okuluma nasıl bu kızı yazdırırsın?"

Ata'nın gözlerinden çıkan ateş, 2 km öteden de görülebilecek cinstendi. Konuşmasını bitirdikten sonra sert bir şekilde masaya yumruğunu koydu ve gürültülü sayılabilecek bir sesle masadan kalkıp odasına yöneldi.

Aslı hanım durumu toparlamak için bir hamle yapacakken sözünü kestim.

"Açıklama yapmanıza gerek yok Aslı Hanım. Ata'nın beni sevmediğini siz de, ben de biliyoruz."

Ekrem Bey'in de gözlerine baktıktan sonra "Zorla sevmesini de beklemiyorum zaten. Şimdi izniniz olursa odama gitmek istiyorum." Ekrem Bey onaylayan gözlerle baktıktan sonra cevap vermelerini beklemeden ayağa kalktım ve odama geçtim.

"İyi geceler güzel kızım."

Odama gittikten sonra kendimi direk duşa attım. İlk önce saçlarımı, daha sonra frambuaz kokulu duş jeliyle de vücudumu yıkadıktan sonra havlularıma sarınıp dışarı çıktım.

Şimdi işin yoksa o dolaplardan iç çamaşırlarını bul.

İlk çekmeceyi açtığımda karşıma kalın kazaklar çıkmıştı. Yarın işime yarayacağını düşündüğüm için yerlerini aklıma not ettim ve başka bir çekmeceye geçtim.

Ah! Jartiyer mi? Hiç sanmıyorum.

Neyseki üçüncü deneyişimde bulmuştum. Yine rastgele bir şeyler seçip üzerime geçirdikten sonra yatağıma geçtim ve Orçun'u aradım. Telefonu uzun bir çalıştan sonra açabilmişti.

"Sevgilim, seni özledim." Sesi nefes nefese geliyordu. Sanırım telefonu uzaktaydı ve yetişmek için büyük bir çaba sarfetmişti.

"Ben de seni sevgilim. Burada çok sinir olduğum bir çocuk var. Ailenin oğluymuş. Ben oraya gelmek istiyorum. Burada yaşamak istemiyorum.

Göremeyeceğini bilsem de dudak büzmeme engel olamadım.

"18'ini doldurmana çok az kaldı. Sabret biraz. Sonra hep, birlikte yaşayacağız balım." Bana balım demesini sevdiğimi biliyordu ve sanırım bunu daha önce de söylemiştim.

"Melodi, uyu artık geç oldu." Aslı hanımın sesini duyduktan sonra Orçun'a döndüm.

"Orçun artık kapatmam gerekiyor, seni seviyorum."

"Ben de seni meleğim." Bugün Orçun'dan duyduğum son sözler bunlar olacaktı ve ben bu sözleri düşünerek uyuyacaktım.

Ya da ben öyle sanıyordum.

Kapat tuşuna basmadan telefonu yastığımın yanına koydum. Nasıl olsa Orçun kapatacaktı. Zaten fazlasıyla uykum gelmişti. Gözlerimi kapattım ve telefondan gelen sesler hayallerimi bölene kadar hayal kurdum.

Peki benim hayallerimi kim böldü? Tabii ki benim şapşal sevgilim telefonu kapatmayı unutmuştu.

"Alo Orçun orda mısın?" Sanırım telefon yine yakınında değildi. Ben de bir süre sonra fark ettiğim, derinden gelen seslere kulak kesildim.

"Aah Orçun! Orçun seni çok seviyorum." Bir dakika, bir dakika. Bu, Nilay'ın sesi miydi?

"Kendimi benden çok sevemezsin emin ol." Bu Orçun ne saçmalıyordu böyle? Eğer düşündüğüm şey ise bunu ömür boyu unutabileceğimi sanmıyordum. Onlara bu kadar güvendiğim içinse kesinlikle kendimi affedebilecek güçte değildim.

"Melodi'ye ne zaman söylemeyi düşünüyorsun Orçun? Ona yalandan da olsa seni seviyorum demen sinirlerimi bozuyor." Bir yandan inlerken, sesini gerçekten duymam çok zor olmuştu. Ama o'nun Nilay olduğuna adım kadar emindim.

Sus da konuşmaları dinle Melodi!

"En kısa zamanda bebeğim. Ona öyle desem n'olacak? Ben seni seviyorum. Sen, kelimenin tam anlamıyla benimsin. Hem bedenen, hem de ruhen."

Daha fazla bu iğrençliği kaldıramayacağımı anladığım için hemen telefonumu kapattım ve uzun bir süre öylece karşımdaki dolaba bakakaldım.

Bu, hayatın bana annemden sonra koyduğu ikinci postaydı. Pençeleri alınmış bir aslan kadar acınası bir yaşamım vardı. Kendimi Orçun sayesinde yeni yeni toparlamaya çalışan ben, yine onun sayesinde dibi görünmeyen bir uçuruma doğru sürükleniyordum.

Tamam, belki hayatımın aşkı değildi. Ama ben, ona güvenmeyi seçmiştim. İşte bu yüzden bir daha kimseye güvenmeyeceğime dair kendime bir söz verdim. Bana bile.

"Melodi, özür dilerim. Beni affet sevgilim."

"Ah, Orçun."

Onun mavi gözlerini son bir kez görebilmek, onun mavi gözlerinin derinliğinde son bir kez kaybolmak istemiştim.

-Lütfen vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. xx 

Senem

Sessizliğin Melodisi (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin