ANLAMSIZ AŞK #Wattys2016

-15-

Medya;Berk

Bugün cumartesiydi. Çok şükür ki. Saate baktığımda 11.30'a geliyordu. Ee cumartesi canım bu saatte uyanmam normal. Banyoda rutin işlerimi halledip aşağıya indim. Yine herkes kalkmıştı. Sofrayı hazırlıyordu annem. Beni görmesin diye koşarak oturma odasına geçtim ki annemin sesini duydum.
"Hiç kaytarmak yok hadi gel yardım et birazcık" dedi. Of anne of. Oflayarak yardım etmeye başladım.

Kızlarla telefonlaşıp avm'ye gitmeye karar verdik. Bende direk yukarı çıkıp üzerimi giyinmeye başladım. Bir kot ve gömlek giyindim. Saçlarımı düzleştirip aşağıya indim. Spor ayakkabımı da giyindikten sonra annemlerle vedalaşıp tabiki para da aldım.

Şuan kızlarla bir mağaza da birşeyler bakıyoruz. Anılgilin haberi yok. Ay canım herşeyden haberi olması mı lazım? Bu mağazayı beğenmemiştim. Kızlarla oradan çıkıp karşısındaki mağazaya geçtik. Kıyafetler harikaydı. Kıyafetlere baka baka ilerliyordum ki birine çarptım. Bir kızdı. Cırladı resmen.
"Ayy sen ne yaptığını sanıyorsun" dedi. Kafamı kaldırıp baktığımda tiki kızlara benziyordu. En nefret ettiğim tip.
"Ayy pardon canım ya" dedim. Kız birşeyler mırıldanıp başla tarafa doğru gitti. Gittiği tarafa baktığımda ANIL vardı. Yoksa bu Anıl'ın kuzeni miydi? Yoksa Anıl beni aldatıyor muydu? Hemen bende anıla doğru yürümeye başladım. Anıl beni farkedince oda bana doğru gelmeye başladı. Ve belimden tutup kendine çekti.
"Nereden çıktın sen böyle" dedi Anıl.
"Ya kızlarla alışverişe çıktık" dedim.
"Neden haber vermedin" dedi.
"Her bokumu haber mi vereyim" dedim ardından "Ayrıca sen haber verme gereği duymadıysan ben hiç duymam" dedim gözlerimle kızı işaret ederek.
"O benim kuzenim hani gelen. Tutturdu gidelim diye annemlerde tamam gidin diyince haber vermeye fırsatım olmadı" dedi. Sağımıza ve solumuza baktığımda herkes bize bakıyordu. Çünkü pozisyon hiç de iyi değildi. Hemen kendimi geri çektim. Belimdeki elleri gevşedi.
"Tamam iyi" dedim.
"Anılcığım bu kız kim canım" dedi adını bilmediğim Anıl'ın kuzeni. Ya bu kızı Anıl olmasa öldürürdüm.
"Sevgilisiyim canım. Hani sen benle konuştun bana farklı şeyler ima ettin" dedim.
"Aa canım onu Anılcığımla da konuştum sorii tatlım" dedi. Biri şu kıza türkçeyi öğretmeliydi. Anıl'ın omzuna kolunu yerleştirip "şu elbise nasıl Anılcığım" dedi.
"O elini kırmadan ordan çekmelisin bence" dedim tıslayarak. Anıla baktığımda büyük altından gülüyordu 'çok mu komik' bakışları attığımda iki dudağını bastırdı. Ve kız elini çekti.
"Neyse Anıl gidelim biz" dedi mal Anıl'ın kuzeni.
"Tamam" dedi. Ay yok sen git ben güneşle kalacağım demiyordu. Biz nasıl sevgiliydik.
"Sen arabada bekle ben geliyorum" dedi. Sonra kız gitti çok şükür. Anıl'la  kimsenin bizi görmeyeceği bir yere girdik. Ve Anıl birden beni öpmeye başladı. Bende karşılık verdim. Ve saç dipleriyle oynamaya başladım. Bu onu daha şey yaptı ki daha hırcın öpmeye başladı. Sonra dudaklarımı yavaşça serbest bıraktı. Ve kızların yanına ilerledik. Kızlarların yanına geldiğimizde kızlarla selamlaştı ve kulagıma "Pazar benimsin güzelim" dedi. Bu ses tonu güzeldi. Çok güzeldi. Gülümsedim.  Ve Anıl yanağımdan öpüp gitti.

Kızlarla baya dolaşmıştık. Beğendiğimiz seyleri de almıştık. Şuan starbucks da oturuyorduk. Kavga içiyorduk. Normal konuları konuştuk. Kızlar Anıl'ın beni sahiplenmesini felan abarttılar. Canım tabii sahiplenecekti. Allah Allah. Hepimiz kahvemizi yudumlarken birden gece kahveyi ağzından püskürttü. Evet püskürttü. İğrençti ama buketin üstüne püskürtmesi ayrı bir komikti. Buket yüzünü silerken geceye küfrediyordu. Gecenin baktığı tarafa baktığımda şok oldum. Oha koca bir oha. Hemen buradan gitmemiz gerekiyordu. Hemde hemen Buket tam baktığımız yere dönecekken onu durdurdum. Ve direk starbucks'tan çıktık.

Eve vardığım da kızlarda ayrılmıştı evlerine gitmek için. Ayakkabımı çıkartıp aldığım kıyafetleri bi tarafa bırakıp mutfağa geçtim. Kurt gibi acıkmıştım. Tencereyi açıp baktığımda tavuk sote vardı. Hımm severdim.

Odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Ve kendimi yatağın üstüne bıraktım. Çok yorulmuştum. Ve acayip büyük sok yaşamıştık. Onlar ne zamandan beri buradaydı. Ve neden gelmişlerdi? Hayatımız bu kadar güzel giderken altüst mü edeceklerdi? İnşallah öyle birşey olmazdı. İyiki buket farketmemişti. İyiki.

Yemeğimizi yemiş ve artık herkes odasına çekilmişti. Uyuyacaktım uyuyamıyordum. Gördüklerimi düşünmekten. Tek sevineceğim şey yarını Anıl'la birlikte geçiriyor olmamdı. Tek buna sevinebiliyordum. Tek buna. Yarının güzel geçmesini dileyerek kendimi uykuya bıraktım.

-----

Sabah uyandığımda saat 6.30'du. Evet Anıl sağolsun bu saatte uyanmıştım.  Birde Pazar günü düşünün. Hemen üzerime etek ve kazak geçirdim. Hava soğuk olduğundan altıma muz çorap giyindim. Dişimi fırçaladım. Rutin işlerimi hallettim. Annemgilin dünden kızlarla gezeceğimden haberi olduğu için rahattım. Kahvaltıyı da Anıl'la yapacaktık. Aşağıya indiğimde ayağıma bot giydim. Ve dışarıya çıktım. Anıl'da zaten bekliyordu. Ah çok karizmatikti. Arabaya gövdesini yaslamış elleri ceplerinde beni süzüyordu. Ah birgün kesinlikle kalpten gidecektim. Ona doğru yaklaştığımda doğruldu. Belimden tutarak beni kendine çekti. Ve yanağımdan öptü. O yakınlaşmamızda istifade bende yanağından öpüp kokusunu içime çektim.
"Günaydın" dedi. Evet sevgiliydik. Ama öyle sevgilim aşkım felan demiyorduk.
"Günaydın" dedim.
"Hadi atla" dedi. Arabaya bindim ama kapımı kapatmadı çünkü öküzdü. Öküz.

Şuan Anıl'ın ailesinin pek uğramadığı şehrin dışındaki bir evdeydik. Beyefendi gününü burada benimle birlikte geçirmek istiyormuş. Ama bana fikrimi sormadı. Güneş kim ki zaten. Neyse. Şuan kahvaltı hazırlıyorum. Anıl bana yardım ediyor. Durdum ve şöyle anıla baktım cidden evli çift gibi gözüküyorduk. Kahvaltı hazırlamamız atışmalarımız...

Kahvaltı sofrasına son kaseyi koyduğumda şöyle bi sofraya baktım. Cidden güzel hazırlamıştım. Pardon hazırlamıştık Anıl'la. Anıl birden arkamdan sarıldı. Önce korkmuştum sonra ellerinin üstüne ellerimi kattım. Bugün hiç bitmemeliydi.
"Hazırladığım sofranın güzelliği" dedi böbürlenerek Anıl.
"Hazırladığımız" diye düzelttim onu. Bıyık altından gülümsedi ve masaya oturduk. Kahvaltı çok yerdim. Hayvan gibi. Ve birinin beni izlemesini sevmiyordum. Ama şuan Anıl beni izliyordu.
"Yemeğini yer misin" dedim rahatsız olmuş bi şekilde.
"Sana bakmak daha eğlenceli" dedi. Ofladım. Gıcıktı. Gülerek önüne döndü ve kahvaltı etmeye koyulduk.

Kahvaltı bittiğinde saat 09.30 du. Çok hızlı geçmişti. Sofrayı kaldırırken Anıl beyefendi yardım etmiyordu. Neymiş prensip meselesiymiş. Kahvaltıyı toplayıp bulaşıkları bulaşık makinasına dizdim. Anıl'ın yıkarsa olduğunu bildiğimden yukarı çıktım. 3 oda vardı. Şimdi hangisinde Anıl var diye düşünürken bir odanın kapısı aralıktı. Baktığımda Anıl odadaydı. Odaya girdiğimde üzerini değiştiriyordu. Ben neden direk girmiştim ki. Hemen arkamı döndüm.
"Be..ben şey ç..çok öz..özür di..dilerim" dedim ah neden kekelemiştim. Anıl bu dediklerime sesli gülmüştü.
"Dönebilirsin" dedi. Ona doğru döndüğümde altında eşofman üzerinde birşey yoktu. Ah o baklavalar tam yemelik. Ne diyorum ben ya. Hemen kendimi topladım. Ama gözlerimi ordan çekemiyordum. İstemeyerek de olsa gözlerimi ordan çektim.
"Üzerini giyinmeyecek misin" dedim sorarcasına.
"Ben evdeyken üzerimi giyinmem sadece eşofmanla gezerim öğren evlenecez sonuçta" dedi. Ve kolunu omzuma attı. Yüzüm kızarmıştı çünkü evlenecez demişti. Utanmıştım.
"Sana da birşey bulalım rahat et" dedi. Kendi dolabından bi tişört çıkardı ve elime verdi. İtiraz etmiştim ama hayır demişti gıcık işte. Banyoya girip giydim. Yuh çok bol ve uzun olmuştu dizlerimde bitiyordu. İçinde kaybolmuştum. Ciddi anlamda. Giyinip dışarı çıktığımda Anıl sanırım aşağıya inmişti. Aşağıya indiğimde salona geçtim. Anıl maç izliyordu. Off birde o gün ki idda'da kaybettiğimiz maçı. Ay şimdi hiç çekilmez ego felan kasardı. Yanına gittiğimde beni süzdü ve beğeniyle gülümsedi. Hoşuma gitmişti doğrusu.

----

Bölümü nasıl buldunuz canlarım?
Evet bitirilmeyecek yerde bitirdim ama olsundu.
Güzel oldu mu sizce buluşmaları?
Ayrıca karakterleri yavaş yavaş koyuyorum. Önceki bölümlere de ekleyeceğim çünkü bölüm boş kaldığında hoşuma gitmiyor. Neyse sizi seviyorum güzellerim...

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum...