14-

401 31 16
                                    

14-

Sınıftan çıktığımda kapının yanındaki duvara yaslanmış Ata'yı gördüm. Ben, ona doğru gidip gitmemekte kararsız kalırken Ardıl hızlıca yanımdan geçip Ata'nın yanına gitti ve koyu bir muhabbete girdiler. Neyse ki çelişkide kalmaktan kurtulmuştum. Koridorun ortasında durduğumu fark edip üzerimdeki gözleri umursamamaya çalışarak lavaboya doğru yol aldım.

Aynanın karşısına geçip kendimi incelemeye başladım. Çenemin altına kadar gelen ve doğuştan düz olan saçlarım tüm dikkatleri koyu mavi gözlerime çekiyordu. Üstüne çektiğim siyah kalemse gözlerimi daha da belirginleştirmek istercesine bana meydan okuyordu. Tenim, o kitaplarda okuduğunuz vampirlere bile taş çıkartacak kadar beyazdı.

"Hey sen, yeni gelen kız olmalısın." Bir yandan sarı buklelerine bakmaya devam ederken sormuştu bu soruyu.

"Evet." deyip tekrar kendimi incelemeye başladım.

"Ben Ada. Melodi miydi?" Evet Melodi'ydi. Bundan sanane?

"Evet." Takılmış plak gibi evet demekten sıkıldığım için çıkmaya yeltendim fakat Ada'nın sesiyle geri dönmek zorunda kaldım.

"Ardıl'ın yanında oturuyormuşsun sanırım,yani şey onunla ııı.... fazla yakın olmamaya çalış." Duraksadıktan sonra "Tamam mı?" deyip cümlesini sonlandırdı.

Şimdi derdi belli olmuştu küçük hanımın. Ah, dışarıdan iradesiz biri gibi mi gözüküyordum? Bana kalırsa ben, sessizliğimin içine gömülmüş bir peri kızı gibiydim. Babamın annemi hep 'peri kızım' diye sevdiği aklıma gelince istemsiz olarak yüzümün asıldığını fark etmem pek de zor olmamıştı. 

Gülümseyen maskemi taktıktan sonra "Tamam, dikkat ederim." deyip lavabodan çıktım ve sınıfa döndüm.

Ardıl da ben oturduktan sonra diğer kızlarla konuşmayı bırakıp yanıma geldi. Sanırım Ardıl, tahmin ettiğimden daha çapkın birisiydi. Dikkatli olmam gerekenlerle listesine Ardıl'ı da eklemeye karar verdim. Ama hem yanımda oturması, hem gözlerimin derinliklerini keşfetmeye çalışan anlamlı bakışları hem de -bence bu en önemlisi- çok tatlı bir yüzü kusuru olan gamzesi irademe hakim olmamı gerçekten zorlaştıracak etkenlerdi. Tamam, kabul ediyorum. Ardıl benim hayatımda gördüğüm en yakışıklı, en karizmatik erkeklerden birisiydi.

"Ata'nın sevgilisiymişsin." Soran gözlerle bana döndü.

"Evet, ne oldu ki?" İstemeyerek de olsa evet demiştim. Yine ve yeniden.

Harika gidiyorsun Melodi. Hiçbir duygunu belli etme, bilmiyormuş havasına yat. Aynen böyle Melodi, devam et... 

"Ata'nın senin gibi bir kızı kaçırmayacağını tahmin etmeliydim."  Lanet olsun, bana iltifat mı etmişti şimdi bu?

Ne diyeceğimi bilemeyerek "Teşekkür ederim." dedim.

Yanaklarımın hafif pembeleştiğine dair bahse bile girebilirdim. İçimde büyük bir yanardağ patlamıştı sanki. Kan, beynime hücum etmişti. Sanki hayalimdeki dünyam, tamamıyla tersine dönmüştü. Güneşli havada kar yağmış, karlı havada insanlar terlemişti. Beyazlar siyaha, siyahlar tamamıyla beyaza karışmıştı. Oysa sadece ufacık bir iltifat etmişti bana. Daha ilerisi olsaydı, neler olacaktı kim bilir..

Önüne döndü ve cebinden bir piercing çıkartıp daha önce delik olduğunu fark etmediğim kaşına yöneldi. Ben, Melodi Yüksel, Bu ayrıntıyı nasıl atlayabilmiştim ki? Ben de 7. sınıftan beri dilimi ve dudağımın sağ kısmını deldirmek istemiştim. Fakat hem korktuğum için hem de annem izin vermediği için cesaret edememiştim.

"Ben de bir piercing takmak istiyorum." Ayağımı yere vurup takmaya uğraştığı piercinge baktım.

"Bir piercing takmak için ilk önce deliğinin olması lazım. Bilmem anlatabildim mi?" Biliyorum mankafa. İçime kapanık olduğum salak olduğumu göstermez.

Sessizliğin Melodisi (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin