-8-

8.2K 379 100
                                    

Sabah uyandığımda Anıl hala uyuyordu. Az kıpırdamaya çalışarak ona döndüm. Allah özene bözene yaratmıştı sanki. Çok yakışıklıydı cidden. Kıpırdamaya başladı huzursuzca. Ve sonra gözlerini açtı kalkmıştı. En önemlisi benim onu kestiğimi farketti. Ah kahretsin.
"Uyandın ve beni kesiyorsun öyle mi" dedi çarpık gülümsemeyle.
"Ne münasebet canım" dedim. Kendimi geriye doğru iticektim ki o güçlü kollar beni kendine yapıştırdı. Bedenlerimiz bütünleşmişti. Kıpırdanıyordum.
"Kıpırdanma işleri zorlaştıyorsun" dedi. Gözüm kocaman açıldı. Tek fesat düşünen ben değilim değil mi? Bu durum onun hoşuna gitmiş olacak ki sırıttı. Hemen ittim onu ve yataktan indim.
"Hmm şimdi dikkatimi çekti tişörtüm çok yakışmış" dedi gülerek. Güldü ya güldü. Utançtan kıpkırmızı olmuştum. Üzerime baktığımda biraz tişört yukarı doğru çekilmişti. Direk aşağı doğru çekiştirdim. Ve elbiselerimi alıp banyoya girdim. Duş aldıktan sonra üzerimi giyindim. Kirli sepetini bulamadım tişörtü atmak için. Banyodan çıkınca Anılı tişörtsüz gördüm zalımın çocuğu bu yapılır mı? Altında bi havlu vardı belli ki banyodan çıkmıştı. 2 banyo vardı fesatlaşmayın.
"Ya şey ımm ben şey dicektim" dedim gözlerimi elimle kapatıp.
"Hm ne diyecektin eğer kasların ve baklavaların çok güzel görünüyor diceksen söylemene gerek yok biliyorum" dedi ukala.
"Hehe Anıl ben onu demeyecektim şey kirli sepeti nerede" dedim.
"Ne yapacaksın" dedi.
"Ya tişörtü atacağım işte" dedim.
"Sana kim o tişörtü kirlilere at dedi" dedi.
"Ben giydim senin kıyafetini kirli olmuştur yani" dedim.
"Hayır ver onu bana" dedi. Elimi gözlerimden çekmeden bir elimle ona uzattım tişörtü.
"Gözlerini açabilirsin artık" dedi. Karamsarca açtığımda siyah pantolon beyaz kaslarını belli eden tişört gitmişti benim giydiğim tişörtü ise kokluyordu.
"Bunu şaklayacağım" diye mırıldandı. Benim duymadığımı sanmıştı herhalde ama duymuştum. Neden saklayacaktı ki?

Şuan kahvaltı ediyorduk. Kahvaltıyı ben hazırlamıştım. Çok mükemmel kahvaltı olmasa da iyiydi bence. Ama Anıl homurdana homurdana yedi.
"Annen sana öğretmedi mi kahvaltı hazırlama bu nasıl kahvaltısı yumurtasız kahvaltı mı olur?" dedi.
"Mal evde yumurta yok" dedim.
"Sen bana az önce mal mı dedin?" dedi inanmaz bir şekilde.
"Evet" dedim kollarımı göğsümde kavuşturarak. Bir an kalktı ve üstüme gelmeye başladı. Hemen kalkıp geri geri gitmeye başladım. 1.adım 2.adım 3.adım ve soğuk birşeye çarptı. Bir küfür savurdum sessizce. Anıl buna güldü. Ve tam önümde durdu. Bir kolunu duvara uzattı. Ardından diğer kolunu. Ne yapacak diye beklerken onun gözü dudaklarıma kaydı ve sertçe yutkundu. Yutkunmaya çalıştım ama sadece çalıştım. Sonra yüzüne çarpık gülümseme yerleştirdi. Ve yaklaştı yaklaştı. Nolduğunu anlamadan anıl dudağımın tam köşesini emmeye başladı. Bu çok utanç vericiydi. Ve iğrenç. Anılı var güçümle ittim ve ayrıldı. Şimdi evet her kız gibi ilk öpücük zırvalığını önemsiyorum. Şimdi ilk öpücüğüm gitmiş miydi? Off hayır olamaz. Ama dudağımın kenarını emmişti.
"Senin dudaklarında daha mı tatlı oluyor ne" dedi çarpık gülümsemeyle. Ne dercesine baktım ona.
"Ya Nutella yerken bulaşmış herhalde Şen'de farketmemişsin bende temizliyim dedim" dedi.
"Senin temizleme şeklin bu mu öküz" dedim sinirle.
"Ah bana ilk öpücük zırvalığını felan önemsediğini söyleme. Bi dakika önemsiyorsan kimse seni öpmemiş öylemi" dedi kahkaha atarak.
"Evet her kız gibi önemsiyorum. Ve senin gibi öküz ne yapıyor ya" dedim sinirle.
"Sadece dudağının kenarını emdim ilk öpücüğün bende değil ama zamanla ne olacağı belli olmaz istersen daha ileri gidebiliriz" dedi.
"İğrençleşme" diyerek kolunun altından geçtim. Duvara yaslanarak bana baktığını gördüm. Omuz silkerek yürümeye devam ettim.

Uğraşlarım sonucu anılı beni eve bırakmasına ikna ettim. Zaten komşuyuz ya(!). Ona kalsa birgün daha orada kalacaktık.
"Geldik" dedi homurdanarak Anıl.
"Teşekkürler" diyerek arabadan indim. Ve eve doğru yürümeye başladım.

ANLAMSIZ AŞK #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin