Yaklaşık 1 saattir maç izliyorduk. Anıl maçta kötü oynayanlara sövüyor ben ise cipsleri yemekle uğraşıyordum. Sıkılmıştım. Ama Anıl'ın yanında olmam yetiyordu. Aslında aklım buketteydi birazda. O dünkü olaylardan sonra acaba onlarla karşılaş mıydı?
"Güneş 2 saattir sana sesleniyorum duymuyor musun? Ne düşünüyorsun öyle?" dedi Anıl.
"Hiç..hiç birşey" diyerek geçiştirdim onu.
"Eee napalım" dedi.
"Böyle ikimiz sıkıcı oluyor kızları mı çağırsak onlarda sevgili sonuçta" dedim. Yalvarma bakışlarımı attım.
"İlk defa tek sevgilimle gün geçirecektim onda da sıkıldın mı?" dedi.
"Ya Anıl lütfen" dedim.
"Peki ama onların burda kalmasına izin vermem" dedi.
"Biz burda mı kalacağız? Anıl farkındaysan bugün pazar ve yarın okul var ayrıca bura şehir dışında bi yer" dedim.
"Sıkıntı yapma ben hallettim güzelim" dedi. Güzelim demesini seviyordum.
Evet pek bi öküzdü kendisi. Nadir derdi böyle şeyler.
"Alo" Anıl karşısındaki kişiye demişti telefonda. Mert veya batuydu.
"Bizim o şehir dışındaki eve gelsenize kızları alıp" dedi.
"Tamam görüşürüz" dedi.
Yaklaşık 2 saattir mal mal oturuyor kızları bekliyorduk. Bi anda kapı çaldı.
"Ben bakarım" dedim anıla."Kızım sen bu halle o lavuklara kapı mı açacaksın" dedi ve beni tekrar süzdü.
"Birincisi onlar senin arkadaşların ve sevgilileri var ikincisi giyecek birşeyim yok" dedim.
"Ben anlamam erkek erkektir kızım"
dedi. Ardından bana yukarıyı gözüyle gösterdi. Anladığım kadarıyla odada beni bekle demeye çalışıyordu.Yavaş yavaş odaya çıktım. Tam odaya girip kapıyı örterken Anıl kapıyı açtı. Kıskanması hoşuma gidiyordu ama bu cidden gereksizdi. 1-2 dakika sonra içeriye Anıl girdi. Ahh şu boy endam.. bazen düşünmüyor değilim ben böyle bir güzelliğe nasıl sahibim diye.
"Dur sana en dar eşofmanımdan verecem inşallah o da bol olmaz" dedi.
Kıskançtı. Ve bu hoşuma gidiyordu. Birde yüzüme çarpan kumaş parçasıyla afalladım. Yüzüme atmıştı pislik yere düşen eşofmanı alıp dire bacaklarımdan geçirdim. Bu muydu en dar? Of allahım.
"Şaka mısın bu mu en dar?" dedim. Çünkü üzerime çuval gibi olmuştu.
"Evet kızım ne yapayım bu kadar sıska olma kilo al" dedi. Pislik.
"Kilo alırsam beni beğenmezsin" dedim.
"Kim demiş beğenmem diye" dedi.
"Öff neyse tamam eşofmanın ipleriyle darlaştırırım inşallah" dedim. Ve iplerle sıktım. Ve olmuştu en azından belimden düşmüyordu. Anıl beni süzdükten sonra yüzünde tebessüm yayıldı. Bende kendimi süzdüğümde allahım tam bir rezaletti.
"Artık aşağıya inelim mi" dedim.
"Tamam önden düş" dedi. Kaba şey önden düş ne yahu?
Merdivenlerden indiğimde salona girdim. Kendi hallerinde hepsi takılıyordu. Ahh 4'üde sevgiliydi ve bizim gibi sevgili değildi onlar biraz fazla mide bulandırıcı tiplerdendi. Kızlar beni gördüğünde koşarak sarıldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAMSIZ AŞK #Wattys2016
Teen Fiction© Tüm hakları hayal dünyama saklıdır. Bir aşk düşünün öyle anlamsız ki öyle olaylar yaşanıyor ki ne olduğunu anlamıyorsunuz. Hem çok seviyorsunuz hemde gitmek istiyorsunuz ama ondan bir türlü gidemiyorsunuz. Böyle bi aşk işte bu inişli çıkışlı.. ...