Anıl yüzünden okula geç kalmıştık. Mükemmel değil mi? Saat 09.15'di ve biz yeni okula gelmiş ve şuan müdürün odasındaydık harika.
"Güneş kızım seni ilk defa geç kalmış görüyorum" dedi müdür şaşırırcasına.
"Özür dilerim" dedim en masum çıkan sesimle.
"Sen neden şu yarım akıllıya uyuyorsun ki" dedi bana. Burada yarım akıllı Anıl oluyordu. Alttan alttan sırıttım.
"Hocam ayıp oluyor ama" dedi Anıl.
"Ya birde geç kalıyorsunuz tamam birde okul formanız üzerimizde değil siz nasıl öğrencilersiniz? Ayrıca çanta getirmişsiniz ama çantanın içinde birşey yok enterasan---" derken Mahmut hocanın sözünü kesen odaya pat diye dalan biriydi. O biri ise bizim sınıftandı. Acaba nolmuştu? Yüzü endişeli gözüküyordu.
"Kızım burası dingonun ahırı mı? O nasıl bir giriş" dedi hoca bağırıyordu.
"Hocam haklısınız ama çok önemli Buket bayıldı durumu pek iyi değil ambulans çağırdılar" dedi. Ne bir saniye Buket ? Bizim Buket mi?
Bir anda odadan çıkıp revire koşarak gittim. Anıl'da arkamdan geliyordu. Revirin kapısının önünde bir yığın insan vardı. Zor da olsa geçtikten sonra Buketi sedyede baygın halde gördüm. Kafama dank etti birşey. Gece ise ağlıyordu. Çünkü Buket böyle olunca cidden çok kötü oluyordu.
"Noldu gece Buket bişey söyleyin" dedim ağlamaklı ses tonumla.
"Onlar geri geldiler" dedi Buket ve tamamen bayıldı. Hass- onlar mı ? Okula mı? İnanamıyordum. Buket cidden bayılmıştı bu sefer. Ambulans geldiğinde gece onunla birlikte gitti bense onlarla konuşacaktım. İnşallah konuşabilirdim.
Anıl ne olduğunu idrak etmeye çalışıyordu. Batu ve Mert gitmişti ambulansın arkasından hastaneye.
Sınıfta olduklarını umarak sınıfa çıktım. Ve bingoo!!! Üçüde oradaydı. Sınıfta hoca yoktu. Diğerleri kendi halindeydi.
"Oo kimleri görüyoruz vay sen yaşıyor muydun" dedi Cenk. İğrenç ses tonu kulaklarımı tırmalıyordu adeta. Yanıma yaklaşarak saçımı kokladı.
"Bu kokunu özlemişim" dedi. Tam o sırada içeri Anıl girdi ve cenkin yüzüne yumruğu geçirmesi bir oldu.
"Sen kimin saçını kokluyorsun sen kimsin oğlum" dedi Anıl.
"Eski sevgilimin saçını kokladım ayrıca ben Cenk" dedi Cenk. Kahretsin neden eski sevgilisiyim diyorsun amacı neydi bunun? Anıl bana öyle bir baktı ki ne olduğunu nasıl baktığını tarif bile edemiyordum. Sanki.. sanki nefret eder gibi.
"Doğru mu söylüyor güneş?" dedi Anıl öfkeli ses tonuyla. Ne diyecektim evet mi? Sustum. Anıl bu susmamın ardından omuz atıp geçip gitti yanımdan hafif sendelemiştim.
"Kıyamam ya ben az önce pot mu kırdım aa" dedi dalga geçercesine Cenk.
"Allah belanı versin Cenk. Niye geldiniz siz neden amacınız ne söyle ona göre davranalım" diye bağırdım. Çünkü anıldan sonra sinirlenmiştim.
"Yeni şehir yeni hayat yeni başlangıç anlarsın ya" dedi Cenk.
"Siz üçünüz nereye giderseniz gidin aynı boksunuz" dedim. Üçüne de iğrenircesine bakarken.
"Düzgün konuş kızım" diyip üzerime yürüdü ve kolumu sıktı Cenk.
"Ne yaparsın Kaan'ın bukete yapamadığını mı yaparsın" dedim.
"Belki de" dedi Cenk.
"İğrençsin" dedim. Kolumdaki elleri gevşediğinde kolumu kurtardım. Ve Kaan'ın tam karşısına geçtim.
"Senin yüzünden o kız hastane de şuan? Ne olacağını sen belki benden iyi biliyorsun hiç mi vicdanın yok" dedim.
"Biliyorum. Ama sinirlenmeseydi ben napabilirim" dedi Kaan. Söylediklerine kahkaha patlattım.
"Ya sinirlenmesi normal değil mi kıza tecavüz edecektin zor anda kurtardık. Napabilirim diyorsun ya bir daha hiç karşısına çıkmayabilirsin" dedim. Bişey demesine izin vermeden diğerinin karşısına geçtim.
"Artık gecenin kılına zarar gelirse senden bilirim Erdem" dedim.
"Katil değilim" dedi Erdem.
"Katilsin demedim. O çok boktan arkadaşlarını geceden uzak tut hatta geceden uzak dur. Hepimizin ayrı bir hayatı var artık. Benim gecenin buketin Bunu kabullenseniz iyi olur" dedim ve sınıftan ayrıldım. Cenke ağzımı yormama bile değmezdi. Ah ya Anıl bana küsmüştü. Belki artık sevgili değildik. Buket hastanedeydi.
Hastaneye vardığımda buketin hangi katta olduğunu öğrenip oraya yöneldim. Gittiğimde gece buketi izliyordu. Gecenin yanına gittim. Susup buketi seyretmeye başladım.
"Neden geldiler? Hayatımızı mahvetmek için mi" dedi gece.
"Sanırım" dedim bitkin bi şekilde.
"Okulda ne yaptın" dedi gece tekrar.
"Onlarla konuştum" dedim.
"Ne dedin" dedi.
"Bizden uzak durmalarını felan. Yine aynılar üçü de" dedim. Gece bomboş biryere odaklanmış bakıyordu.
Yeni bir sayfa açmışken neden eski defterler birden önümüze engel oluyordu ki? Neden yani anlayamıyordum.
Doktor çıktığında direk yanına gittik.
"Buket Sancak'ın yakınları siz misiniz?" dedi doktor.
"Evet durumu nasıl" dedim hemencecik.
"Durumu ilk geldiğinde ki gibi çok kötü değil ama tam normal de değil umarım anlaşılmıştır" dedi doktor.
"Anladık teşekkürler" dedi gece.
"Bugün burada mı kalacak" dedim.
"Evet 1 gün burada yatarsa daha normale durumu döner" dedi doktor.
"Refakatçi olarak iki kişi kalsak olur mu?" dedi gece.
"Olmaz ama bu seferlik peki" dedi doktor bey.
"Teşekkürler" dedik.
Mert'e baktığımda bomboş boşluğa bakıyordu. Ne duygularda olduğunu biraz anlayabiliyordum. Şu an tuhafıma giden Mert'in bu kadar uysal olması normalde çağırır bağırır nedenini sorardı ama şimdi sadece gözünü boşluğa dikmiş bakıyordu. Ruhsuzca,duygusuzca,düşüncesizce.
Akşam olduğunda Mert'e ısrar ettik ama gitmedi uyurum hastanenin bankında ya da arabada diye şeyler dedi. Sanırım şu an arabanın içinde oturuyor. Bizde burada saatlerdir uyanmasını bekliyoruz. Biraz uyusam iyi olacak ama uyuyamıyordum.
-----
Bölüm hakkında düşünceleriniz neler?
O dediğimiz kişileri öğrendiniz sizce nasıl oldu hikayeye ekşın katar diye düşünüyorum dhbdjdh.
Ayrıca bölüm kısa oldu biliyorum ama yapacak birşey yok sizi çok bekletmiştim onun telafisi diyelim.
Sizleri çok seviyorummVote ve yorumlarınızı bekliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAMSIZ AŞK #Wattys2016
Teen Fiction© Tüm hakları hayal dünyama saklıdır. Bir aşk düşünün öyle anlamsız ki öyle olaylar yaşanıyor ki ne olduğunu anlamıyorsunuz. Hem çok seviyorsunuz hemde gitmek istiyorsunuz ama ondan bir türlü gidemiyorsunuz. Böyle bi aşk işte bu inişli çıkışlı.. ...